Boğaziçi’nin yakın tarihine şöylesine bir bakış

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum aslında İstanbul’u ve sorunlarını çok önemseyen bir görevli değildi. Yerel seçimden sonra böyle oldu.

İstediği zaman istediği TV kanalında boy gösteren Kurum, yine bir haber kanalında, Vaniköy sırtlarından yakaladığı ipin ucunu diline doladı, kaçak villa için Büyükşehir Belediyesi’ni suçladı.

Kurum şöyle diyor; “Dünyanın incisi dediğimiz İstanbul Boğazı'nda resmen çevre katliamı yaşanıyor. Boğaz'ın en güzel yerinde basit tadilat diye izin verilmiş. İşin içeriğine girdiğinizde basit tadilat olmadığı, tüm kamuoyunun tartıştığı bir olaydan bahsediyoruz.”

Tarihi kentin muhteşem yapılar topluluğunun yer aldığı yarımadasına, gökdelenlerin gölgesini düşüren 22 yıllık iktidarın yapıp ettikleri hiç sorun değil Kurum’un gözünde.

Boğazın arkası sayılan bölümünde yüzlerce gökdelen manzara kapma yarışına girdiler ve boğazı betonla çevrelediler. İstanbul, dünyanın sayılı gökdelen kentlerinden birine döndü. Boğaziçi’nin hava fotoğraflarına bakınca içiniz acır, yüzlerce koru ve yeşil alanın yok olduğunu yaşını başını almış İstanbullulardan dinlerseniz, şaşar kalırsınız.

BOĞAZİÇİ NASIL BİR YER?

Şu bir gerçek; talan edilen 60 ve 70’li yıllarda kıyılarına bile apartman dikilen Boğaziçi’nin koruma planlarını hazırlayan askeri yönetim oldu. 1983 yılında İmar Planları hazırlandı. Boğaziçi sahil şeridi, ön görünüm bölgesi, geri görünüm bölgesi ve etkilenme bölgesi olmak dört ana bölgeye ayrıldı. Sahil şeridinde ve ön görünümde çok sıkı denetim yapıldı. Hatta o tarihlerde iki asker belediye başkanı Abdullah Tırtıl ve Ecmel Kutay, sahillerde pek çok saçma sapan yapıyı yıktılar.

Gel gör ki; siyaset devri yani oy hesapları başlayınca, planlar göz ardı edildi, Armutlu gibi semtler doğdu, Sarıyer’de gecekondu mahalleleri oluştu.

Son 25 yıl ise AVM ve gökdelen modasının dönemiydi.

Hatırlıyorum, medyada hemen hemen herkes, Büyükdere Caddesi’nde yükselen yapıları alkışlıyor, AVM’ler için methiyeler düzüyordu.

Doğan Kuban gibi bir elin parmaklarını geçmeyen kent uzmanları ise boğazın ve Marmara Denizi’nin lağım çukuruna dönüşeceğini söylüyordu.

Bu kent tutkunlarının haklı olduğu bir konu var, Büyükşehir Belediyesi havadan denetimin de kolayca yapıldığı günümüzde Boğaziçi’nde kesilen bir daldan bile haberdar olmalı.

İstanbullular Boğaziçi’nin artık hiç olmazsa bu haliyle korunmasını istiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi