Aytuna Tosunoglu
OLUMLU BAKANLAR, ÇEVRİMİÇİ ALIŞVERİŞ YAPANLAR
Tübitak-Ardeb-1001 programıyla destekli, “Covid-19 Salgınının Getirdiği Belirsizliklerin Sosyal, Ekonomik ve Politik Tercihler ve Davranış Kalıplarına Etkileri: Risk Algısının Rolü” isimli proje kapsamında 2 Nisan 2021 tarihinde bir çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştayın adı, “Covid-19 Odaklı Sosyal Bilimler Araştırmaları” idi. Bu çalıştayda Dr. Arhan S. Ertan, projesinin sonuçlarını anlattı ve bakın neler söyledi:
“Belirsizliğin bireylerde yarattığı en önemli etkilerin başında risk algısının yükselmesi geliyor. Bu durumun insanların davranış ve tercihlerindeki etkisinin incelenebilmesi için öncelikle ahlaki açıdan sorumlu hissedilen insan grubu anlamına gelen “ahlaki çember” üzerindeki etkilerini anlamak gerekiyor. Doç. Dr. Osman Sabri Kıratlı ve Doç. Dr. Hamid Akın Ünver ile birlikte yaptığımız anketin sonuçlarına göre geleceğe olumlu bakanlar, Koronavirüs ile ilgili alınan önlemleri daha yeterli buluyor. Pandemiyle aldığı bilgilerin yanlış olduğunu görenlerinse gelecekle ilgili beklentisi daha negatif. Ayrıca ekonomik açıdan önlemleri yeterli bulanların daha fazla harcama yaptığı yönünde de bir sonuç çıkıyor. Pandemiyle ilgili bilgilerinin yanlış çıktığını görenlerse daha az tasarruf ediyor. Sağlıkla ilgili endişe duyanların da yardımseverliğinin arttığını tespit ettik. Sonuçlar bunlar arasında bir korelasyon olduğunu gösteriyor. Ama neden-sonuç ilişkisi kurmak için daha detaylı analiz gerekiyor.”
“Çalıştay’daki konuşmacılardan biri olan Doç. Dr. Elif Karaosmanoğlu da “Pandemi Sürecinde Tüketim Alışkanlıklarımız, Kırılganlıklarımız ve Gelecekteki Tüketimimizde Bireysel mi Sosyal Mekanizmalar mı Yardımcımız?” başlığını taşıyan ve pandemi sürecinde bireylerin tüketim alışkanlıklarında değişimi etkileyen mekanizmaları anlamlandırmayı hedefleyen araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi. Salgının birinci ve ikinci dalgalarındaki süreci irdeleyen bir anket çalışması gerçekleştirdiklerini söyleyen Karaosmanoğlu, düşük gelirlilerin online alışveriş yerine fiziksel mağazalardan alışveriş yapmaya devam ettiklerini, genel kanının aksine online alışverişin üst gelir gruplarıyla sınırlı kaldığının altını çizdi. Karaosmanoğlu; sosyal medya, alışveriş bağımlılığı ve yeme bağımlılığı olarak ölçülen tüketim örüntüsü değişkenliklerinde birinci ve ikinci dalga arasında zamanla bozulma gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi:
“Anket sonuçlarına göre, salgın sürecindeki sosyal medya bağımlılığı tüketicilerin psikolojik esenliğini olumsuz etkiliyor. Ayrıca online alışveriş bağımlılığı artsa da bunun psikolojik esenlik üzerine anlamlı bir etkisi bulunmuyor. Yeme bağımlılığının ise sosyal izolasyonun yüksek olduğu durumlarda, psikolojik esenliği artırdığı görüldü. Diğer sonuçlara göre, tüketicilerin yaşadıkları kırılganlıkların psikolojik esenlik üzerindeki etkileri stres ile düzenleniyor. Yani gerek ekonomik gerek psikolojik kırılganlık hisseden tüketicilerin psikolojik esenlikleri artan stres ile birlikte daha olumsuz etkileniyor. Psikolojik kırılganlık hisseden bireylerin, toplum yanlısı davranışlar geliştirdikleri de söylenebilir. Bu durum yaşadıkları olumsuzluklara adapte olmaya çalışırken çevreleriyle daha olumlu ilişkiler kurabildiklerine işaret ediyor.”
Yazının tamamını okumak isterseniz, Boğaziçi Üniversitesi web sayfasını ziyaret ediniz. Uzantısı şöyle: