Ümit Sezgin
Jesus'un yokluğunda trajedi
Bu bir kader planıdır. Dört farkla alabileceği bir maçta dört golle yenilmek Fenerbahçe’nin mahareti midir, kader midir siz karar verin? Oyun planları, taktikler, stratejiler tartışıla dursun bu maçın öyküsünü yazan bireysel öyküler oldu. Valencia, birebirde bir pozisyon ve bir penaltıyı kaçırıp Fenerbahçe’yi durduran, Redmond ise 3 asist bir golle maçı Beşiktaş’a getiren isim oldu.
Tabii bu maç kaybedilmesi halinde Galatasaray’ın şampiyonluk turları atacağı, Fenerbahçe için kazanılması Allah’ın emri bir karşılaşmaydı… Maçı, cezası nedeniyle tribünden takip etmek zorunda kalan Jesus belki de yavaş yavaş üstüne yapışan “derbilerde ve büyük maçlarda başarısız” yaftasından kurtulmak için olsa gerek, hücuma yatkın bir kadro ve dizilişle çıktı. 3-4-1-2 Dizilişinde Arda’yı öndeki ikili Valencia ve Pedro’nun arkasına koymuştu. Orta sahanın merkezini ise Arao ve Mert Hakan’la sağlama almak istemişti. Arda sırtındaki 10 numaranın gerçek pozisyonundaydı.
Benzer karakterde top oynayan iki takımın mücadelesinde önde basan beklenenin aksine Beşiktaş oldu.
Arda’nın yerinin doğruluğu 10. Dakikada girdiği pozisyonla belli oldu. Arda’nın 26. Dakikada verdiği ara pasta Valencia birebirde topu Mert Günok’a kaptırmasa maçın kaderi değişecekti.
Ancak Arda maçın kaderini değiştirmekte kararlıydı. 38. Dakikada ceza sahası önünde kaptığı topta dört çalımın ardından ceza sahasında durdurulduğunda hakemin düdüğü penaltıydı. VAR’dan da itiraz gelmeyince Valencia topun başına geçti ve bu kez kaçırmadı. Tüm istatistiklerde Fenerbahçe’nin önde olduğu devrenin berabere bitmesini ise Aboubakar’ın ayaklarına yatarak topu kapan Altay önledi. Pedro’nun yokları oynadığı ilk yarıda Arda, Mert Hakan, Osayi ve Ferdi Fenerbahçe’nin iyileriydi.
Jesus’un yokluğunda Fenerbahçe kulübesinde teknik adam da yok gibiydi. Fenerbahçe hiç değişiklik yapmadan çıktı tekrar sahaya.
İkinci yarıya da yine Arda başladı. Orta sahada kaptığı topla yine hiç vakit geçirmeden Valencia’yı kaçırıp Mert’le karşı karşıya bıraktı. Valencia pozisyonu kaçırmak üzereydi ki Welinton geriden gelip, penaltıyı yaptı. Welinton kırmızı kart gördü ama Valencia golü kaçırmakta kararlıydı. Penaltıyı kale direğine nişanladı.
On kişi kalan Beşiktaş Necip’le savunmasını güçlendirirken, Fenerbahçe kulübesi seyirciydi, hiçbir değişiklik yapma gereği duymadı.
Samet ve Arao’nun seyrettiği pozisyonda Redmond’un asistinde Cenk Beşiktaş’ın ilk golünü atarken Fenerbahçe’de soru oyuncu değişikliğinin neden yapılmadığıydı.
Bu beraberlik golü Fenerbahçe’deki tüm kontrolün kaybolmasına yol açtı. Bir an önce öne geçme hevesiyle kontrolsüz yüklenen Fenerbahçe orta sahayı da boşalttı.
Redmond, Cenk ve Aboubakar bu boş ve kontrolsüz Fenerbahçe orta sahasını kolayca geçip, fırsatları değerlendirerek farkı yarattılar.
Elbette Fenerbahçe teknik kulübesinin hataları da var. Geciken oyuncu değişiklikleri başta olmak üzere, tercihler de tartışılabilir. Ancak sezon başından beri uygulanan ofsayt taktiğinin iflası her an bekleniyordu ama bu kadar trajik olmamalıydı.
Sonuçta Jesus bir derbi daha kaybetti hem de hazmedilmesi son derece güç sonuçla. Eminim kulübede olsa takımın bu kadar kontrolü kaybetmesine izin vermezdi. Ancak bunu artık kimseye anlatamaz.