Anıl Özgüç
GAYRİRESMİ 2022 NOTLARI-3
TEMMUZ | Ankapark, Melih Gökçek, Jelibon
4 Temmuz 1865’te yani bundan 157 yıl önce, Lewis Caroll’un efsanevi Alice Harikalar Diyarında’sı yayınlandı. Bu çok sevdiğim kitabın en sevdiğim diyaloglarından biri, Alice ile Cheshire Kedisi arasında geçiyordu. “We’re all mad here” (Burada hepimiz deliyiz!) diyordu Cheshire kedisi. “Sen delisin, ben deliyim” Dev bir Harikalar Diyarı’nda yaşıyoruz sanki. İşte ispatı!
Modifiye bir Harikalar Diyarı olan Ankapak’da işler Temmuz itibariyle karıştı. Bakan Kurum, Ankapark’ın şu anki durumunun sorumlusunun Mansur Yavaş olduğunu iddia ediyor. İktidara göre Ankapark’ı Mansur Yavaş çürümeye terk etti. Melih Gökçek’in parktaki garabet dinozorlarla duygusal bağ kurduğu da gözden kaçmıyor. Sürekli dinozorlarına (onun dinozorları) kumpas kurulduğunu söyleyip duruyor. Hatta en son “Bunlar benim dinozorlarım değil, onların gözleri ışıl ışıldı” bile dedi. Mansur Yavaş’ı vizyonsuzlukla suçladı. Mansur Yavaş sonunda suskunluğunu bozdu ve Melih Gökçek’in ruh sağlığından endişe ettiğini söyledi. Eğer tedavi olursa onunla görüşecekmiş. Oysa Melih Gökçek’in bulunduğunu zannettiği ve mutlulukla kamuoyuna duyurduğu jelibon rezervi, 80 gramı 12 TL olan jelibonun, içimizde yarattığı acıyı bir nebze olsun hafifletebilirdi.
Yılın en sıcak günleri. Marmaris sahilinde görülen köpek balığı yüzenlere aldırış etmeden kıyıya kadar yaklaştı. Denizin tadını çıkaran vatandaşlar köpek balığına pabuç bırakacak değillerdi elbette. Bir vatandaş vileda sopasıyla köpek balığına girişince, hayvan canının derdine düşüp kaçtı. Gerçi daha sonrasında köpek balığının köpek balığı olmadığı anlaşıldı, Marmaris Belediyesi “Köpek balığı zannedilen balık Akdeniz Zarganası’dır. Denize girerken yanınıza paspas sopası almanıza gerek yoktur” anonsu yaptı ama vatandaş köpek balığı alt etmenin gururunu yaşamak istiyordu. Birkaç gün sonra bir başka vatandaş Akdeniz Zarganası tokatlarken görüntülendi.
Herkes serinlemek için Marmaris sahiline gidemiyor. Başakşehir Gölet Park’ta iki kadın elleriyle tuttukları kazı çantalarına atıp uzaklaşırken görüntülendiler. İşin aslı sonradan anlaşıldı. Meğerse kadınlar evde baktıkları kazları yüzmeye getirmiş, güvenlik görevlilerinden izin çıkmayınca da kazları tekrar çantalarına sokuşturmuşlar.
Geçen ay “Toru Bey”i olan Binali Yıldırım türkü söylediği sahnede kendisine hediye edilen bakır kupayı izleyenlerin üzerine fırlattı. (Baştan sona anlama muhtaç bir cümle) Binali Yıldırım, Temmuz ayı boyunca bulduğu her fırsatta türkü söyleyecek, bir ara da arıcı kıyafeti giyip bal hasadı yapacak. Hayat ona güzel!
