Cengiz Erdil
Narin cinayeti ve medya...
Türkiye günlerce Diyarbakır’dan yükselen çocuk çığlığı ve arkasındaki sırların kabusunu yaşadı. Diyarbakır’ın Tavşantepe köyünde kaybolan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni 19 gün sonra bulundu.
Minik kız çocuğunun yaşadığı köy adeta karanlık dehlizler diyarı… Herkesin akraba olduğu köy yıllardan beri dini siyasete alet eden partilere oy vermiş. Bazı köy sakinleri bu partilerin yerel yöneticiliğini yapmış, bazıları seçim zamanında propaganda çalışmalarına katılmış. Hatta Hizbullah ile bağlantılı kişilerin olduğu söyleniyor. Binlerce dönüm arazi sadece bir aileye ait. Törenin yasaların önüne geçtiği bir yerleşim yeri… Ancak öyle dağda ve yaylada bir köy değil, Diyarbakır’ın hemen yanı başında.
Ülkemizde her gün çocuklar kayboluyor, çoğu bulunuyor ama çetelerin eline düşen ve öldürülen çocuklarını sayısı az değil.
Narin Güran olayının gündemde kalmasını sağlayan yerel medya oldu. Diyarbakırlı meslektaşlarımız olağanüstü bir başarıyla Narin kızın başına gelenleri takip ederek ülkeye duyurdular.
PKK terörü, Hizbullah terörü ve de JİTEM terörünün şeytan üçgeninde 80’lı yıllardan beri haber peşinde koşan bölgedeki haberciler, ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamadılar, başlarına gelmeyen kalmadı. Hapishanelere düştüler, saldırılara uğradılar, işsiz kaldılar.
Bu olayda da sözlü ve fiili saldırıya uğradılar, hatta ölümle tehdit edildiler.
İstanbul ise yerelden gelen haberlerle top çevirirken; 3-4 saatlik ruh çağırma seanslarıyla ekonomistinden siyasetçisine herkes dedektiflik oyununun bir parçası oluyordu.
ORGANİZE KÖTÜLÜK
Bu deyim kimin aklına geldiyse ağzına sağlık…
Biraz geçmişe bakalım. Tarih 4 Mayıs 2009…
Mardin’in Bilge Köyü(adına bakmayın!) bu toprakların gördüğü en büyük katliamlarından birine mekan oldu. Köy korucusu Mehmet Çelebi ve yanındaki yüzleri maskeli beş kişi, nişan törenini bastılar. Önce konukları bir odada topladılar, daha sonra uzun namlulu silahlarla taradılar, üstelik üzerlerine el bombası attılar. Katliamda, altısı çocuk,16’sı kadın 44 kişi öldü.
Tavşantepe’de bir çocuk öldü ama eldeki delillere bakılırsa, Bilge katliamı gibi organize bir kötülük ile karşı karşıyayız.
80’li yılardan sonra çözülme sürecine giren feodal yapı, bazıları züğürtleşen toprak ağalarının kent ve kasabalara göçünü getirdi. Bazı ağalar da toprak zenginliğine hizmet sektörünün bereketini ekledi, akaryakıt istasyonu, otel sahibi falan oldular. Geride bıraktıkları binlerce yıllık iz ise olduğu gibi duruyor.
İşte organize kötülüğün kaynağı bu izlerdir.
Suçlanan Güran ailesine göre, tüm bunları dış güçler ve içerideki uzantıları yaptı.
Törelerin izinden gidenler ağanın, aşiret reisinin veya şıhın sözlerine inanacak, hiç şüpheniz olmasın…