SİYASET, ‘adaydı, başörtüsüydü, seçim vaadiydi’ uğraşadursun, seçimin ince hesapları yapılmaya başlandı bile. Bir yanda, 18 Haziran 2023 seçimin takviminin 18 Nisan’da başlatılması, diğer yanda Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa, iki bayram arasında hacda olacak 60-70 bin kişi için Mekke’de seçim sandığı kurulması bile ince ince hesaplanıyor.
Gerçek gündem ile sanal gündem arasındaki fark da bu işte. Siz, hazırlanmış özel paketleri tartışırken, bir yerlerde işin aslını kendine uygun organize eden yapılar çalışmaya devam ediyor. Bunlardan biri de 18 Haziran 2023’de yapılacak seçimlerle ilgili hazırlıklar.
Yüksek Seçim Kurulu, doğal olarak tüm senaryolara göre hazırlık yapıyor. İlk senaryo, seçimlerin normal zamanında yapılması. Buna göre seçim takviminin 18 Nisan’da başlıyor. Taslağa göre, 15 Mayıs gibi adayların açıklanması gerekecek. Bu durumda, kamu görevlilerin istifası takvimden bir ay önce olacak. Siyasete soyunmak isteyen kamu çalışanları 18 Mart’ta istifa edecek. Taslak takvimin bir alternatifi de var. Eğer iktidar daha önce siyaset kulislerinde konuşulduğu gibi seçimi Meclis kararıyla mayıs ayının üçüncü veya dördüncü pazar günü yapmaya karar verirse tüm takvim bir ay öne kaydırılacak. Bütün bunlar YSK kararı olarak açıklanacak.
Tam da burada, AKP kurmaylarının kafasına bazı soruların takıldığını öğrendik. O da seçimi bir ay öne almanın Cumhurbaşkanının iki kez seçilme hakkını nasıl etkileyeceği oldu. Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan, ‘Seçim dönemi, seçim döneminin başlangıcı ve seçimlerin tamamlanması’ maddesi içlerini rahatlattı. “Cumhurbaşkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” hükmü yeterli oldu. Seçim tarihini Meclis kararıyla bir ay öne çekmenin hak kaybına neden olmadığına ikna oldular. AKP içinde, Tayyip Erdoğan’ın yeni sistemde iki kez seçilme hakkı olduğu konusunda bir tereddüt yok, ama bunun muhalefet tarafından kullanılma olasılığı nedeniyle ince elediklerini biliyoruz.
Gelelim iktidar partisinde kafa yorulan diğer konuya; bu daha ilginç. Seçimlerin normal tarihinde yapılması durumunda, ‘okul tatilleri, okul sınavları, memleketlerine giden seçmen, iki bayram ve hacca giden seçmene’ göre program yapmak gerekiyor. Ramazan Bayramı, 21 -23 Nisan, Kurban Bayramı ise 29 Haziran-2 Temmuz tarihleri arasında olacak.
İşte ince hesap da burada. AKP’liler, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması durumunda, seçmen açısından bir dizi önlem almak gerektiğini düşünüyor. Memleketine gidecek seçmenin kontrol edilmesi, sınır kapılarındaki sandıkların organizasyonu. En önemlisi de bu tarihler arasında hacca gidecek ve sayıları 60-70 bin kişiye bulacak seçmene ikinci turda oy kullandırmak. Çünkü AKP’liler, bu seçmenin neredeyse tamamının kendi tabanları olduğunu düşündüğü için bu oy kaybını önlemek için şimdiden plan yapıyorlar. Kutsal topraklarda seçim sandığı kurmak da bunlardan biri. Bunun hukuki alt yapısı ve maliyeti hesaplanmaya başladı. Yani, kıl payı kaybedip kazanma ihtimali üzerine öyle ince hesaplar yapılıyor ki; şaşarsınız.
