Anıl Özgüç
Gayriresmi 2024 Notları-3
AĞUSTOS (Ayın Medyası: Instagram)
Instagram engellendi.
Türkiye’de VPN uygulamaları indirme rekoru kırıldı. Ne hikmetse Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın paylaşımları devam ediyor. Demet Akalın sinir krizi geçiriyor olabilir. “Açın şu Instagram’ı” diye feryat ediyor. Kullanıcılar elden ayaktan kesildi, depresyon sınırında geziyor. E-ticarette, günlük 1,9 milyar TL hacim etkilenebilirmiş.
Mustafa Sarıgül, Instagram’ın helvasını kavurdu.
Fahrettin Altun, “Yerli ve milli sosyal medyamızı üretmeliyiz” dedi. Hayırlısı!
Cumhurbaşkanı, algı sınırlarımızı zorlayan bir şey söyledi. “Ezik olduğu kadar fırsatçı da olan ev zencilerinin hayattaki tek varlık gayesi, sahiplerine şirinlik yapmaktır…’’ Anlayan beri gelsin!
Ankaragücü’nün futbolcusu Renaldo Cephan kaybolmuş. Teknik direktör “Futbolcumuzun nerede olduğunu bilmiyoruz” dedi.
Kocaeli’de denize giren bir vatandaş eliyle 6 kg’lık levrek tuttu.
Instagram, 12 gün sonra nihayet açılıyor. Instagram’ın açılışı İzmir’de havai fişek gösterisiyle kutlanmış. Gözünüz aydın Instacılar!
Geçinemiyoruz!
Bu ay dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 19.271 TL, yoksulluk sınırı ise 62.772 TL’ye yükseldi. Sokak röportajlarında yaş dörde (4) düşmüş. Yavrucak feryat ediyor: “Nazo alamıyorum, 100 TL olmuş. 10 TL idi. Bıktım…” Mustafa Sarıgül bile “Bir kalıp peynir alıyoruz, yarısını Mehmet Şimşek yiyor” demiş. Doğru söze ne denir? Eskişehir’de bir pazarcı etiketlere “Bir yemeklik ve tam yemeklik” ibaresini eklemiş.
1 dolar 34 TL, 1 Azerbaycan manatı 20 TL oldu. İstanbul’da 9 Euro karşılığında yenebilecek San Sebastian Cheesecake’i, keşfedildiği San Sebastian kentinde 4 Euro imiş.
İzmir yanıyor, memleket yanıyor. Alpay Özalan isimli eski futbolcu, yeni milletvekili, seçim bölgesi İzmir cayır cayır yanarken, kürsüde konuşma yapan Ahmet Şık’a yumruk atıyor. Milletvekili olarak bugüne kadar sadece kas gücünü kullandığı biliniyor.
Bu kadar olumsuzluk neşemizi kaçıramıyor. Isparta’da yaşayan 75 yaşında bir kadın, elinin değdiği her yeri hunharca pembeye boyuyor. Elinde olsa oğlunu ve kızını da pembeye boyarmış. Ne tatlı insanlar var...
EYLÜL (Ayın Başarısı: Heimlich Manevrası)
Mehmet Şimşek “Zorlu dönemi geride bıraktık” derken vatandaş “Sözün bittiği yerdeyiz’’ diyor. Hangisine inanacağız? Hislerimiz karışık... Biz hep sözün bittiği yerdeyiz ama söz bitmek bilmiyor. Özgür Özel ‘‘CHP iktidara geldiğinde 1 lt rakı 140 TL., 1 kilo kıyma 55 TL. olacak” dedi. Ziyaaa..!
Vatandaş, başlangıç fiyatı 65 bin TL olan iPhone 16’yı alabilmek için dükkan önlerinde uzun kuyruklar oluşturmuş. Dükkana giren ilk kişi alkışlarla karşılanmış. Şüphesiz, kahramanca bir hareket!
