
Mutlu Hesapçı
Demet Sağıroğlu ve Barbaros aynı sahnede! ‘Sanat bir ifade biçimi; sessiz kalmanın kimseye faydası yok’
90’lı yıllarda ilk çıktığı zamanlardan beri şarkıları da kendisi de benim için hep farklı bir yerde oldu. Arnavut Kaldırımı şarkısını söylerken duygularımızın en yüksek olduğu yaşlardaydım. Daha birçok şarkısında kendimi buluyordum. Demet Sağıroğlu benim kuşağımın en özel seslerinden ve kadınlarından biri. Ortalarda çok olmasa da ben kendisini dinlemeye devam ettim. Barbaros ise son yıllarda keşfettiğim, kendine has yorumculuğu, sessiz ve derinden sanatını icra eden bambaşka farklı bir isim. Ve bu iki değerli isim Demet Sağıroğlu ve Barbaros ilk kez ikili olarak aynı sahnedeler. Demet Sağıroğlu ve Barbaros’a sahnedeki işbirliklerini ve memlekete dair merak ettiklerimi sordum.
Bu ikili nasıl bir araya geldi, daha önce birbirinizi ne kadar tanıyordunuz?
Barbaros: Ben uzun zamandır zaten Demet’i şarkıcı olarak çok beğenir ve dinlerdim, aynı menajerlik şirketindeyiz ve sık sık bir araya geliyorduk zaten, beraber sahne fikri menajerimiz Sinan Nergis'ten çıktı.
Demet Sağıroğlu: Barbaros’u uzun yıllardır sahneden ve yaptığı güzel işlerden biliyordum. Kendine has tarzı, yorum gücü ve sahne duruşuyla çok takdir ettiğim bir isimdi. Sinan Ufuk Nergis’in bir gün “Sizi zaman zaman sahnede bir arada düşünmek istiyorum” demesiyle bu fikir ortaya çıktı. Çok doğal gelişti yani.
REPERTUARDA NELER VAR?
Nasıl bir proje bu, repertuarınızdan ve sahnedeki performansınızdan bahseder misiniz?
Barbaros: Sahne öncesinde de iyi anlaşan iki arkadaştık, menajerimiz bu projeyi getirince, arkadaşlığımız sahneye de yansıdı. Dinamik ve çok geniş bir repertuar sunuyoruz. Demet’in hitleri, benim şarkılarım, divalarımızın klasikleşmiş şarkıları, 80’ler 90’lar gibi dönem şarkıları, yabancı şarkılar, arabesk, TSM gibi birden fazla stilde bir müzik çıkıyor ortaya. Çok hareketli ve eğlenceli bir sahne olduğunu düşünüyorum.
Demet Sağıroğlu: İkimizin de müzik anlayışı, sahnedeki duruşu ve repertuar kültürü birbirine çok yakındı. Sahnede farklı tarzları buluşturmayı, yıllar içinde izleyiciye dokunmuş şarkıları yeniden seslendirmeyi çok sevdik. Ben kendi hitlerimi seslendiriyorum, Barbaros kendi şarkılarını söylüyor. Bunun dışında hem nostalji hem de kendimizin de eğlendiği çok eğlenceli bir repertuar hazırladık. Seyirciyle interaktif bir bağ kurduğumuz, çok samimi ve enerjik bir performans sergilediğimizi düşünüyorum.
“BÖYLE ŞARKICI SAYISI ARTIK ÇOK AZ”
Birbirinize dair duygu ve düşüncelerinizi hem müzisyen olarak hem de insan olarak anlatın desem neler söylersiniz?
Barbaros: Demet harika bir insan. Çok iyi kalpli, yufka yürekli, naif ve çok candan. Sahne bir yana, çok sıcak ve çok iyi bir arkadaşım olduğu için çok mutluyum. Tabii ki müthiş bir şarkıcı, besteci ve söz yazarı. Günümüzde böyle şarkıcı sayısı artık çok az.
Demet Sağıroğlu: Barbaros çok iyi kalpli, sahici, duyarlı bir insan. Hayat görüşlerimiz, yaşamlarımız, tepki ve duygularımız birbirine yakın. Müziğe olan saygısı, yaptığı her işe gösterdiği özen, onu çok özel bir sanatçı yapıyor. Sahnede çok zarif ve kaliteli bir duruşu var. Onunla aynı sahneyi paylaşmak benim için büyük bir mutluluk ve keyif.
Barbaros Bey sizi bilenler iyi biliyor ama öyle hiçbir zaman da ben buradayım diye bağıran bir isim olmadınız. Popüler kültüre uzaklık neden, bu kadar güçlü bir yorumcu olup da neden kendi halinizde kalmayı tercih ettiniz?
Herkesin üstüne giyebileceği kıyafeti, ona en iyi oturan stili sürdürmesi gerektiğini düşünen bir şarkıcıyım. Moda olan akımlara kapılıp kendi duruşumu bozacak bir şey yapmama taraftarıyım. Elbette günümüzden geri kalma niyetinde değilim, ama müziğin modern çizgilerini, kendimde sırıtmayacak şekilde koruduğumu düşünüyorum.
“DİL ÖĞRENMEK BENİM İÇİN BİR HOBİ”
Barbaros Bey klasik bir eğitim almanıza rağmen her türde ve dilde şarkı söylemek nasıl bir duygu ve başarı?
