Cengiz Erdil
İSTANBUL’DA SERİ CİNAYETLERE AZ KALDI
Recep Tayyip Erdoğan 26 yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda şimdikinden çok farklı düşünüyordu. İstanbul Boğazı’na üçüncü köprü için ‘bu bir cinayet olur’ diyordu. Kentin başlıca sorununun nüfus yığılması ve göç olduğunu belirtiyordu. CHP’li Nurettin Sözen’den görevi devralırken metro projelerine sahip çıkıyor, yedi tepeli kent hasret kaldığı yeraltı demir ağlarına kavuşmanın heyecanını yaşıyordu.
Yüzde 20’ler civarında oy oranıyla Belediye Başkanı olan Erdoğan’a her kesim ve düşünceden çok sayıda kişi destek vermişti.
Sonra yıllar su gibi akıp geçti, develer tellal, pireler berber oldu.
Taşı toprağı altın kentin yok olup gitmek için gün sayan tarım arazileri arsa oldu; killi, taşlı, kumlu diye bildiğimiz arazilerin en değerlisine ‘kupon’ denildiğini öğrendik.
Sağdan, soldan, ortadan aldığı her türlü destekle vahşi kapitalizm AKP eliyle oyun sahasını sürekli genişletti.
İstanbul’un anıtsal silueti artık kimsenin umurunda değil. Boğaz manzarası eski Yeşilçam filmlerinde kalırken, yerli TV dizileri gökdelenli İstanbul manzarasıyla izleyici yakalamaya çalışıyor.
İstanbul betona gömüldü.
Marmara yıllarca yedirilen atıkları yüzümüze kusuyor.
Ve şimdi geldi sıra Kanal İstanbul’a.
Bir değil, iki değil; yüzlerce cinayetle karşı karşıya İstanbul.
CİNAYETİ GÖRDÜK!
Şu İstanbul’dan bilgi ve belge bırakan yüzlerce gezgin ve tarihçi gelip geçmiş, masum kent hiçbirinden kötü söz işitmemiştir. İstanbul ‘İki kıtanın köprüsü’, ‘Boğazın incisi’, ‘Dünyanın merkezi’ diyerek hep övüldü. Kentin böğrüne hançer saplayanların sayısı da az değildi. İstanbul’un eski ve yeni fotoğraflarına bakanlar, belgesellerini izleyenler bunun hemen farkına varırlar.
Şimdi gelen ise hançer falan değil, silahları iş makinaları olan bir ordu İstanbul’u Trakya yönünden istilaya hazırlanıyor.
Ordunun neferlerinden birisi ‘Kanal İstanbul Marmara’yı deniz salyasından kurtaracak’ diyerek çok büyük laf etmiş.
Kenti bölen boğazın güvenli trafiğinden geldik Marmara’nın korunmasına, temizliğine!
Beşiktaş-Üsküdar yolcu motorlarının tehlikeli seyirlerini önceki bakandan öğrenmiştik, Kanal İstanbul ile de Marmara’nın salyadan kurtulacağı müjdesini de yeni bakandan alıyoruz.
İstanbul’da kanalla birlikte toprak ve deniz dengesi daha bir alt üst olacak. Bu bilim insanlarınca defalarca söylendi, yazıldı.
Anlaşılan o ki, sözler verilmiş, sözleşmeler kafalarda imzalanmış. İstanbul’a bir İstanbul daha eklenecek.
Yıllar öce Prof. Semavi Eyice ile yaptığım bir röportajı hatırlıyorum. İstanbul konusunda dünyanın sayılı uzmanlarından olan Eyice, İstanbul tarihinde nüfus ve göçün hep sorun olduğunu anlatmıştı. “Bu kent 10 milyonu aşarsa sorunları kolay kolay çözülmez” demişti. Üstat şunları da eklemişti; “Roma ve İstanbul özel kentler… Düşünsene Roma’nın nüfusu 10 milyona çıkmış, İtalya hatta Avrupa buna asla izin vermez.”
Eyice, kentin nüfusunun 15 milyonu geçtiğini göremedi. Kanal İstanbul ile bırak 25 milyonu 30 milyona uçacağız.
Artık İstanbul için seri cinayetler vaktidir.