YAT KALK DUA ET JESUS

Jesus her maça yanlış 11’lerle başlayıp, toparlayacağım derken çile çekmeye ve çektirmeye devam ediyor. Şampiyonlar Liginden elenmenin travması atlatılmadan lige de az kaldı evinde Ümraniye mağlubiyetiyle başlıyordu. Dua etsin, yedeğe çektiği Zajc sonradan girip beraberliği kurtardı. Bu arada kendi getirdiği adamlara forma vermek için başta arda Güler olmak üzere takımın en iyilerini kenarda tutuyor. Daha bugün 10 numaralı formayı alan Arda, sonradan bile giremedi oyuna.

Oysa 10 Numara deyince hop eder yüreğimiz… Gözbebeğimiz…

Şakası yok bu işin, daha 17 yaşında bir çocuk dünyanın en ağır yükünün altına girdi, Fenerbahçe’nin 10 Numaralı formasını sahiplendi.

Rüya gibi, tüylerimiz diken diken. İçimiz pır pır, bir sevinç, bir coşku. Yerimizde duramıyoruz. Lakin yüreğimiz ağzımızda, biliyoruz o forma çok ağır, 115 yılın şanını şerefini taşıyor, her babayiğidin harcı değil. Hepimizin yüreğinde filizlenen, gelecek umudumuz Arda Güler artık “10 Numaramız”.

Sevgili Arda Güler, güzel kardeşim, oğulcuğum o forma milyonların umudu. En zor maçların, imkansız görülen turların, galibiyetlerin, puanların umudunu, sorumluluğunu, yükünü taşır o formayı giyen. Rakip kim olursa olsun, Çubukluya gönül vermiş milyonlar, tribünleri dolduran on binler umudunu 10 Numaraya bağlar. İster ki, çıksın sahaya 10 Numara, alsın maçı tek başına. Bilir ki çalım mı yapılacak, gol mü atılacak, penaltı mı kazanılacak, ne gerekiyorsa yapar 10 Numara.

Sonra? Heykeli dikilir sonra 10 numaranın göz yaşlarıyla… Hani utanmasa, günahtan korkmasa tapar insanlar. Sor Alex De Souza’ya. Kimse unutmadı onu, unutmayacak, O’nun da hala gönlü de burada.

Güzel kardeşim, Ardacım, bu forma Tuncay Şanlı’nın forması, hepimizin Cesur Yürek deyip bağrımıza bastığımız zor zamanların topçusu Tuncay’ın forması.
Revivo’nun, Okocha’nın, Oğuz Çetin’in forması. Onları başımızın tacı eden forma…

Ama sihir formada değil, bak Mesut Özil bir sene taşıyamadı, olmadı, yapamadı. Samatta, Van Persie, eskilerden Diego Ribas, daha eskilerden Tanju Çolak ömür boyu atamayacaklar Fenerbahçe’nin 10 Numarasını taşıyamamanın ezikliğini. En azından biz öyle mutsuz, tatsız hatırlayacağız onları.

Sen sen ol güzel kardeşim, cesaretini, özgüvenini hiç kaybetme, koy yüreğini sahaya, biz sana inanıyor, sana güveniyoruz. Sen bizim geleceğe dair umudumuzsun.
Sevgili Ali Koç başkan, sana can-ı gönülden teşekkür ederiz. Arda Güler’e 10 Numarayı vermenin değeri çok büyük. Ancaak bir ricamız daha var, lütfen bu Jesus’la bir konuşuver. Bruma gibi saçma heriflere forma vereceğine lütfen Arda’yı sahaya sürsün.

Jorge Jesus, sayın hoca, en kıymetlimiz sana emanet. Biliyoruz gençlerle ilgilenmek çok tarzın değil ama biz Çubukluya gönül veren milyonlar rica ediyoruz, Arda’mıza iyi bak. Onu yedek kulübesinde değil sahada görmek istiyoruz.

Ve bu güzel haberle başladı 2022-23 sezonu. Yine yeni bir 11’le çıktı Jesus. Geçen senenin son maçının ilk 11’inden sadece 3 isim vardı ilk 11’de. Artık tercihlerini tartışmanın faydası kalmadı. Elinde her pozisyona en az iki tercih imkanı bulunan Jesus, Ferdi’yi sağ beke almak, sol bekte Luan Peres’i oynatmak gibi sürprizleri bolca yapacak. Hala Jesus’un farkedemediği Crespo-Zajc ikilisinin yerine denediği hiçbir ismin aynı başarıyı yakalayamadığı.

Maç penaltıdan gelen ilk gole kadar denk takımların mücadelesi şeklindeydi. VAR’dan gelen penaltı olmasa Fenerbahçe gol falan bulamayacaktı. İlk dakikadan itibaren orta sahayı ele geçiren Ümraniye maçın başından itibaren defans arkasına attıkları toplarla pozisyon buldular. Beraberliğin ardından oyunun tamamen hakimi oldular.

Geçen senenin en iyi ofansif orta sahası Zajc kenardaydı, Lincoln ve Arao ise güya orta sahada. Güya diyorum çünkü ortada yoktular. Arao ne defansa destek verebildi ne ileriye top taşıyabildi.

İlerde Joshua King her pozisyonda “ben hazır değilim, benim sahada ne işim var” diyordu.

Jesus, Arao’nun kötü oyununa çok sabretmedi ikinci yarıya yerine İsmail Yüksek’i alarak başladı. Ancak İsmail sorunun tek yönüne çare olabildi, Ümraniye’nin ataklarını kesmekte işe yaradı o da bir süre. Oysa Zajc’ı ya da Crespo’yu alsa takım daha kolay ileri gidebilecek, pozisyon üretebilecekti.

Sonuçta Jesus iki kez öne geçilen maçta beraberliği zorla yakaladı. Bunun için Serdar Dursun, Berisha, Zajc elinde ne varsa sahaya sürdü. Arda hariç.

Ümraniye’yi kutlamak lazım. Kadıköy’de galibiyeti kaçıran taraftılar. Şurası net, bu maç bir ay sonra oynansa, kendine güveni biraz daha pekişecek Ümraniye fark bile atabilirdi. Peki Fenerbahçe’nin bu bir ayda düzelebileceğine inanan var mı? Jesus’un maçtan sonra “iyi yoldayız” minvalindeki açıklamalarını dinleyince benim umudum iyice azaldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi