Cengiz Erdil
BİR TOPRAK ADAMI; YUNUS GÖKDUMAN…
Kemalpaşa, İzmir’in kirazıyla ünlü şirin ilçesidir. Kirazını dünya bilir. Yıllık ortalama 50-60 ton olan kiraz üretiminin büyük bölümü Avrupa’ya ihraç edilir. Daha kiraz dalları sarmaya başlarken müşterisi hazırdır. Bu yüzden Avrupa Perakendeciler Birliği İyi Tarım Uygulamaları Sertifikası almış bir ilçemizdir Kemalpaşa.
Kemalpaşa’da babadan atadan bahçeciliği öğrenen zeytin ve kiraz üreticisi Yunus Gökduman’a kulak verelim.
Yunus Gökduman emekli bir öğretmen. 34 yıllık öğretmenliğinin yanı sıra beldesinde kirazın duayeni olarak bilinir. 45 kiraz, 25 de zeytin ağacının olduğu küçük bir bahçesi var. ‘Toprak versin karnım doysun’ diyenlerden değil; Yunus öğretmen bilinçli bir üretici.
BELEDİYELERİN TARIMA OLAN DESTEĞİ
Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne telefon açıp Başkan Mansur Yavaş’a tarıma verdiği destek için teşekkür ederken, küçük üreticinin neden desteklenmesi gerektiğini anlatan dağarcığı geniş bir öğretmen Yunus Gökduman.
“Mansur Yavaş’a neden teşekkür ettiniz?” diye sorduğumda şöyle derin ahh çekip başladı anlatmaya:
“Çünkü Ankara Büyükşehir Belediyesi küçük üreticiye uzmanlarıyla yol gösteriyor, çapasına, ilaçlamasına, hasadına yardımcı oluyor. Küçük üreticinin aydınlatılmaya, makine desteğine ihtiyacı var. Mansur bey kısıtlı imkanlarıyla bunu başarıyor.”
Daha sormadan sözü İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üreticilere olan fidan desteğine söz getiriyor Yunus Gökduman, “Belediyenin fidan dağıtımındaki sorun bilgisizlikten kaynaklanıyor. Bana da 25 fidan verdiler, ancak fidanın menşei hakkında bir bilgi yok. 3-5 yıl sonra bana nasıl bir ürün verecek? Bu konuda bilgiler yok.”
“Ne yapılmalı?” sorusuna yanıtı şöyle Yunus hocanın:
“Tarımı desteklemek belediyelerin ilk görevi değil. Son yıllarda belediyeler iyi niyetle üreticinin yanında yer alıyorlar. İzmir Bölgesi’nin bence sorunu şu; belediye her yıl yöre tespiti yapıp oraya ağırlık vermeli. Fidan topraktan sökülüp kısa sürede dikilirse verimli olur. Fidanları kamyonlara doldurup köy köy gezdiremezsin. Belediye uzmanlarıyla gelip geleneksel yöntemlere alışmış köylüye yol gösterecek. Tüm mesele bu.”
Yahu! diyorum. Bunlar Tarım Bakanlığı’nın görevleri değil mi? “Bakanlık bu bürokratik yapısıyla artık sorunların üstesinden gelemez. Dertleri zaten büyük üretici, ‘daha çok ihracat’ diye bazı uygulamalar peşindeler” diyor.
ÜLKE KALKINMASIN TEMELİ; KÜÇÜK ÜRETİCİ
Yunus Gökduman’a göre, genç nüfusun tarıma kazandırılması, işsizliğin azalması, göçün önlenmesi, sağlıklı ürünler alınması; hepsi küçük üreticinin desteklenmesinden geçiyor. Aile tarımı desteklenirken sosyal güvence altına alınmalı, kooperatifleşmeye rehber olmalı, desteklemelerdeki kırtasiye azaltılmalı ve kolaylaştırılmalı, sanayi ve şehirleşmede verimsiz araziler tercih edilmeli. Tarım arazileri gözümüz gibi korunmalı.
Yunus hocaya zeytin hasadını soruyorum. Şöyle yanıtlıyor; “Ben bu yıl fazla verim alamadım. Kuraklığın etkisi oldu ama zeytin ağacı bir yıl durur, bir yıl verir. Yeter ki don olmasın. Devlet dökme yağ ihracını yasakladı ama arkasında duramadı. Hala dökme yağ ihracı yapılıyor. İtalya bizden dökme alıyor, kutulayıp dünyaya satıyor. Zeytinyağını mutlaka asit oranlara göre, şişeleyip veya kutulayarak ihraç etmeliyiz.
Yunus hoca tarıma dair çok konuştu, son sözünü şöyle bağlayayım: “Tarımda destek için komşuya bak. Yunanistan üreticisine ne veriyorsa, devlet de onu verecek. Gübre fabrikasını kapatan, bizi ithal gübreye bağımlı kılan devletin yeniden tarımla barışması lazım.”