Sağlıkta halının altına süpürülen gerçek sorunların ortaya çıkmasına neden olan yeni doğan çetesi soruşturması, cesur bir savcının elinden çıktı. Siyasilerin gündemine zorunlu olarak giren bu olay gösterdi ki, yıllardan beri bilinen ama bir şey yapılmayan çok başlık var. “Kayırılan özel hastaneler, aşırı özelleştirme, şehir hastanesi yapılanmasının yanlışlığı…” Sistem çökmeden neşter vurulmasının zorunlu hale geldiği ortada.
Yeni doğan çetesi soruşturması ve dehşet verici sonuçları, sorunların zaman zaman iktidar partisi içinde eleştiriler açıdan gündeme geldiğini, tüm saptamalara rağmen adım atılmadığını ortaya koydu. Bu konuda çalışmaları olan siyasilerin aktardığına göre sorun, şehir hastaneleri projesinin yanlış kurgulanması ve eş zamanlı olarak güçlü aile hekimliklerinin yaratılmamasından kaynaklandı.
KONTROLSUZ ÖZELLEŞTİRME
En çok eleştirilen konulardan biri, eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ döneminde sağlıkta özelleştirmenin ucunun kaçırılması. Kontrolsüz ve hızı özeleştirmenin, hem hastaları mağdur ettiği hem de devlete maliyetinin yüksek olduğu anlatılıyor. O dönem yüzde 16 olan özel sağlık hizmetleri oranının, sonraki yıllarda hızla yüzde 35’e çıktığı belirtiliyor.
İKTİDARA YAKIN HASTANELER
Bu süreçte, denetim ve kontrol mekanizmasının da zayıfladığı biliniyor. Özellikle hızla büyüyen özel hastanelerin sahiplerinin AKP’ye yakın isimler olmasının denetim ve kontrol güçlüğü yarattığı da aktarılanlar arasında. Anlayacağınız, dokunulmaz hastaneler var. SGK tarafından örnekleme yöntemiyle yapılan denetimler ise işin aslını ortaya çıkarmıyor.
RAKAMLAR AÇIKLANSIN
Özel hastaneler, yenidoğan ünitesi kiralama, diyaliz cihazı kiralama, ameliyathane kiralama yöntemleriyle hızlı kazanç amacıyla devletle çarpık bir ilişki geliştirdiler. Bu hizmetler verilirken kayırılan hastaneler listesi oluştu. 112 aracılığıyla özel hastanelere yapılan sevklerin her ay kamuoyuna açıklanmasının, bu ayrımcılığı da net olarak ortaya koyacağı dile getiriliyor ki, daha önce de yazmıştık.
BAKANDAN BEKLENTİLER
Yaşananlardan sonra iktidara yakın olanlar da dahil, tüm özel hastanelere neşter vurulup vurulmayacağı merak konusu. Yeni bakanın bunu yapacağına inanan AKP’liler var. “Şimdi kimse iktidara yakın olmanın arkasına sığınamaz, yeni bakanın bu konuda görüşleri var. Artık adım atmak için iyi bir dönem. Bu fırsat kaçırılmamalı…” diyorlar. Hep beraber göreceğiz.
ÇEKİŞME ESKİ
AKP’li siyasiler arasındaki gruplaşmalar ve çekişmelerin bir örneğinin de sağlıkta yaşandığı biliniyor. Bir süre önce görevi bırakan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kendi döneminde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini yapan yeni bakanla arasının hiç iyi olmadığı aktarılanlar arasında. Hatta, yenidoğan çetesi soruşturmasının bakana haber verilmeden, emniyette yönetildiği de iddialardan biri.
Bakan Koca’nın birkaç kez görevden almak istediği Kemal Memişoğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a takıldığı biliniyor. Zaten bakanlıkta ödüllendirilmesi de bunu doğruluyor. İl müdürünün özellikle pandemi döneminde İstanbul’u iyi yönettiği anlatılanlar arasında. Karadenizliliği ve Erdoğan ailesine yakın olması da diğer ayrıcalıkları.
YAMAMAYLA OLMAZ
Yapılan değerlendirmelerde, seferberlik anlamına gelecek bütüncül bir bakış sergilenmediği sürece ‘yamama yöntemiyle’ sağlıktaki sorunların çözülemeyeceği dile getiriliyor. Bu süreçte aile hekimliklerinin daha güçlü donanımlı polikliniklere dönüştürülmesi, şehir hastanelerine sevkin azalması durumunda, özel sektörün devreye sokulmasının da azalacağı ifade ediliyor.
