SEÇİMLİ-EYT’Lİ SENARYOLAR

Ankara depremin yarattığı şoktan çıkıp, bundan sonrasına ilişkin olasılıkları konuşmaya başladı. Başta seçimlerin ertelenmesi, EYT’lilerin durumu, deprem sonrası planlar, sürecinin kötü yönetilmesi olmak üzere kadar birçok konu gündemde. Aslında bütün bunlara ilişkin gerçek derinlemesine toplantılar önceki günden itibaren yapılmaya başlandı.

Öğrendiğimize göre, İktidar Partisinin MYK toplantısından önce depreme ve seçime ilişkin daha dar bir kadro ile bir araya gelindi. Seçimin ertelenmesi şimdilik konuşulmuyor. Ancak toplum, AKP’de İstanbul seçimlerinde olduğu gibi hukukun ve yasanın arkasından dolanma potansiyeli gördüğü için şüpheyle bakıyor. Şimdi son iki günün ilginç kulislerine geçelim;

İktidar Partisinde seçime ilişkin kar-zarar hesapları yapılıyor. Seçimin tarihi hala mayıs ya da en geç haziran. Bu sürecin özellikle deprem rehabilitasyonu üzerinden yeni umutlar ve vaatlerle yönetileceği iddia ediliyor. Vatandaşların umudu satın alacağı hesabı yapılıyor. Bundan sonrası Erdoğan’ın Bahçeli ile yapacağı görüşme sonrası netleşecek.

1999 depreminden hemen sonra yapılan anketlerde, halkın yaşananlardan hükümeti sorumlu tutmadığına ilişkin örnekler paylaşılıyor. Partide, seçimin ertelenmesi durumunda, geçen zamanda kötü ekonomik göstergeler ve vaat edilenlerin hayata geçirilmemesi gibi risklerin daha fazla olacağı yorumu yapanlar var.

Seçimin en sürpriz projesi olarak sunulan emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili yasanın uygulamasının ertelenmesi tartışılıyor. Bu yasanın iki yıl ertelenmesini ve ayrılan 300 milyar liralık bütçenin deprem için kullanılmasını önerenler bulunuyor.

Deprem sonrası müdahale yetersizliği, parti içinde de tartışma konusu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun deprem sürecini iyi yönetemediği ve geride kaldığı konuşuluyor. Koordanisyon görevinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a verilmiş olmasından da pek hoşlanmadığı öne sürülüyor.

Yetersiz bakanlar, AFAD yöneticileri ve bürokratların görevden alınması gerektiğine ilişkin talebin, partide pek karşılık bulmadığı görülüyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bunu kendisinin başarısızlığı olarak algılayacağı ve bazı alt kadrolar dışında ciddi görev değişiklikleri yapmayacağı aktarılıyor. Liyakatsızlık, akraba-yandaş atamasına ilişkin örnekler rahatsızlık yaratıyor.

Rehabilitasyon çalışmalarının yanı sıra, deprem bölgesinden uzakta özellikle Orta Anadolu bölgesinde, 2 milyonluk yeni şehirler kurma gibi projelerin gündeme getirilmesi planlanıyor.

Yıllardan beri tartışılan Afet Bakanlığı’nın kurulması, sadece Kahramanmaraş depremi değil, İstanbul depremine hazırlanmak için yeni yapı ve birimler kurularak, daha hızlı karar alınmasının daha doğru olacağını dile getirenler de bulunuyor.

İki günün fotosu şimdilik böyle.

Yaşadığımız zor günlerin temel kaynağı olan sorumsuzlukları ve yetersizliklere isyan eden bir siyasinin “Belediye meclisi kararıyla fay hattının yerini değiştirebilen bir ülkeyiz” sözleriyle bitirmek istedim. Durumumuzu özetlemek açısından çok çarpıcı geldi de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nuray Babacan Arşivi