SEÇİME GİDERKEN

Piyasalar depremin ilk şokunu atlattıktan sonra yavaş yavaş seçim havasına girerken Altılı Masa’da yaşananlar odağın tamamen iç siyasete ve seçime çevrilmesine neden oldu.

Özellikle borsanın seyri açısından ilginç günlerden geçiyoruz. Geçen hafta Pazartesi günü Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) piyasadan 1 milyar USD’lik alım yapacağının açıklanması borsaya ikinci bir moral oldu. Bilindiği üzere yaşanan deprem felaketi sonrasında piyasa açılmadan getirilen tedbir ve düzenlemelerde bireysel emeklilik sistemindeki devlet katkısındaki hisse senedi payı %10’dan %30’a yükseltilmişti. On gün içinde tamamlanması gereken bu düzenleme ile piyasaya ilk etapta yaklaşık 8-9 milyar TL arasında bir para girişi sağlanmıştı

Tanınan on günlük sürenin dolmasının ardından endeks 5,000 puan seviyesinin altına kayarken TFV’nin haberi geldi. Haberin içeriğini piyasa dinamikleri açısından tartışabiliriz ama bu tip bir haberin seans açıkken, işlemler devam ederken gelmesi büyük hata. Piyasanın genelinin sesi hata kendi lehine olduğu zaman çıkmadığı için bu konu hiç tartışılmadı. Çünkü gelen haber piyasayı yukarı yönde hareket ettirdi. Peki haber gelmeden saniyeler önce elindeki hisse senedi satan yatırımcının günahı ne? İkincisi ise belki bu yazıyı okuyan pek çok insana detay olarak gelecek ama benim kafama takıldı. TVF’nin yapacağı alım neden dolar cinsinden ifade ediliyor? Adı üstünde Türkiye Varlık Fonu. Bir zahmet yapılacak işlem de Türk Lirası olarak açıklansın.

Neyse piyasada TVF’nin yaklaşık 20 milyar TL alım yapacağı haberinin yarattığı coşku devam ederken Cuma günü öğleden sonra Meral Akşener’in açıklamaları piyasalara bomba gibi düştü ve endekste %3’e yaklaşan kayıplar yaşandı. O anda bir el geldi ve piyasayı yine 5,000 puan seviyesinin altından kaldırdı ve günü de neredeyse kayıpsız biçimde tamamlattı. Bu elin TVF olduğu neredeyse kesin gibi. Pazartesi günü siyaset cephesinde yaşananlar ise borsa yatırımcısının yüzünü güldürdü.

Siyasi tartışmalardan uzak; fiyat ve piyasa tepkisi anlayana her şeyi söyler. Masa dağıldı haberi ile düşen piyasa, masa dağılmadı, yoluna devam ediyor haberi ile hızla yükselişe geçiyorsa piyasanın hangi senaryoyu satın almak istediği gayet nettir. Milllet İttifakı’nın adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğunun açıklanmasının ardından Türkiye’nin CDS priminde yaşanan hatrı sayılır gerileme de yabancı yatırımcının ilgi ve beklentisinin ne yönde olduğun ilk etapta gösterdi.

Bu yaşananlar şimdilik hisse senedi yatırımcısına şu rahatlığı sağladı. Endeks’i 5,000 puan seviyesinin altına bırakmayacaklar.

Bu yazıyı yazdığım saatlerde Endeks, 5,500 puan seviyesinin sınırında seyrediyor. Şayet Endeks 5,350 puan seviyesinin üzerinde tutunmayı başarabilirse yükselişin devamı ve kısa vadede hedefin 5,700 seviyesi olacağını söylemek mümkün. Piyasanın genel beklentisi seçime kadar Endeks’in yukarı yönlü hareketini sürdüreceği yönünde idi. Bu beklenti hala canlı ancak beklentileri bir miktar düşürmek yatırımcı için iyi olabilir. Olası hareketin bir miktar hız kesmesi, vites düşürmesi beklenebilir. Diğer taraftan mevduat faizlerindeki yükseliş de dikkat çekici. Parasal büyüklüğü göre değişmek ile birlikte %26-32 arasında oluşan faiz oranları artık yatırımcı için tek alternatifin borsa olduğu ezberini de yavaş yavaş bozdurmaya başladı.

Yıllarla tanımlanabilecek bir sürecin ardından piyasalar için gündem yeniden siyaset oldu. Seçim dünyanın her yerinde ve her piyasa için belirsizliktir. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tekrar dillendirilen 14 Mayıs tarihine yaklaşılırken gerek Cumhur gerekse Millet İttifakından gelecek söylemler ve yaşanacaklar piyasa için önemli.

Sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağını kestirmek zor. Siyaset sahnesinde yaşananlardan sonra yapılmış bir anket en azından ben görmedim. Dolayısı ile seçim sonrasını bugünden konuşmak için erken. Rahmetli Demirel’in “Siyasette 24 saat uzun süredir” sözünün ne kadar doğru olduğu geçtiğimiz günlerde bir kez daha yaşayarak gördük.

Bir vatandaş olarak iki ittifakın da kazanmaları durumunda uygulayacakları ekonomi politikalarını ve kadrolarını seçimden önce açıklamalarını tercih ederim. En azından seçim sonrasında neler olabileceğini tahmin etmek daha kolaylaşabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi