Galatasaray dün gece Süper Lig’de Eyüpspor ile 2-2 berabere kaldı. Galatasaray için şampiyonluk yolunda önemli bir 2 puanlık kayıp, Süper Lig’in çiçeği burnunda takımı Eyüpspor için ise zirveyi zorlamak adına önemli bir 1 puanlık kazançtı. Bu anlamda Eyüpspor’u kutlamak lazım. Süper Lig’e çıkar çıkmaz bu ivmeyi yakalayabilmek ender görülen bir olay. Doğru yatırım, doğru transferler ve doğru teknik direktör seçiminin bir sonucu bu.
Belli ki Eyüpspor futbolu bilen isimler tarafından yönetiliyor. Eyüpspor’un 6 önemli eksiğe rağmen dün gece bizlere Süper Lig standartlarının üzerinde bir futbol izlettiğini de unutmamak lazım. Eksik oyunculardan Ahmed Kutucu, Melih Kabasakal, Robin Yalçın, Umut Meraş ve Midstjö’nün direk ilk 11 oyuncusu olduğunu ve bu sezon 15 gole doğrudan ettiklerini de belirtelim. Bu eksik oyuncularla ligin en güçlü takımına karşı (üstelik deplasmanda) kapanmadılar. Kafa kafaya oynamaya çalıştılar. Rakip ceza sahasında 15 kez topla oynayıp, 1.38’lik gol beklentisi oluşturdular.
Geçen hafta Galatasaray’ı konuk eden Bodrumspor, kendi evinde ancak 0,38’lik bir gol beklentisi oluşturabilmişti. Bu canlı veriler esas alındığında bir hafta sonra Galatasaray’a karşı deplasmanda bu denli yüksek istatistiklerle oynamak çok büyük bir alkışı hak ediyor. Neresinden tutarsanız övgüyü hak eden bir futboldan ve futbol yapılanmasından söz etmek mümkün. Bu sebeple bu yazıya Eyüpspor ile başlamamak haksızlık olurdu.
Galatasaray penceresinden değerlendirecek olursak; Galatasaray kötü oynamadı. Aksine zorlu bir Avrupa mücadelesinden sonra -dinlenme fırsatı bulamadan- oldukça yüksek tempoda bir maç çıkardı.
2 gol attı çok sayıda gol kaçırdı. Yani bir maçı kazanabilmek adına futbolun tüm doğrularını yansıttı sahaya. Tek bir handikabı vardı Galatasaray’ın. Kaleci. Efsane kaleci Muslera. Yediği 2 gol de evlere şenlikti. İkisi de kapattığı köşedendi. İlk golde kapattığı köşeden gelen ortayı müdahale edemedi.
İkinci golde kapattığı köşeden golü yedi. Kaleye isabetli olarak gelen 4 toptan ikisi gol oldu diğer ikisi zaten vasat vuruştu.
Karşı kaledeki Berke Özer ise kalesine gelen 14 isabetli şutun 12’sini kurtardı. Efsanelerle doğru zamanda doğru ayrılıklar gerçekleştirmeli. Real Madrid, Cassilas ile vedalaşırken duygusal davranmadı. Galatasaray’da artık Muslera duygusallığına bir son verilmeli. Kalede durduğu her gün efsane günlerinden yer. E hazıra da dağ dayanmaz. Sözleşme uzatılması düşünülen bugünlerde bu kararı verebilmek Galatasaray’ın geleceği adına çok önemli.
Yunus Akgün’ün düşüşü devam ediyor. Bir de faydalanılamadığı halde oyuna ısrarla alınan 3 isim var.
Batshuayi, Kerem Demirbay ve Hakim Ziyech. Aynı isimlerle farklı sonuçlar elde edemezsiniz. Batshuayi’ye yaşına bakılmaksınız yüksek bir kontrat verildi. Hataydı. Hatadan bir şekilde dönmek lazım. Ziyech, Süper Lig’deki en yetenekli oyunculardan birisi ama futbolu mental olarak kafasında bitirmiş. Devre arasında gönderilmesi gereken isimlerden. Kerem Demirbay ise oyuna girer girmez Osimhen’in ikramını değerlendiremeyerek bizlere gerçek fotoğrafı çektirdi. İlk pozisyonda top doğru açıda ve doğru ayağındayken gelişine vurup golü atabilirdi. Kontrol etmeyi tercih etti, topa vurduğunda Berke çoktan açıyı kapatmıştı.
Her şeye rağmen, hatta futbol ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, faul nedir bilmeyen, avantaj nedir bilmeyen, futbolun temel doğrularından bi haber, kartların ne zaman nasıl gösterildiği bilmeyen, pozisyon bilgisi son derece zayıf olan hakem Oğuzhan Çakır’a rağmen bizlere yüksek tempoda maç izleten ve futbola doymamızı sağlayan Galatasaray’a ve Eyüpspor’a teşekkür ederim…
Türk futbolu bu yöntemlerle ilerleyebilir…