Cumhurbaşkanı “Çok yakında kilidi kapatacağız” dedi. Korkuyoruz. Hangi kilit acaba?
Neyse ki bilim insanları, kötü anıların hafızadan silinebileceği bir teknolojiyi müjdeledi. Artık geriye ne kalırsa?
Devlet Bahçeli’nin hayatı kitap olmuş. Şimdi okur düşünsün! İyi haberse, Türkiye’nin %40’ının okuduğunu anlamadığı verisinin açıklanması. Bazen anlamamak iyidir.
Alper Gezeravcı, “Uzay Komutanlığı”na atandı. İzmir’de bir vatandaş Darth Vader kostümüyle sokaklarda gezerken görüntülendi. Bu iki olay arasında muhakkak bir bağlantı var.
Bir vatandaş “Kalbim yok gibi hissediyorum” diyerek, bir diğeri “Yetişin, beni cin çarptı” diye feryat ederek acil servise başvuruyor.
Öğlen kuşağı kadın programları “Yok artık” dediğimiz her andan bizi pişman ediyor. Hep daha çoğu oluyor. Bir kadın “Eski kocam, gelinimin ablasıyla evlendi. Şimdi eski kocam oğluyla bacanak oldu. Oğlumun baldızı şimdi üvey annesi” diyor. Bir başka kadın programına ise bir adam, kendisini terk eden karısını aramaya sevgilisiyle gelmiş. Meğerse adam jigoloymuş. KPSS’ye soru çıkar bu çapraşıklıktan.
Tüm işaretlere rağmen insanlar yine de evlenmeye devam ediyor. Şanlıurfa’da bir düğünde nikah memuru düşüyor, salonun çatısı uçuyor. Nikah masası kırılıp elektrikler kesiliyor. Çift, evlenmeye devam ediyor. Düğün günü atlatılırsa her şey güzel olacak.
Evlilik zor iş.. Londra’da bir yıl önce kendisiyle evlenen kadın, 10 seanslık terapinin ardından kendisinden boşanmış. Olmayınca olmuyor.
Trabzonspor fanatiği bir besici, 2.500 keçi ve koçun boynuzunu bordo maviye boyamış. Herkes kendini terapi etmenin bir yolunu buluyor elbet.
Okullar açıldı açılmasına ama çocuklar pislikten okullara giremiyor. Veliler imece usulü okul temizliyor. Belediyeler bu işe de el attı ama okulları temizlemesi gerekenler bundan çok rahatsız. Ankara’da 500 okul, belediyelerden temizlik malzemesi istemiş.
İyi şeyler de olmuyor değil, bu ay başarılı “Heimlich Manevrası” rekoru kırılmış. Birbirini kurtaran kurtarana...
EKİM (Ayın Kişisi: Köfteci Yusuf)
Köfteci Yusuf’un köftelerinde domuz eti çıkmış, kumpas mı değil mi anlamaya çalışıyoruz. Bu ülkede köpeğe kumpas kurmak için cebinde kaka gezdiren oldu, Köfteci Yusuf’a kumpasın lafı mı olur? Diken üstündeyiz, her kumpasa hazırız, komplo teorilerine uyumlandı zihnimiz. Her şeyi bekliyoruz gündemden.
Bir vatandaş desteğini göstermek için şiir bile yazmış. Şöyle başlıyor. “Köfteci Yusuf’un yanındayız/Kurulan kumpasın farkındayız/Gerçekler ortaya çıkınca/Bilmem ne uyduracaksınız?” Köftemizi yedirtmeyiz!
Yeni doğmuş bebekleri öldürerek para kazanan gözü dönmüş bir çete çıktı ortaya, bilindik isimlerin bilindik hastaneleri de işin içinde. Kanımız dondu, yüreğimiz paramparça oldu, adalet duygumuz yerle bir oldu. Memleketin her yeri şiddete bulandı. Elektroşok ve biber gazı ürünlerine zam üzerine zam gelirken sadece bir hafta sonunda satışlar otuza katlandı.
