Gayriresmi 2024 Notları – 1

Bu yazı dizisi, her gün gazetenin bir köşesinde sevgiyle yaptığım, bana zamanın geçişini bir an olsun unutturmayan, tarihin tekerrürden ibaret olduğundan emin olmamı sağlayan ve aslında her şeyin geçici olduğu bilgisini içime yerleştiren “Muhalif Takvim” haberleri taramasıyla yazıldı. Sanılmasın ki, 2024’ün adaletsizlikleri, acıları, ölümleri unutuldu. Varsın bu kez ünlü olmayanın haberi yazılsın, absürtlüklerin çetelesi tutulsun.

Zamanın acımasızlığını hissettiğimiz günlere geldik, 2024’ü deviriyoruz. İçimiz biraz buruk sanki, 3,2,1... geri sayarak, ne umutlarla, planlarla, iyi dileklerle girdiğimiz 2024 geçip gidiyor, bize arkasından bakakalmak ve yeni umutları, yeni planları ve yeni iyi dilekleri 2025’e ihale etmek kalıyor.

Ruhumuzu, iyi hissetme ve olumlu düşünme zorlantısı ele geçirdi yine, bedenimiz alışveriş merkezlerinde hediye, sokak köşelerinde kukina peşinde koşuyor. Şu 2025’e hayırlısıyla bir girsek...

“Yılbaşında ne yapıyorsun?” sorularını savuşturmaya çalışırken 2024’e ters köşeden bakmak için birkaç günümüz daha var. Sahi, biz bu yıl ne yaşadık?

OCAK (Ayın Kişisi: Yusuf Güney)

Sayın Cumhurbaşkanımız 2024’ü “Emekliler Yılı” ilan ediverdi. Bu yılın kendilerine ait olduğunu öğrenen emekliler mutlu görünüyor. Duygularını, biz memnuniyetsizlerle sokak röportajları yoluyla paylaşıp 7.500 TL’nin neyimize yetmediğini soruyorlar. AKP’nin ekonomik paralel evreninde çok da haksız sayılmazlar. Yerel seçim huzursuzluğu içimizde kıpırdanmaya başlarken, AKP Diyarbakır Belediye Başkan Adayı, kameralar önünde yaptığı esnaf ziyaretinde bir simitçi çocuğun tezgahının tamamını 100 TL’ye satın almaya kalkıyor. Baklava tek dilim olarak satılmaya başlamış, bir simit 12,5 TL, ne gam? Bu hesapla 7.500 TL iyi para!

Yerel seçim demişken, sokak röportajı yapmaya çalışan muhabirler İstiklal Caddesi’nde “Ekrem İmamoğlu mu, Murat Kurum mu? sorusunu yöneltecek Türk vatandaşı arıyor. Ağrı’da gelin arabası gibi süslenmiş bir otomobilin bagajından da iki kaçak göçmen çıkıyor. “Göçüyoruz mutluyuz!”

Türkiye Yüzyılı tüm hızıyla başladı. Milli ve yerli astronotumuz Alper Gezeravcı, mehter marşı ve ardından su dökülerek uzaya uğurlandı. Gider gitmez de ayağının tozuyla dünyadan gelen soruları yanıtladı. “Dönüşte boyu uzayacak mıydı? Oralarda Adıyaman tütünü ekmiş miydi? Yedikleri midesine nasıl iniyordu? Ah, bir de güveç olsaydı, ne çok özlemişti.

Yusuf Güney ise zaten uzaya hep gittiğini, mekiğe gerek olmadığını söylüyor. Pandemiyi planlayan 12’li masayla toplantıya katılmış, Antik Mısır dilinde konuşmalara tanık olmuş. Kenan Işık astral seyahat yaparken kaybolmuş, geri gelirse çok acayip şeyler anlatacakmış.

gorsel-1.jpg

Şırnak’ta bir önceki yılın 112 arama istatistikleri ise, vatandaşın çareyi farklı yerlerde aradığını gösteriyor. 592 bin çağrının %85’i asılsızmış. Kedisi mama yemeyenler, kontörü bitip babasını arayamayanlar 112’den medet umuyor.

