
Cengiz Erdil
Deprem Atıkları Nereye Gitti?
Kartalkaya Grand Kartal otelde yaşanan facianın acısı tazeyken; asıl büyük felaketin ikinci yıldönümü geldi çattı. Anadolu; binlerce yıllık tarihinde alışık olduğu sarsıntının en büyüğünü Cumhuriyetimizin 100. yılında yaşadı. Tarihte yıkılıp yeniden kurulan uygarlıkların yer aldığı Doğu Akdeniz coğrafyası bir kez daha büyük yıkımla karşılaşmıştı.
Herkesin gözü İstanbul depremindeyken uzmanlar asıl bu bölgeye dikkat çekiyorlardı. Sonunda yeraltındaki binlerce atom bombası 6 Şubat 2023'te patladı.
Hem de iki kez…
Büyük Akdeniz Depremi Türkiye’nin 11 kentini vurdu, en fazla hasar uygarlıklar kenti Antakya’daydı. Resmi kayıtlarda ölü sayısı 53 bin 537 kişi olarak tespit edildi.
İki deprem Almanya'nın toplam yüzölçümü kadar bir bölgede hasara yol açtı ve ülke nüfusunun yüzde 16'sını oluşturan 15 milyon kişiyi etkiledi.
Toplamda 38 bin 901 bina aynı gün deprem sebebiyle yerle bir oldu. Cumhurbaşkanlığı raporuna göre; 6 Şubat depremlerinde 11 ilde toplam 518 bin konut yıkıldı veya ağır hasar aldı. Bunlara ek olarak 128 bin 778 konut da orta derecede hasar aldı.
Koskoca bir bölge artık enkaz yığınıydı.
Hala binlerce kişi konteyner kentlerde yaşıyor, yanı başındaki Suriye’de kentlerin yolunu, suyunu düşünen iktidar deprem bölgesinde yeterli bir hamleyi gerçekleştiremedi.
ENKAZ RAPORU
Greenpeace’in hazırladığı değerlendirme raporunda enkaz atık miktarının 80 ila 110 milyon ton aralığında olduğu öngörüldü.
Sayıların yazılması kolay; bu kadar enkaz yığını nereye gitti?
Raporda şöyle deniyor; "Enkaz atıklarına ilişkin en önemli tehditlerin başında binaların üretimi sırasında kullanılan asbest, kanserojen lifler ve toksik malzemeler gelmektedir. Asbestin liflerine çok kısa zamanlı bile maruz kalınması, gırtlak ve yumurtalık kanserine neden olabilmektedir. Deprem bölgesindeki binaların neredeyse yarısından fazlası asbest ve kanserojen madde riski taşımaktadır.”
Bölgede açıklanan enkaz döküm alanlarının sayısı yetersiz, zaten bazıları da verimli tarım toprağıydı.
Şimdi bu kadar enkaz yığını nerelere döküldü?
Rüzgar ve fırtınayla havaya karışanı, yağmurla toprağa taşınanları geçtik, enkaz yığınları ne oldu?
Dere yataklarına, çoğu yabani zeytin ağaçlarıyla dolu vadilere mi döküldü?
Yoksa baraj havzalarına mı?
Bu soruların yanıtlarını beklemek bereketli topraklar üzerinde oturan bölge halkının hakkı olsa gerek.