Cengiz Erdil
BÜYÜKNOHUTÇU ÇİFTİNİ KİMLER ÖLDÜRDÜ?
Ali Ulvi Büyüknohutçu’yu yıllar önce tanıdım. Antalya Kumluca sahillerinde deniz kaplumbağalarıyla ilgili bir haber için Doğal Hayatı Koruma Derneği ekiplerinin çalışmalarını izliyordum. Hayatını doğa korumaya adamış, yaşadığı bölgeye sahip çıkmaya çalışan, insanlarla sıcak ilişkiler kuran yurtsever bir dostumuzdu. Kumluca’da kaplumbağa üreme alanlarının korunması için yoğun çaba sarf ediyordu. Antalya Kent Konseyi’nin bir üyesiydi, bir grup arkadaşı ile turizm yatırımları adı altında bölgenin yapılaşmasına karşı duran projeler üretiyordu.
Sonra yıllar geçti, bu kez Büyüknohutçu’nun karşısına taş ocakları çıktı. Taş ocağı denilen illet doğanın yıkılıp üstünde taş bırakmamak ilkesine dayalı bir iş. Maden ocakları bile yanında masum kalır.
Ali Ulvi Büyüknohutçu sayesinde taş ocakları konusunda hayli bilgilenmiştim. 2012-1016 yılları arasında çalıştığım radyoda sık sık bağlanır, bu konuda röportajlar verirdi. Değerli eşini hiç tanıyamadım ama Ali Ulvi beye her zaman destek olan aydın bir kadın olduğunu öğrenmiştim Aysin hanımın.
Antalya Finike’de yaşayan doğa aktivisti bu çift, bölgenin doğasına zarar veren eylemlere karşı mücadele ediyorlardı.
SONRA O GECE…
Taş ocaklarının sebep olduğu bu katliamı önlemek için uğraşan Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu çifti, 9 Mayıs 2017’de Antalya’nın Finike ilçesine bağlı Kızılcık yaylasındaki evlerinde öldürüldü. Cinayet halen faili meçhul; kimse ceza almadı.
Geçtiğimiz günlerde Birgün Gazetesi’nden Ayça Söylemez’in, “Sedat Peker bu olayı da anlatır mı?” başlıklı haberi yayınlandı.
Büyüknohutçu çiftinin suçu doğayı sahip çıkıp, ona buna peşkeş çektirmemekti. Bu cinayet aydınlanırsa; rant hesapları, çeteler ve insan kanıyla beslenen madenci kisvesi adı altındaki yarasalar ortaya çıkacak.
Ayça Söylemez kardeşimiz haber yazmış, yazı yazmış ama bu cinayetler aslında dizi film olur, roman olur…
Çiftin kızı Emine Büyüknohutçu ve avukatları Tuncay Koç, soruşturma ve dava sürecinin nasıl savsaklandığını, esas sorumluların araştırılmadığını, delillerin hasır altı edildiğini yayınlanan bir belgeselde açıklıyorlar.
Emine Büyüknohutçu belgeselde, “Oradaki 14-1 taş ocağını kapatmaya yetecek bir güç vardı babamın elinde” diyor. Meşru ve yasal yolların memlekette çoğu zaman yeterli gelmediğini bir kez de bu olayda görüyoruz. Önce evlerinin yakınındaki ormanda yangın çıkıyor, Ali Ulvi Büyüknohutçu ormanın kundaklandığını düşünüp suç duyurusu yapıyor. “Korkmuyorum” diyor. Sonra tehdit ediliyor, en sonunda da öldürüldükleri haberi geliyor.
Ali Yamuç diye biri çıkıyor, “ben yaptım” diyor ama neden yaptığını anlatamıyor.
Tutuklandıktan 20 gün sonra “Menevşelikli Ali Yamuç” imzalı mektubu ortaya çıkıyor. Açık görüşte karısı Fatma Yamuç’a verdiği mektupta, cinayetin azmettiricilerine seslenerek: “Anlaşıp konuştuğumuz gibi eğer 10 gün içerisinde 100 bin TL parayı eşime vermezseniz cinayetinden en az benim kadar sorumlu olursunuz.”
Azmettiriciler mesajı alıyor; 31 yaşındaki Ali Yamuç tutuklu olduğu Alanya L Tipi Cezaevi’nde, tuvalette ölü bulunuyor. Savcılık olayın intihar olduğunu açıklıyor.
CİNAYETİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR
Ayça Söylemez’in yazısı şöyle devam ediyor:
“Ali Yamuç’un ölümü, olayın kapanan ilk dosyası oldu.
Kapanan diğer bir dosya, azmettiricilerle ilgili yürütülen soruşturmaydı. Bunca delile rağmen savcılık takipsizlik kararı verdi, karar üst mahkemece onandı.
Ailenin avukatı Tuncay Koç’un, ‘Mektubunda isim bile belirtmiş’ dediği Necmi Bahçeci araştırılmadı. Mektuptaki hiçbir şey araştırılmadı; Banka hesapları, cep telefonları dökümleri, HTS kayıtları… Hatta Fatma Yamuç’un tişörtünde, öldürülen Aysin Büyüknohutçu’nun kanının çıkması bile.
Bu arada, cinayetten hemen sonra düzenlenen Finike Portakal Festivali’nin davetlisi tanıdık bir isimdi: Sedat Peker. Kendisi, festivalle ilgili videolarda, ‘Başkanın daveti üzerine geldik’ açıklamasını yapıyor. Çiftin kızları, Emine Büyüknohutçu da soruyor haliyle ‘Tarımla ilgili bir festivalde Sedat Peker’in ne işi var’ diye. Peker belki bunca video-tweet arasında bu konuyla ilgili de bilgi verir. Çünkü yargının, cinayeti aydınlatmak gibi bir çabasının olmadığı ortada.”
İfşa ve itiraflarıyla pek çok karanlık noktaya işaret eden Sedat Peker’den doğa severlerin de beklentisi var… “Büyüknohutçu çiftini kim öldürdü? Bildiği bir şeyler varsa açıklasın.”