Belçim Bilgin adını “Be” olarak değiştireceğini açıklıyor. Adların ne önemi vardı?

Yusuf Güney haklı olabilir miydi?

ŞUBAT (Ayın Kişisi: Alper Gezeravcı)

Seçim yaklaşıyor, Murat Kurum konuşuyor. “Bir kadına doğru ayakkabıyı verin, gider o tek ayakkabıyla bütün dünyayı yürür, fetheder!” Marilyn Monroe’nun lafı değil miydi o? Bir başka konuşmasında da “geçen Bor pazarını, Bolu’ya” taşıyor. Ekrem İmamoğlu yeni rakibinin çok erken “su kaynattığını” söylerken eski rakibi Binali Yıldırım’dan daha memnun olduğunu” ekliyor. Muharrem İnce ise bir tuhaf argüman kurarak “AKP’li, CHP’li MHP’lilere soruyorum. Partileri olmasa sana oy veririm diyorlar. İkincilikte birinci partiyiz” diyor.

Seçim telaşesi ABD’de de başladı. Trump, rakibi Biden’ın, yaşadığının farkında olmadığını iddia ediyor. Biden’ın ise farklı dertleri var. Paketlerin içindeki cips miktarının eskiye göre daha az olmasından şikayetçi.

Dünyaya dönüşü iki kez ertelenen Alper Gezeravcı, nihayet cennet vatanın topraklarına indi. Döndüğü gibi de soluğu Cumhurbaşkanı’nın yanında alarak, kendisine Newton’ın Kütle Çekim Yasası hakkında brifing verdi. Ertesi günse “Türkiye Uzay Ajansı Yönetim Kurulu” üyeliğine atanıyor ve “Cumhurbaşkanımız olmasa uzaya gidemezdik” diyor. Herkes mutlu görünüyor. Yusuf Güney’den ise ses yok.

gorsel-2.jpg

Cumhurbaşkanımız 1992’de faaliyete başlayan Şanlıurfa Harran Üniversitesi’ni, AKP’nin açtığını söylüyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER ise vatandaşa hizmette sınır tanımıyor. Yükselen burcunu bulmak için doğum saatini öğrenmek isteyen vatandaşı geri çevirmiyor.

Dünyanın uzak noktalarında dertler farklı. ABD’de siyahi bir bebek doğuran kadın, kocasını çok kahve içmekle suçluyor. Nepal Hükümeti’nin daha büyük dertleri var. Dağlarının artık kokmaya başladığını belirterek, Everest’e tırmanan dağcıların, dağa kaka yapmasını yasakladığını açıklıyor.

MART (Ayın Kişisi: Murat Kurum)

Seçim ayı gelip çatıyor. “Kampanya”lar da haliyle hızlanıyor. Cumhurbaşkanı, vites artırmış görünüyor. Malum “Emekliler Yılı”, En düşük emekli maaşı 66 TL’den 10 bin TL’ye çıktı. “Neredeeeen nereye?” Gerçi Cumhurbaşkanı 31 Mart Yerel Seçimleri’nin kendisinin son seçimi olduğunu söyledi ama 2009, 2012 ve 2022’de de aynı şeyi söylemiş. Dördüncü kez son seçimine girecek gibi görünüyor. Bir mitinginde kendisi için “Karizma desen var” derken bir diğerinde “Söylenmedi hiç sana layık düşler, senden önce” diyor.