Her tür ve dil demeyelim, çok fazla tür var evet; bu stillerde çalışmak ve bunun için özel emek sarf etmek, bir müzisyeni ve şarkıcıyı diri tutuyor. Farklı dilleri de çeşit olsun diye söylemiyorum, müzikal yapısı ve söylemi bana oturuyorsa, hangi dilde olduğu fark etmiyor benim için. Dil öğrenmek benim için bir hobi.
“POPÜLER KÜLTÜRÜN KALIPLARI BANA ÇOK UYGUN DEĞİLDİ”
Demet Sağıroğlu Türk pop müziği denilince ilk akla gelen isimdiniz, acayip bir popüler döneminiz var. Sonra ne oldu da kendinizi geri çektiniz, küstünüz mü yoksa kariyer planlamanızı mı yapamadınız?
Aslında hiçbir zaman küsmedim. Zaman zaman kırılganlıklarım oldu tabii. Ben kendi hayatımda ve müziğimde özgür kalmayı, kendimle barışık olmayı hep öncelikledim. O dönemki popüler kültürün hızı ve dayattığı kalıplar bana çok uygun değildi. Kendimi geri çekmedim; sadece kendime başka bir yol çizdim. Daha sakin, daha özgür, daha kendim gibi bir hayat… Müzik hep vardı ama ben kendi zamanlamamda var oldum.
Demet Hanım ne oldu da Amerika’da yaşama kararı aldınız, neden geri döndünüz ve şu anda ülkenin durumunu düşündüğünüz zaman keşke dönmeseydim dediğiniz oluyor mu?
Amerika’ya gitmem tamamen kişisel bir karardı. Kendimi, hayatı ve dünyayı başka bir yerden gözlemlemek istedim. Orada da çok güzel yıllarım geçti. Ama Türkiye benim toprağım, köküm, insanım burada. Ne olursa olsun burada olmayı, buradan üretmeyi seviyorum. Zorlandığım zamanlar olmuyor mu? Oluyor. Ama insan nereye giderse gitsin, kendiyle beraber gidiyor. O yüzden hiç keşke demedim.
Demet Hanım ilk çıktığınız dönemleri düşündüğünüzde şarkılarınızın bu kadar çok sevileceği ve sizin de bu kadar çok tanınacağınız aklınıza gelmiş miydi?
Hayır, hiç düşünmemiştim. Çünkü ben sadece müzik yapıyordum. Şöhret, popülerlik gibi şeyler hiçbir zaman hedefim olmadı. Olan oldu, insanlar şarkılarımı ve beni sahiplendi. Bu beni hem şaşırttı hem de çok mutlu etti.
“YAS BEKÇİLİĞİNİ SADECE BİZİM YAPMAMIZI ADİL BULMUYORUM”
Duruşu olan sanatçılardan olmak çok özel bir durum özellikle bizim ülkemizde. Şu anda ülkemizde olanlar sizi ne kadar etkiliyor?
Demet Sağıroğlu: Çok etkiliyor. Çünkü sanatçının duyarlılığı zaten daha yüksek oluyor. Ülkemizde yaşanan her olumsuzluk, adaletsizlik, ayrımcılık haliyle benim de kalbimi kırıyor. Umudumu kaybetmeden, doğruları savunarak var olmaya çalışıyorum.
Barbaros: Ülkemizdeki her olumsuz olaydan en çok ve ilk olarak etkilenen kesim, şüphesiz müzisyenler. Bu da ülkemizdeki müzik algısı ile ilgili. Yas anında ilk olarak müzik duruyor, oysa maçlar mesela aynen devam ediyor, herkes işini yapabiliyor. Yas bekçiliğini sadece bizim yapmamızı adil bulmuyorum. Gündeme dair ise denilecek tek şey; hak, hukuk ve adalet herkese eşit olmalıdır ve herkese aynı derecede de lazımdır. Bu unutulmasın. Bu üçlünün şu an ülkemizde büyük eksikliği var ne yazık ki. Ancak, adalet yolunu bulacakken, şüphesiz bu yolda biz de var olacağız.
“SESSİZ KALMANIN KİMSEYE BİR FAYDASI YOK”
Sanatçı dediğin ülke gündemine dair rahatsızlıklarını dile getirmeli mi sizce, böyle bir sorumluluğu siz ne kadar hissediyorsunuz ve ifade ediyorsunuz?
Barbaros: Sanat, bir ifade şeklidir. Bir sanatçı, kendini ifade etmezse, hatta edemezse nasıl yaşar? Bu bir sorumluluk değil, artık bir zorunluluk. Gündemden rahatsız olup da bunu dile getirmeyen, kendini sorgulamalı. Çünkü hak, hukuk, adalet onlara da bir gün lazım olacak.
Demet Sağıroğlu: Sanat zaten bir ifade biçimi. Sanatçı kendini ifade etmezse sanatını nasıl sürdürebilir ki? Ben bu sorumluluğu her zaman hissediyorum ve elimden geldiğince de dile getiriyorum. Sessiz kalmanın kişisel çıkarını düşünenler dışında hiç kimseye bir faydası yok.
Demet Hanım biraz da muhalif bir duruşunuzdan kaynaklı olarak da tırnak içinde piyasa dediğiniz koşullar sizi içine almadı diyebilir miyiz?
Belki de öyle… Ama zaten benim hiçbir zaman “piyasa” diye tabir edilen o sistemin içinde olma gibi bir derdim olmadı. Müzik benim için bir varoluş biçimi. Özgürlük alanım. O yüzden bu anlamda yalnız kalmak bazen bedel olabilir ama ben bunu göze aldım.