Emel Yıldırım’ın anısına…DOĞAYA KAZILAN SOYKIRIM ÇUKURLARI; ATIK HAVUZLARI…

Ormanların, sahillerin kısaca doğanın tahribi yazıldığında, son 20 yılımız ibretlik belgelerle tarihimizde yer alacak. Siyanür başta olmak üzere zehirli kimyasallar kullanan yüzlerce maden sahalarının ayrılmaz bir parçası var… Atık havuzları…

Atık havuzlarının çoğu, öyle bilim kitap göz önüne alınarak yapılmış değil. Ağaçları kes, kayaları yerinden oynat, derince bir çukur kaz. Al sana atık havuzu.
Anadolu’nun dağları ovalarında çok sayıda atık havuzu var, maden sahaları, taş ocakları, santraller, fabrikalar hepsinin mutlaka bir atık havuzu bulunuyor. İrili ufaklı bu havuzların çoğu uluslararası standartlara uymuyor.
Gel zaman git zaman, maden bitiyor, santralin işlevi kalmıyor. Geride kalan atık havuzları ve barajları oluyor. Atık su birikintisinin olduğu yerlerde ne ağaç yetişiyor, ne de ot bitiyor. Toprak canlılığı yitiriyor. Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz terk edilmiş gezegenlerin platosu gibi bir şeydir geride kalan. Kısaca; doğanın hüviyetine soykırım fotoğrafı olarak düşen bir parçanın adı oluyor atık havuzları.

ANADOLU DELİK DEŞİK EDİLİYOR
Geçtiğimiz günlerde Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi yakınlarındaki bir çinko tesisinin atık su havuzu patladı zararlı metal atıklar önce dere sularına karıştı, oradan da Kılıçkaya Barajına. Baraj sularına karışan atıklar arasında siyanür var mı? Halk sağlığını neler tehdit ediyor? Bu sorulara net yanıtlar verilmedi.
Karadeniz Bölgesi’nde dere vadileri plansız HES’lerle kapatılırken, maden sahaları verimli tarım alanlarını ve fındık bahçelerini yok ediyor.

Ordu-Fatsa’da siyanürlü maden faaliyeti var. Bu madeni iki katı büyütmek için çalışmalar sessiz sedasız sürüyor. Fatsa’nın tepesinde üç milyon metreküp kapasiteli bir zehir barajı olacak.
Doğayı korumaya kararlı sivil toplum örgütlerinin verdiği bilgilere göre, Ordu’nun en az altı yerinde siyanürlü-sülfürik asitli madenler açmak için ihaleler yapıldı.
İhale edilen yerlerden birisi de Ordu-Perşembe ve Fatsa şehirlerinin ortasındaki Kurşunçalı Dağı. Burayı bölgenin Kazdağları gibi düşünün… Yüzlerce köye hayat veren derelerin bulunduğu bir yer burası. Bölgedeki en lezzetli fındığın yetiştiği vadilerin can damarı olan Kurşunçalı Dağı, ormanlarıyla birlikte yok edilmek isteniyor.
Altın, bakır başta olmak üzere maden ocakları için Anadolu’nun hemen hemen her yerinde yüzlerce ruhsat veren AKP iktidarı bu yıl içinde iki önemli karar aldı.

ORMAN VE SAHİL YAĞMASINDA HIZLARINA YETİŞMEK ZOR!
“Yanan, yok olan ormanlarımıza ne olacak” diye düşünürken 17 Temmuz’da Meclis’ten geçen Turizmi Teşvik Kanunu’ndaki değişiklikle orman ve kıyıların yağmalanmasının önü açıldı.
Çok geçmedi Orman Kanunu da değişti. Orman alanlarında yapı iznine yönelik değişiklik 30 Kasım’da Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre, ormanlık alanlarda kamu yararı bulunması halinde; limanlardan, havaalanlarından tutun da yol, santral, baz istasyonları, hastaneler ve elbette ibadethane yapımlarına izin çıktı.
Ormanlar Anayasa’ya göre koruma altında ama Anayasanın rafa kalkalı çok oldu.
Bu iktidar İskoçya’daki iklim zirvesinde arazi bozulmasının önüne geçilmesi ve ormanların korunması konusunda alınan karara imza koymuştu.
İklim zirvesi kararlarını da rafa kaldıran dünyadaki ilk hükümet olacağını böylece ele güne duyurdu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi