Mesut Yeğen
Güven ve Umut
Kutuplaşmanın esas olduğu tek adam rejiminden müzakerenin esas olduğu demokratik bir rejime geçiş teklifi elbette bir siyasi hayal ve fena bir hayal de değil. Lakin, geride kalan zaman da gösteriyor ki, bu hayal muhalefeti kesinkes iktidara getirecek kadar bir seçmen desteği üretmiyor, yeterince seçmeni heyecanlandırmıyor.
Ekim 2022 itibarıyla kalıcılaşmış, seçimlere kadar geçecek 7-8 aylık süre zarfında da değişecek gibi görünmeyen bir veri var elimizde: Cumhur İttifakı ve Erdoğan’a verilen seçmen desteği 2018 seçimlerinden bugüne 10 puandan fazla azalıp, yüzde 40 civarına gerilemiş ve buralarda bir yerde sabitlenmiş durumda. Ekonominin stop etmesi ya da muhalefetin bir anda cazibesini artırması gibi olağanüstü bir gelişme olmadığı takdirde iktidarın seçmen desteği buradan daha geriye çekilecek gibi görünmüyor. Bu da şu demek: Ekonomik durumdaki vahim tabloya rağmen seçmenin yüzde 40 kadarı iktidarı desteklemekten vazgeçmiyor, vazgeçecek gibi de görünmüyor.
Muhalif nazardan bakınca ‘akıl dışı’ gibi görünen bu tablo şuna işaret ediyor: Cumhur İttifakı ve Erdoğan kötü gidişe karşın iktidar oyununun dışına düşmek bir yana halen oyunun içinde, hem de kuvvetlice. Siyasi desteğindeki gerilemenin durması, seçim yasasındaki düzenlemeyle beraber yüzde 45 civarı bir oyla parlamentoda çoğunluğun elde edilebilecek olması ve ikinci tura kalması durumunda cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yönetimde istikrar motifiyle kazanılabilir oluşu, desteğin 5-6 puan artırması halinde Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın iktidarda kalabileceğini gösteriyor. Seçimlere kadar epey bir zamanın oluşu, Cumhur İttifakı’ndan kopan seçmenlerin bir kısmının muhalefet partilerini desteklemeye başlamamış oluşu ve halen “Türkiye’nin yüzyılı”, “100.000 sosyal konut”, “Yaparsa yine Erdoğan yapar” gibi kararsız seçmende heyecan uyandırıyor görünen hamleleri yapabilmesi Erdoğan’ın bu 5-6 puanlık açığı kapatmasının imkânsız olmadığını gösteriyor. 6’lı Masa’nın dağılması, çok adayla cumhurbaşkanlığı seçimlerine girilmesi ya da 7 Haziran 2015 sonrasındakine benzer kaos senaryolarının devreye alınması ihtimalleri de ayrı bir bahis.
Özetle, muhalif mahfillerin bir süredir vehmettiği gibi iktidar 2023 seçimlerinde ‘doğal olarak’ muhalefete geçecek gibi görünmüyor. Görünen bu. Hem de altı parti iyi kötü bir çatı altında kalmaya devam edip, yine iyi kötü bir adayda ortaklaşsa bile. Aynı çatı altında kalıp bir adayda ortaklaşmak işe yarayabilir yaramasına, ancak muhalefetin Erdoğan’ın önündeki oyun alanını kapatıp kesinkes iktidara gelebilmesi için şu üç şeyi birden becerebilmesine ihtiyaç var görünüyor: Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşıp gri alana park etmiş seçmeni ‘evine’ döndürmemek, muhalefet partilerine destek vermeye başlamış ancak bağlılığı kuvvetli olmayan seçmenleri tercihlerine pişman ettirmemek ve Kürt seçmenleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinden soğutmamak.
Kesin konuşmam istemem ama 6’lı Masa hemen herkesin farkında olduğu bu yapılması gerekenleri şimdiye kadar yaptıklarını yaparak becerebilecek gibi görünmüyor. Hem de seçim zamanı gelip çattığında iyi kötü bir çatı altında kalmaya devam edip, yine iyi kötü bir adayda ortaklaşsa bile.
Hayal ve Slogan
Erdoğan’ın önündeki oyun alanını kapatmak için yapılması gerekenlerin 6’lı Masa da farkında tabii ki ve kendi yol ve yordamınca ‘gereğini’ yapıyor. İki benzerden oluşan Cumhur İttifakı’nın karşısında benzemez çok sayıda partiden oluşuyor olmanın güçlüklerine rağmen, 6’lı Masa güçlendirilmiş parlamenter sistemde (GPS) ortaklaşmış, bir yol haritası ve bir tür hükümet programı üzerinde çalışıyor ve HDP’yle teması koparmamış durumda. Üzerine çalışılan yol haritası ve hükümet programı tamamlanıp, ortak cumhurbaşkanı adayı da dahil bu harita ve programı icra edecek kadrolar da ilan edilirse 6’lı Masa bütün dezavantajlarına rağmen az iş becermiş olmayacak. Ancak 6’lı Masa’nın şu ana kadarki mesaisinde kendisini gösteren arazlar, işleyişteki hantallık, Masa’nın ana hedefinin sıradan vatandaş için birinci derece önemli görünmeyen sistem değişikliği olarak lanse edilmiş oluşu vb. faktörler, seçim günü gelip çattığında bir arada kalmış olsa bile 6’lı Masa hakkında soru işaretlerinin devam etmesine yol açacak gibi. ‘Yanlış’ adayda ortaklaşma ihtimalinin düşük olmayışı var bir de…
Ancak seçim günü gelip çattığında 6’lı Masa hakkında devam edecek görünen soru işaretlerinin sebebi, sebeplerin anası başka: 6’lı Masa’nın Erdoğan’la özdeşleşene denk, buna muadil bir hayal, bir slogan icat edememiş oluşu. “Yeter, söz milletindir”, “Ak günler”, “Adil düzen” gibi sloganları ve bu sloganların ima ettiği siyasi hayalleri kastediyorum.
