Mert Yılmaz
TCMB’den “dolar düştü diye faiz indirimi beklemeyin” mesajı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2021 yılının dün yapılan ikinci toplantısında da faiz oranını değiştirmedi ve %17’de sabit tuttu. Piyasanın genel beklentisi de faizlerde bir değişikliğe gidilmeyeceği yönünde idi.
Dünyada başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarında yaşanan yükselişlerin enflasyon üzerinde yaratabileceği olası bir yukarı yönlü baskı öncesinde TCMB’nin tedbirli davranarak küçük de olsa bir faiz artırımına gidebileceği senaryosu son günlerde özellikle yabancı yatırım bankaları tarafından dillendirilse de TCMB bence doğru olanı yaptı.
Karar sonrası yapılan yazılı açıklama genel hatları ile bir önceki toplantıya paralellik gösterse de satır aralarında şahin duruşun daha keskinleştiğini söylemek mümkün.
Başkan Naci Ağbal’ın göreve geldiği günden itibaren ısrarla altını çizdiği “Fiyat istikrarı” ve “Sıkı para politikası duruşu” vurgusunun pekiştiği toplantı sonrasında faizlerde bir indirim sürecinin başlaması için bir süre daha beklenmesi gerekliliği netleşti. TCMB dedi ki; “Kur düştü diye benden faiz indirimi beklemeyin”. Maalesef Türkiye’de genel olarak ekonominin barometresi döviz kurları. Döviz kurlarının fiyatlarına göre değerlendirmeler yapıldığı için de bunca yıldır sorunlar yapısal olarak çözülmüyor.
Bugünün ekosisteminde sadece faizleri yüksek tutarak Türkiye’nin enflasyon sorununu kalıcı olarak çözmesi mümkün değil. Elbette talebi kısmak açısından yüksek faiz önemli ama tek parametre değil. Önemli bileşenlerden bir tanesi gıda enflasyonu. Bu köşede daha önce de yazmıştım; Türkiye gıda enflasyonunu çözmeden kalıcı olarak enflasyon sorununu çözemez. Grafikte net biçimde görülüyor on yıllık süreçte Dünyada gıda fiyatları yatay seyrederken Türkiye’de üçe katlanmış durumda. Son dönemlerde Dünyada tarım ürünlerinin fiyatlarında artış olduğu için Türkiye’de gıda enflasyonunun yüksek seyrettiğini iddia edenlerin bu grafiği nasıl açıklayacaklarını gerçekten merak ediyorum.
Özetle; TCMB piyasa beklentileri doğrultusunda faizlerde bir değişikliğe gitmedi. Faizi daha da artırmayarak doğrusunu yapmıştır. Enflasyon beklentilerinde keskin bozulma gözlenmediği sürece Türkiye’nin %17’den daha yüksek bir faize ihtiyacı yoktur. Yüksek faizin ekonominin farklı alanlarında yarattığı tahribatı da göz ardı etmemeliyiz. O nedenle bu süreç çok hassas dengeler üzerinde, sabırla, ustalıkla yürütülmelidir.