Nureddin Nebati bildiğiniz gibi ama bu ay onu biraz sinirlendirdiler sanki. “5 milyon ilave istihdam yarattık, öleceğiz, biteceğiz diyen şom ağızlılara kapaktır” deyiverdi, Cumhurbaşkanı ise söyleminden vazgeçmiyor, bizden yine sabır talep ediyordu, “Alım gücü düşmüş olabilir, ama kimseyi aç bırakmadık” Zaten iktidar partisi genel seçimi tekrar kazanmışçasına mutlu, Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Dodurga Beldesi’nde seçimler açık ara farkla ve %87,02 oy oranıyla kazanılınca Genel Merkez’de bir bayram havası.
Kurban Bayramı kaçan, koşan, yüzerek uzaklaşan kurbanlıklar ve kendini bıçak ya da tekme marifetiyle yaralayan acemi kasap haberleriyle başladı. Elazığ’da bir cami imamı, mesaiye gelmeyince bayram namazı kılınamadı ve cemaat evine geri döndü.
Sokak röportajında konuşan bir genç Türkiye’yi ancak Fatih Terim’in kurtarabileceğini söyledi.
Petshoplar, Kasaplar Odası’na bağlandı.
Diyanet İşleri Başkanı “Fiyatları Allah belirler” dedi. Böylece bu konu açılmamak üzere kapandı.
AĞUSTOS | Sabır, Doğal Gaz, Gülşen
Ağustos’un ilk haftasında, Cumhurbaşkanı Altılı Masa’yla ilgili ilk yorumunu yaptı, “Altılı Masa mönüsünde yalan çorbası, koltuk kebabı, Kandil dolması, laf salatası, Selo kahvaltısı, Washington portakalı var” Tanım hayal gücümüzü zorluyor. Aynı gün, başka bir yerde iktidarlarında ne kuru ne de sulu uyuşturucuya yer olmadığını da söyledi.
Sabır telkini devam ediyor. İnşallah sıkıntılarımızın üstesinden çok çalışarak, sabrederek, azmederek gelecekmişiz. Cumhurbaşkanımız öyle dedi. Zaten iktidarın konusu, açıklaması, çözümü kalmayınca ya sabır tavsiye ve talep ediyor ya da bir şey buluyor. Bir yerlerde gaz bulunacak diye yüreğimiz ağzımızda. Mustafa Varank, Çanakkale civarında tahminlere göre 80-100 milyar dolarlık altın rezervi bulunduğunu söyledi. Korkuyoruz, aldığımız son müjdeden sonra doğal gaz, sanayide 14, konutta ise 10 kat zamlanmış. Hiçbir yerde bir şey bulunmasa keşke.
Nureddin Nebati “Umut insanların en temel gereksinimidir” dedi. Sokağa çıktığında herkes kendisine çok sıcak davranıyor, ilgi gösteriyormuş. Nerede sokağa çıkıyor acaba? Bu ay ışıltılı gözlerinde bir donukluk var, geçenlerde benzinin 22 TL olmasının manşetlere yansımamasına isyan etti. Bu istikrarsızlık onun için bile zor.
Melih Gökçek jelibon rezervi meselesinden sonra bu ay da trollendi. Bu kez de photoshopla orgeneral üniforması giydirilmiş Beşiktaş’ın eski golcüsü Aboubakar’ın şehit olduğunu sandı ve konuyla ilgili bir tweet attı.
E-devlet üzerinden bir süreliğine ad değişikliği yapılabileceğinin açıklanması üzerine tam 19.756 kişi adını Fatih Terim olarak değiştirmek için başvuru yapmış. Ne acayip! Beşiktaşlı fanatik bir taraftarsa kendi adını “Ghezzal” karısının adını ise “Talisca” yapmak istiyormuş.
Marketlerde artık lüks tüketim ürünleri ve sağlık hizmeti de verliyor. A101’de 79.999TL’ye tekne satılıyor. Bir koşu markete tekne almaya gidebiliriz. Hatta tekne almadan önce market psikoloğuna şöyle bir görünebiliriz.
