Cengiz Erdil
Kuzey Ege’de pusuya yatan tehli̇ke
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada küçük bir haber gözüme çarptı. Balıkesir’in Burhaniye ilçesi yakınlarında zeytinlik alan alışveriş merkezi yapılması için ihaleye çıkarıldı. Burhaniye Çevre Platformu 175 zeytin ağacının söküleceği yere AVM dikilmesine karşı imza kampanyası başlattı, devlete itiraz dilekçesi verdi, mahkemeye başvurdu.
Haber bu kadar harala gürele arasında yaygın medyada yer bulamadı. Artık beton hesabı yüzölçümüyle yapılıyor, 175 zeytin ağacının lafı mı olur canım!
Tarım alanlarının sağından solundan kırpıla kırpıla ne hale geldiğini, tarım ürünlerindeki dışa bağımlılığı artık çocuklar biliyor. Burhaniye Çevre Platformu da küçük sorunun ileride başımıza ne dertler açacağını görerek şu açıklamayı yapmış:
“Burhaniye’nin toprağı ‘Büyük Ova’ statüsündedir. Dolayısıyla, tarım arazileri, amaç dışı veya yanlış kullanımlara açılamaz, açılmamalıdır. Sahil şeridindeki zeytinlikler, özellikle pandemiden sonra çok fazla dış göç alan bölgemizde ne yazık ki inşaat şantiyesine dönüşmüştür. Plansız imara açılan pek çok yerde, zeytin ağaçları ne yazık ki ranta kurban verilmektedir. Zeytini yok ederseniz, turizmi yok edersiniz. Zeytin bu bölgenin doğasıdır, yeşilidir. Kimse beton seyretmek için buralara gelmez.”
Burhaniye’nin komşusu Edremit’te de benzer ama daha büyük bir tehlike var; burada bir sulak alan yapılaşma tehdidi altında.
Burhaniye’ye çok yakın göçmen kuşların binlerce yıllık üreme ve konaklama alanı Akçay Sazlığı da imara açıldı. 165 kuş türünün barındığı sulak alan nesli tükenmekte olan yılan balıklarının hayat alanı.
Burada da çevreciler yeni Çevre Düzeni Planı’nın iptali için dava açtı.
Burhaniye’den yola çıkarak Kuzey Ege’de pusuya yatan tehlikeye dikkat çekelim.
ÇANAKKALE BOĞAZ KÖPRÜSÜ
Burada yazmıştık; Çanakkale Boğaz Köprüsünün yapımıyla birlikte AKP iktidarı bu bölgenin imar planlarında değişiklikler yaptı. Bölgede yeni marina, liman ve konaklama tesislerinin yapımına izin verilirken, bölgenin artan bir nüfus baskısıyla karşılaşacağı ortada.
Uzmanlara göre, ‘Ben yaptım, oldu’ denirse bölge kısa sürede İstanbul’a dönecek. Çanakkale’den İzmir’e kadar yüzlerce AVM, beton siteler görülürse şaşırmayalım.
Dağlarında maden aramalarının, sahilinde betonun boğacağı bir Kuzey Ege sorunu var karşımızda. İnsan ve doğa odaklı bir kalkınma modelinin benimsenmesi, çok mu zor? Bu soruyu gündemde tutmalıyız. Dünya yıldızı bir bölge kayıp gidecek.
Dünya için Amazon ormanları neyse ülkemiz için Kazdağları odur.