KAHREDEN KABULLENMİŞLİK

Elinde Türkiye’nin en iyilerinden 6 orta saha oyuncusu var. İlk yarı üçünü Ozan, Gustavo, İrfan Can’ı, ikinci yarı diğer üçünü Sosa, Mert Hakan ve Pelkas’ı deniyorsun ama hala orta sahaya hakim olamıyorsan, ne yaptığını bilemiyorsun demektir. Geçmiş olsun, bir yılı da böyle harcarsın.
Bu ilk 11’i Erol Bulut sahaya çıkarsa, Pelkas sağlamken yedeğe çekse kıyamet kopardı herhalde. Ama herkes “Emre Belözoğlu’nun bir düşündüğü vardır” diyerek buna haklı bir gerekçe üretmeye çalıştı. Takımın 3 günde bir maç yaptığından yola çıkıp, Kahveci ile tempoyu yükseltme çabalarına kadar…
Eminim Emre Belözoğlu bu gerekçelerin yarısını bile düşünmemiştir. Maç öncesi yaptığı açıklamada “her maçın ayrı bir senaryosu var, ona göre kadro kuruyoruz” diyerek seçimini savundu.
Bu açıklamada dikkat çekici olan Emre Belözoğlu’nun “Kafamızda bir oyun planı var ama bunu oturtmak için zamanımız yok” sözleriydi. Yani Emre Belözoğlu Erol Bulut’un oyun planından farklı bir planı olduğunu ama vakit olmadığı için bunu oturtamayacağını bunun yerine her hafta rakibe göre hareket edeceğini söyledi. Allah yardımcısı olsun.
Maç öncesi rakamlar kolay bir rakip gösteriyordu. Son 11 haftadır galip gelmemiş bir takım Malatya üstelik kenar ortasıyla en çok gol yiyen takımlardan birisi… Elbette bunlar sadece kağıt üzerindeki görüntüler, yeşil zeminlerin gerçeği bambaşka olabiliyor.
Mesela ilk 15 dakikanın bu kağıt üzerindeki durumla hiçbir ilgisi yoktu. Gökhan’ın orta sahadan kapıp hızlı çıktığı, Valencia’nın değerlendiremediği bir pozisyon dışında Fenerbahçe rakip ceza sahasında yok gibiydi.
Ancak iki dakika sonra aynı Valencia soldan üst üste çalımlarla giderken, ceza sahası önünde düşürülünce kazanılan serbest vuruşu güzel kullanarak golü atmayı başardı.
Malatya ilk gol fırsatını 27. dakikada Serdar Aziz’in çıkarkenkaptırdığı topta yakaladı ama Fofana acele edince topu dışarı vurdu.

  1. dakikada Fenerbahçe kullandığı kornerde gol yemeyi başardı. Caner’in kullandığı kornerde defanstan dönen topu kapan Fofanabütün sahayı İrfan Can ve Gustavo’nun nezaretinde koşarak geçti, verdiği pasa vuran ise Osayi’nin seyrettiği Mustafa oldu, böylece Malatya beraberlik golünü buldu.
    İlk yarı boyunca Fenerbahçe’nin orta sahası çalışmadı. Pelkas’ı yedekte tutunca 10 numarasız bir oyun planı yapmıştı Belözoğlu ama bu kez takımı merkezden ileri taşıyan, pozisyon üreten kimse kalmadı. Ozan ve İrfan Can beklenenin çok gerisindeydi. Ofansif görevler üstlenen bu ikili ne takımı ileri taşıyabildi, ne de rakip defansa baskı yapabildi.
    İş kanatlara kaldı. Valencia sol kanatta etkili olmaya çalışırken, Osayi sağ kanatta önceki maçtan bile kötüydü. İlk geldiği haftalarda herkesin beğenisini kazanan Osayi bugün hayli geriye düşmüş durumda. Çalım atmayı galiba yasakladılar Osayi’ye, oysa en iyi yaptığı şey oydu. Tek bir atak yapamadan ilk yarıyı tamamladı.
    Her maçta 20 üzeri orta yaparak rekor üzeri rekon kıran Caner, bu taktiğin en çok işe yarayacağı takım karşısında neredeyse orta yapmadı. Oysa Malatya ligin yan toplardan en çok gol yiyen takımları arasında. Samatta ise yine yoklar arasındaydı.
    İkinci yarıya iki doğru değişiklikle başladı Emre Belözoğlu. İrfan Can’ın yerini Pelkas, Osayi’nin yerini Ferdi Kadıoğlu aldı.Bu değişiklikler Fenerbahçe’ye ilerde bir hareketlilik getirdi.Ancak yine de tempo yükselmedi, pozisyon üretilmedi.
    Uzaktan şutlara umut bağladı ikinci yarıda Fenerbahçe. Ozan, Gustavo, Valencia derken üst üste uzaktan şutlar denendi ama hem kaleciyi hem de direkleri geçemedi Fenerbahçe.
    Emre Belözoğlu, maçın son 20 dakikasına girildiğinde orta sahanın tümünü değiştirmiş, Sosa ve Mert Hakan’ı da oyuna almıştı. Malatya’nın da geriye çekilmesiyle son 15 dakikada Fenerbahçe rakip yarı sahada etkili oldu, pozisyonlar da buldu ama golü bulamadı.
    Maçı büyük bölümünde sorunsuz götüren hakem Özkahya, uzatmanın son dakikasında ceza sahası içinde Thiam’a yapılan faule vermediği penaltıyla bir çuval inciri berbat etti. Pozisyonda VAR’a gidilmemesi de işin başka bir ayıbıydı.
    Ancak hakemlerin ayıbından daha can yakıcı olan hiçbir Fenerbahçeli oyuncunun hakeme isyan etmemesiydi. Bizi bitiren “kabullenmişlik” gelinen noktanın özeti galiba.
    Sonuçta bugün kaybedilen iki puanla hem şampiyonluk hayalleri bitti hem de Emre Belözoğlu’na bağlanan umutlar. Ben Ali Koç’un yerinde olsam şimdiden önümüzdeki sene takımı çalıştıracak gerçek bir teknik direktör arayışına başlarım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi