Mert Yılmaz
SIKIN DİŞİNİZİ
Dün gerçekleştirilen Ekim ayı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerin 150 puan daha indirilerek %10,5 seviyesine çekilmesine karar verildi. Son iki toplantıda 100’er baz puan faiz indirime giden Merkez Bankası’nın bu toplantıda da faiz indirimine devam etmesine kesin gözü ile bakılıyordu. Piyasa beklentisi bir 100 baz puanlık indirimin daha yapılacağı yönünde idi. Sağ olsun Merkez Bankamız yine biz piyasacılara küçük bir sürpriz yaptı ve indirim 150 baz puan oldu. Ters köşeye atlamadık bu sefer o nedenle mutluyuz ama kendimi penaltıda doğru köşeye atlamış hatta parmakları ile topa müdahale etmeyi başarmış fakat golü yemiş kaleci gibi hissediyorum.
2021 yılının Eylül ayında %19 ile başladığımız faiz indirim yolculuğumuz arada sekiz aylık bir kesintiye uğrasa da bugün %10,5’e gelmiş durumda. Bir süredir faiz indirimlerinin devam edeceği vurgulanıyor ve bir tek hane faiz niyeti belli ediliyordu. Ben son üç toplantıda da 100’er baz puan faiz indirerek 2022 yılını %9 faiz ile kapatacağını düşünürken Merkez Bankası karar metninde şu ifadeleri gördük; “Kurul, takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündeme almıştır”. Öncelikle son zamanlarda TCMB’den gördüğüm en iyi yönlendirme olduğunu belirtmeliyim. Metinde yer alan bu cümlenin anlaşılır halini kendimce şöyle çevirdim. “Biliyoruz, farkındayız, siz de sıkıldınız biz de ama yolun sonuna geldik. Önümüzdeki ay 150 baz puan daha indireceğiz ve kepenkleri kapatacağız. Bu kadar sıktınız dişinizi bir ay daha sıkın.”
Türkiye yavaş yavaş seçim havasına giriyor. Ekonomi yönetimi seçimlere tek haneli faiz ile girmek istiyor. Dünyada yaşanan resesyon riskine karşılık Türkiye büyüme dinamiklerinden taviz vermek istemiyor. Düşen faizlerin büyümeyi destekleyeceği düşünülüyor. Resesyon nedeni ile büyümede ihracattan gelmesi beklenen katkının azalacağı kesin. Doğacak o boşluğun da iç talep ile doldurulması planlanıyor. Yeni yıl ile birlikte kredi musluklarının açılmasını ve iç talebin körüklenmesini bekliyorum. Bunun da bir enflasyon baskısı yaratması kaçınılmaz olacaktır. Enflasyon ile mücadele ise her zamanki gibi bir başka bahara kaldı.
Seçim sandığından nasıl bir sonuç çıkacağını bugünden kestirmek çok kolay değil ama tek bir gerçek var. Sonuç ne olursa olsun ekonomide çok zor bir süreç bizi bekliyor.
Geçtiğimiz günlerde Gazete Pencere’nin 3. doğumgününü kutladık. Yazar sıfatı ile bir parçası olmaktan mutluluk duyduğum Gazete Pencere’ye yayın hayatında nice yaşlar diliyorum. Bu vesile ile pek çok zorluğa göğüs gererek harika bir gazete ortaya çıkartan başta sevgili Yavuz Oğhan ve Nilay Can olmak üzere tüm ekibi içtenlikle kutluyorum.
Yarın sabah da saat 7.00’de gazetemi heyecan ile bekliyorum.