Devlet Bahçeli, Apo’yu meclis kürsüsüne davet ederek gündeme bombayı bıraktı. Bu kadarını DEM’liler bile beklemiyordu. Meclis’te yağlı urgan havalarda uçtu. Rezalet! Ekim gündemi karanlık...
Bu ay fiyatı en çok artan ürün %92,94 artışla kurşun kalem olmuş. Bir dilim baklava da 40 TL! Alım gücü düşerken işletmeler de ne yapacağını şaşırdı. Trabzon’da bir işletme, 400.000 TL’ye Ronaldo’nun mıhlama yerken balmumu heykelini yaptırmış. Hayat her geçen gün daha pahalı olurken, iş bulmak da zorlaşıyor.
İstanbul Bakırköy’de bir apartmana İngilizce bilen kapıcı aranıyormuş. IELTS şartı olmasın? “One bread and milk for me Ali Efendi!’’
İzmir’de bir vatandaş “Kalbimize gömdüklerimizin ruhuna” lokma döktürürken, Adana’nın Yüreğir ilçesinde tabeladaki kalp çalındı. Belediye başkanı hırsızlara çağrı yaptı: “Kalbimizi kim çaldıysa geri getirsin…”
Babası, beşinci kez evlenen Yavuz Bingöl’e İstiklal Madalyası taktı. Madalyayı hak eden bir ısrar ve istikrar... Yusuf Güney, bugünlerde yeryüzünde, 2025’te uzaylılarla tanışacağımızı, onları görünce şaşırmayacağımızı söylüyor.
Trakya illerinde elinde zurnayla bir Çinli dolaşıyor.
Sahi, bu Dubai Çikolatası ne menem bir şey oluyor?
KASIM (Ayın Kişisi: Donald Trump)
Dünyanın çivisi çıktı “Maymunlar Cehennemi” filmi gerçek oluyor. Henüz sadece Tayland’dalar ama belli mi olur? Hırsızlık yapan 1.600 maymun hapse atılıp kısırlaştırılmış. Kaçak olan 200’ü de kasabaya saldırınca polis geri çekilip barikat kurmak zorunda kalmış.
Bir yandan robotlar da iyice yaklaşıyor. Çin’de 12 robot, bir başka robot tarafından kaçırılmış.
Trump kazandı. Şimdi Amerikalılar düşünsün.
Gerçi hızla bir çözüm buldular. Trump’a tahammül edemeyenler için dört yıllık gemi turları düzenlenecek. Bir gezip gelecekler, bakacaklar ki Trump gitmiş. Antalya’da bir vatandaş Trump’ın zaferini kutlamak için bedava ejder meyvesi ve turp dağıtmış. Ona ne oluyorsa? Savunma bakanı da mikroplara inanmadığı için yıllardır ellerini yıkamadığını söylüyor. Pandemi falan olmasın, bu kez kurtulamayız.
İlk icraatı da uzaylıların videosunu yayınlamak olacak. Kadraja kenarından Yusuf Güney girer mi acaba?
Ve o kadim sorunun cevabı bilim dünyasından geldi. Nature Dergisi, yumurtanın tavuktan önce çıktığını söyledi.
ROK, ilk kez doğru bir şey söylemiş olabilir. “GS yönetimine sesleniyorum. Wanda Nara başımıza bela oldu, halledin şu sorunu.” Cübbeli de Icardi’nin imansız olduğu için ebedi cehenneme gideceğini söyledi. Bu toksik çift, sosyal bir sorun olma yolunda, ama memleketin dört bir yanından yeni doğan bebeğine “Icardi” ismi koyanların haberi gelmeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, 2025’te artık enflasyondan bahsetmeyeceğimizi söyledi. Cumhurbaşkanı ise “Bizi çarşıya davet ediyorlar, onlar giderken biz dönüyorduk” dedi. İzmir’de bir vatandaşsa markette ‘‘Her şey çok pahalı, açız” dedi ve kendini cinnetin kollarına bıraktı. Bu işte bir terslik var.
Adana’nın Kozan ilçesinde “Kozan” yazısının ortasındaki portakal çalınmış. Geçen ay da Yüreğir’in kalbi çalınmıştı. Adana’da neler oluyor?
Sayın Cumhurbaşkanı, kış saati uygulamasıyla daha da kararan Kasım ayına son noktayı koydu. “Gerçek aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır…”
ARALIK (Ayın yiyeceği: Dubai Çikolatası)
Üzülmekten içimiz kurudu, bu ay da İstanbul Havalimanı’nda bir koli içinde bulunan goril yavrusuna kahrolduk. Neye uğradığını şaşırmış yavrucak! Tedavisine başlandı, gün geçtikçe iyileşiyor.
Ortadoğu daha da karıştı. Suriye’de gözümüzün önünde 12 günde rejim değişti. Muhalifler, ele geçirdikleri bir helikopteri YouTube videosu izleyerek kaldırmaya çalışıyor. Ne olacak, nasıl etkileneceğiz? Belli değil. Ülkede enflasyon o kadar yüksek ki, bir restoranda dört dürüm, altı kolayı ödeyebilmek için para sayma makinesi getirtilmiş. Birkaç gün sonra ise MİT Başkanı, HTŞ lideri Colani’nin (Culani, Julani, Golani ya da her neyse) kullandığı aracın yan koltuğunda görüntüleniyor.
Cumhurbaşkanı bu ay önemli açıklamalar yapıyor. Önce “Dünyada şu an iki lider kaldı, biri ben diğeri Putin” diyor. Diğerleri zamanı gelince seçimle değişmiş olmasın? Sonra “Kızlara artık erkek beğendiremiyoruz, erkekler de kızları beğenmiyor” diye ekliyor. Ferhat Göçer’le düet de yapıyor. Ama noktayı ayın sonunda koyuyor. “Türkiye, Türkiye’den büyüktür.”
Mehmet Şimşek ani bir aydınlanma yaşamış olabilir. “Türkiye’de ciddi bir hayat pahalılığı ve enflasyon sorunu var.” Çok haklı! İstanbul’da mezar yerlerine %60 zam geldi. Aynı zamanda Avrupa’nın en pahalı kahvesi de İstanbul’da satılıyormuş. Düşünsenize, ne kahve içebiliyoruz, ne de ölebiliyoruz!
2024’te en çok sipariş edilen yemek tavuk döner olmuş. Tavuk döner yemekten vatandaşın cildi karardı.
Bülent Ersoy neden üzgün? Endişeliyiz. Geçen ay ‘‘Cenazeme ben kendim giderim” demişti. Bu ay da “Rakibim yok, savaşacağım kimse yok. Neden yaşıyorum ki?” dedi.
Yusuf Güney galiba bu uzaylıları başımıza saracak. “2025’te dünya dışı formlar ve doğal afetler göreceğiz. Göreceksiniz, gösterecekler” dedi.
Ayın sonu yaklaşırken yıl da bitiyor. Bazı okullarda yılbaşı etkinlikleri yasaklanıyor. Birtakım şuursuzlar kentin çeşitli yerlerinde yılbaşı ağaçlarına saldırıyor. Deli misiniz siz?
Adana dışında ülkece 2025’e girmeye hazırlanıyoruz. Kentteki şehir süslemelerine göre Adana 2026’ya girecek. Olsun!
Böylece yılı bitiriyoruz.
Son bir tavsiye ile bitirelim yazıyı da. “Lütfen Dubai Çikolatası yemeyin!”
Muhalif Takvimi herkese mutlu bir yıl diliyor.