BALIK BAŞTAN KOKARMIŞ

Maç günü. Öncesinde Beşiktaş’ın en önemli toplantılarından Divan Kurulu var. Yılların Beşiktaş delegesi olmak gerekiyor Divan Kurulu’nda yer almak için. Divan Kurulu Başkanı Tevfik Yamantürk yerinde, Başkan Serdal Adalı Divan’a hesap vermek üzere hazır ve Beşiktaş’ı adeta yarı yolda bırakan eski Başkan Hasan Arat salonda.

Fakat o da ne? Daha toplantıya başlamadan önce Divan Kurulu Başkanı ile eski Başkan Arat arasında “Utanmaz adam” bağırışları, “Seni mezara kadar kovalayacağım” sözleri… Bununla kalır mı? Beşiktaş’ın başkanlığını yapmış isim kürsüdeyken yumruklu saldırıya uğruyor, ardından açıklama yapıyor “Bana Divan Kurulu Başkanı yumruk attı, arkadan vurdu, arkadan vurana kalleş denir. Gereken yapılacak” diyor. İnanılır gibi değil. Divan Kurulu yarıda kalıyor tıpkı bu seneki hayallerimiz gibi.

Beşiktaş’ın derdi çok. 15 milyar lirayı aşan borç bir yanda, kötü kadro yapılanması öte tarafta. Önce lig kaybedildi, sonra Avrupa serüveni erken sona erdi. Son bir umut kupaydı o da olmadı. Birbiri ardına değişen yönetimler, hocalar, yani bitmeyen dertlerle üçüncülük savaşı veriliyor.

Maç günü yazdıklarımıza bakar mısınız?

Kadroyu da değiştirmiş hoca, Chamberlain’den vazgeçmiyor. Immobile yedeğe çekilmiş santrafora Mustafa gönderilmiş, dizilişe göre sağ stoper Svensson olmuş. Elbette dörtlü savunmadan üçlüye hızlı dönen bir yapıya sahip Beşiktaş ama maçtan önce kadroya bakınca soru işareti çoktu.

Son beş maçında sadece Galatasaray’ı yenen, üç mağlubiyet ve bir beraberlikle soyunma odasının yolunu tutan Beşiktaş var karşımızda. Yenerse bir maç eksiğine rağmen üçüncülük koltuğuna oturacaktı. Olmadı. Yenilgi sayısını 6 maçta 4 mağlubiyete çıkardı.

Hızlı başladı Beşiktaş. Dün orta sahada tercih edilen Salih’in maçın başındaki şutu adeta direği yalayıp dışarı çıktı.

Defansta büyük eksiklikler yaşayan Beşiktaş’ı felaket serisi bırakır mı? Paulista iki kez sakatlık korkusu ile kenar yönetime baktı ama oyuna devam etti. Ama sakatlık önemli bir gol pozisyonunda Muçi’den geldi ve yerini Joao Mario’ya bıraktı. Dakikalar henüz 27 idi.

İlk yarı bereketsiz ataklar yüzünden iki takımı da güldürmedi. Ama ilk yarının başarılı ismi ve uzun süre sonra ilk 11’de yer bulan Salih devre arasında kendisini yedek kulübesinde buldu. İlginç bir değişiklikti.

Tıpkı maçın başında olduğu gibi ikinci yarı da Beşiktaş’ın yüzünü güldürmeyen pozisyonla başladı ve bu kez Rashica kaçırdı golü. Dakikalar 54’ü gösterdiğinde Rashica’nın nefis ortasına Paulista’nın harika kafasının gol olmasını önce kaleci Muhammed ardından direk engelledi. Beşiktaş, sadece bu sezon ve 11 kez direğe takılarak bu alanda ülkedeki liderliğini sürdürdü, Avrupa’da üçüncü oldu. İki kez daha direğe nişanlasa Avrupa şampiyonu olacak.

İkinci yarının ilk 10 dakikasındaki tempo nefes kesiciydi.

Beşiktaş özellikle sol kanattan yüklendikçe yükleniyor, golün gelmesi an meselesi diyorduk. Fakat ataklarını mecburen kontraya bağlayan Başakşehir’de Yusuf Sarı ortaya çıktı ve maçın ilk golünü attı. İkinci gol de kontra ataktan geldi ama VAR’a takıldı. Haksız bir karardı.

Bu haksızlığı Yusuf Sarı giderdi. Frikikten attığı nefis golle takımını rahatlattı. Bu, Yusuf Sarı’nın kariyerindeki ilk frikik golü olarak tarihe yazıldı. Maçın da skorunu belirledi.

Beşiktaş acılarına bir yenisini ekledi. Ama başlığa da taşıdım ya balık baştan kokarmış. Bir düğmeyi yanlış ilikledikten sonra, o iliği düzeltmeden yol gidilemezmiş. Maçın ardından

Beşiktaş Teknik Direktörü Solskjaer’in "Bu takımı ilaç kurtarmaz, ameliyat lazım." sözleri her şeyi özetlemiyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Niko Arşivi