Birkaç aylık sessizlikten sonra Uzay Yolculuğu meselesi yine gündemde. Mustafa Varank 2022 bitmeden uzaya gidecek şanslı Türk’ün adını açıklayacaklarını söyledi. (Söyleyin, hanginiz?)
Gülşen, konserinde söylediği bir söz nedeniyle ışık hızıyla tutuklanırken, “Namaz kılmayanlar öldürülebilirler” diyenlere ses yok.
Düzce’nin Yığılca ilçesinde acı bal üretimi yapan arıcıların balını yiyen ayı baygınlık geçirdi. Ancak ertesi gün kendine gelen ayıya “Balkız” adı kondu.
Mustafa Sarıgül ofsayttan hoşlanmadığını açıkladı. İktidar olursa kaldıracakmış.
EYLÜL | Kraliçe II. ElIzabeth, Gökkuşağı, Balkız
Cumhurbaşkanı yine ve yeniden “Enflasyon aşılamaz bir tehlike değildir. Ben ekonomistim” dedi. Peki neden aşamıyoruz? Onu demedi. Ekonomik canlılığı biz göremiyorduk, gözü olan görür, dili olan hakkı konuşur, kulağı olan duyardı. Sorun bizdeydi. Zaten bir araştırma şirketinin anketi, her on vatandaştan birinin fiyatları Allah’ın belirlediğine inandığını söylüyordu. Sabreden ve kafayı takmayan için sorun görünmüyordu.
Bize imkansız olansa Almanya için markette satılıyordu. Almanya’nın ünlü ucuzluk marketi Lidl, Türkiye tatili satmaya başladı. Her şey dahil 22 gün ve uçak bileti 599 Euro, kedi mamalarıyla şampuanların arasındaki reyonda bulunabilir.
Bakan Murat Kurum, insanların asgari ücretleriyle ev alabileceklerine inanıyor. Bakan ve milletvekilleri gerçek TL ile mutlaka bir kaç gün alışveriş yapmalı, asgari ücreti içlerinde hissetmeliler. O parayla çirkin ve TOKİ ev almak bile mümkün görünmüyor. AKP’li Özhaseki, ekmeği 1TL iken alamadığımızı ama 5 TL iken alabildiğimizi, bunu fark edemediğimiz için utanmaz olduğumuzu düşünüyor.
Cumhurbaşkanının ABD ziyareti iyi geçmişe benziyor. Dışişleri Bakanı “Cumhurbaşkanımızın gittiği her yerde dünya liderleri görüşme için sıraya giriyorlar” dedi. Cumhurbaşkanı ise yürüyüş yaptığı Central Park’ta bir Amerikalıdan sigarayı bırakmasını istedi.
Gökkuşağı, İçişleri Bakanı’nın peşini bırakmıyor. Önce bir konuşması sırasında bulutların arasından yüzünü gösterdi, ardından bir başka konuşmasında dinleyicilerden bir AKP’li gökkuşağı renklerinde şemsiyesini hem de İçişleri Bakanı’nın gözünün içine baka baka açtı, açmasıyla alandan atılması da bir oldu.
Kraliçe II. Elizabeth 96 yaşında hayata gözlerini yumdu. Memlekette ne çok “The Crown” izleyicisi varmış, sosyal medya Türkiye gündemini bıraktı, herkes Kraliçe’yi konuşuyor. Türkiye Kraliçe Elizabeth’in cenazesine 1,5 milyon karanfil gönderecek. İtibardan tasarruf olmaz. Buckingham Sarayı, cenazeye katılacak dünya liderlerinin ticari uçuş tercih etmelerini, cenaze alanına otobüsle gelmelerini istedi. Sanırım bu istekten sonra ülkemizi cenazede temsil edemeyeceğiz. Canım dedim ya, itibardan tasarruf olmaz diye.
Beyoğlu’nda kimliği belirlenemeyen bir kadın beş saat boyunca ayakta durdu.
Nuri Alço yavru bir ayıya gazoz içirdi.
Ekim geldi bile.