Haksızlık etmek istemem: Üzerine ortaklaşılan GPS ve temel siyasi ilkeler ve altı farklı siyasi partinin ortak mesaiyle bir geçiş ve hükümet programında uzlaşacakmış gibi olması elbette bir siyasi hayale denk düşüyor. Kutuplaşmanın esas olduğu tek adam rejiminden müzakerenin esas olduğu demokratik bir rejime geçiş teklifi elbette bir siyasi hayal ve fena bir hayal de değil. Lakin, geride kalan zaman da gösteriyor ki, bu hayal muhalefeti kesinkes iktidara getirecek kadar bir seçmen desteği üretmiyor, yeterince seçmeni heyecanlandırmıyor.
Beri yandaysa, Erdoğan ve Cumhur İttifakı, seçmenleri Türkiye’ye karşı pek de halisane niyetleri olmadığına hükmedilen Batı’nın hâkim olduğu ve belirsizlik ve tehlikelerle dolu bir dünyada güçlü ve dirayetli bir lider tarafından yönetilen ve içinde olduğu yüzyılı kendi yüzyılı kılacak bir Türkiye hayaline çağırıyor. İşin tuhaf ya da önemli tarafı, uluslararası siyasette sıkışıp kalınmış ve memleketin neredeyse yüzde 90’ı yarı yarıya yoksullaşmış olmakla beraber Erdoğan’ı iktidar oyununun içinde, hatta bir ihtimal iktidarda tutabilecek kadar seçmen bu hayalin cazibesine kapılmış görünüyor. Belli ki, yeterince seçmen Erdoğan’ın “memleketin güvenilir bir kaptana ihtiyacı var ve o benim” iddiasından etkileniyor ve “Türkiye’nin yüzyılı” vaadinden heyecanlanıyor. İşin esası şu: Erdoğan kendisini iktidarda tutacak kadar seçmenin iki temel siyasi ihtiyacını, güven ve umut ihtiyacını karşılıyor, bu ihtiyacı karşılayan türden bir hayal yaratabiliyor.
Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşmış seçmeni ‘evine’ döndürmemenin, bağlılığı kuvvetli olmayan seçmenleri muhalefet partileri saflarında tutabilmenin ve Kürt seçmenleri cumhurbaşkanlığı seçimlerinden soğutmamanın yolu 6’lı Masa’nın da muadil bir hayali yaratabilmesinden, bu türden bir hayal vasıtasıyla seçmenin güven ve umut ihtiyacını karşılayabilmesinden geçiyor. Kanaatim bu.
Şu ortada: 6’lı Masa çıplak mevcudiyetiyle, yalnızca Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın yerine geçebilecek bir alternatif olduğu için Erdoğan’ı destekleyenden daha fazla seçmenin desteğini zaten alıyor. Ancak, bu mevcut desteğe fazlasını ekleyip iktidara gelebilmek için 6’lı Masa’nın başka bir şeye ihtiyacı var: GPS’nin ötesine geçen, güven veren ve ümit yaratan bir genel hayale. 6’lı Masa Erdoğan’la özdeşleşene muadil bir hayal icat edemedikçe 2023 seçimleri Erdoğan’ın kazanabileceği bir seçim olmaya devam edecek. Gördüğüm bu.
Yeni Bir Hayal
6’lı Masa’nın Erdoğan’la özdeşleşene muadil bir hayal icat edebilmesinin kolay ve zahmetsiz yolu, Erdoğan’a benzer bir kuvvetli adayda ortaklaşmak ve seçmenin güven ve ümit ihtiyacını bu türden bir adayla simgelenen bir hayal üzerinden karşılamak olurdu. Ancak kuvvetli riskler de içeren bu kolay yola girmek seçeneği geride bırakılmış görünüyor. Niye vazgeçildiği anlaşılır olmakla beraber, vazgeçilen bu zahmetsiz yolun alternatifine ihtiyaç var. Erdoğan’ı Erdoğan muadili bir ortak adayla yenmek seçeneği ortadan kalktığına göre, Erdoğan’ı Erdoğan’la özdeşleşenle muadil kuvvetli bir hayalle, bu hayale kapılmaya olanak verecek bir programla yenmenin yoluna bakmak gerekiyor.
6’lı Masa’nın 5’li çeteden hesap sormak gibi gerilim ima eden, öğrenci borçlarını affetmek gibi detaylara saplanan ya da Kürt meselesinden kaçıldığına işaret eden vaatlerle ya da vatandaşın derdini vatandaşa anlatan iletişim kampanyalarıyla bu türden bir hayali üretebilmesi, bu vaatlerle seçmenin güven ve umut ihtiyacını karşılaması zor. Dünyanın bu tekinsiz halinde Türkiye’yi güvenli bir limanda tutabileceğine ve Türkiye’nin geleceğini geçmişinden daha iyi kılacağına ikna edecek bir hayal oluşturması gerekiyor 6’lı Masa’nın. Temenni edelim ki 6’lı Masa’nın üzerine uzlaşmaya çalıştığı yol haritası ve hükümet programı bu türden bir hayale tercüme edilebilir taraflar içersin.