AKP’nin İstanbul Belediye Başkan Adayı Murat Kurum da seçim çalışmalarını hızlandırdı. Kendisine destek için 17 bakan Ankara’dan uçarak geldi. Murat Kurum samimi bir insan, lisede çok ders çalışmadığını, ama kazı ve hafriyat çalışmalarını saatlerce izlediğini bizlerle paylaştı. Ama metrik sistemle bir sorunu var gibi, bir kez daha sahnede sekiz kilometreyi sekiz adımla sayıyor.

Cumhurbaşkanı, İstanbul Mitingi’nden memnun değil. “Biz bu meydanda 1,5 milyon kişiye alıştık, şimdi 650 bin kişi var” dedi. Ardından da Cengiz Kurtoğlu ile düet yaptı. Olsundu, hayat dikensiz bir gül değildi. Öyle dedi. Ünlü Türk düşünürü Tuğçe Kazaz bile bu seçimde AK Parti’ye oy vermenin içinden gelmediğini söylüyor. Hakan Ural da huzursuz görünüyor. “Seçimler 7-10 yılda bir olsun, milletin huzuru kaçmasın” demiş. Varın, siz düşünün.

Devlet Bahçeli ise “Ayrılamazsın, Türk Milleti’ni yalnız bırakamazsın” diye seslenerek Cumhurbaşkanı’na manevi desteğini gösteriyor.

Yerel seçimlerin Ankara ayağında da Turgut Altınok’un performansını izliyoruz. Geçenlerde, yapacağı açılışa, Keçiören Belediyesi personelini zorla götürdüğü iddia edildi. Birkaç gün sonra da “Mülk Allah’ındır, biz sadece emanetçiyiz” diyerek mal varlığını açıkladı. Ankara’nın yarısı kendisine emanet edilmiş görünüyor. Hatta bir sosyal medya kullanıcısı, Altınok’un yaptığı mitingle ilgili paylaşımında” Turgut Altınok kiracılarıyla buluştu” demiş.

Bu seçimde muhtar adaylarının da kıyasıya kapıştığı gözümüzden kaçmıyor. İstanbul’da çakarlı lüks araç konvoyu görgüsüzlüğü muhtarlar seviyesine indi. Erzurum’un bir mahallesinde 1977’den beri muhtarlık yapan bir vatandaş tekrar aday oldu. İçerenköy Mahallesi Muhtar Adayı, mezarlığın duvarına astığı afişle oy istedi. Afişin üzerinde “Dünya fani, ölüm ani. Bir oy versen, ne olur yani?” yazıyor.

gorsel-6.jpg

Vatandaş da yıldı sanki bu seçim havasından. Adana’da bir kahveci, müşterilerinin sık sık kavga etmesini engellemek için kahvehanede siyaset konuşulmasını yasaklamış. En temiz çözüm. Kastamonu’da yaşayan bir AKP seçmeni de kafasına ampul taktırmış.

Muhalefetten de birkaç haber var. Meral Akşener kendisine “Abla” denmesine çok sinirlenmiş. “Bana abla mabla demeyin” diye çıkışmış. Cevap Özgür Özel’den geliyor. “Canın sağ olsun ablam benim!” Cumhurbaşkanı, Özgür Özel’e iyi dileklerini iletiyor. “Good evening, Good Night Özgür Efendi!

TİP’in Çankaya Belediye Başkan Adayı İrfan Değirmenci, ikameti Yeni Mahalle’de olduğu için kendisine oy veremeyecekmiş.

Aklımıza mukayyet olmaya çalışırken memlekette et yiyen kannibalist bir koyun görünüyor. Trabzonspor - Fenerbahçe maçında sahaya çello atılıyor. Sivas’ta bir vatandaşın tek başına okey oynadığı gözleniyor.

Yusuf Güney’in keyfi yerinde. Bu ay Güneş Sistemi’nin dışına çıktı. Aşk hayatı ile ilgili de bir açıklama yaptı. “Dünya üzerinde bir sevgilim yok. Andromeda Galaksisi’ndeki 32 -36 DDGC yıldızından bir hatunla beraberim” dedi. En azından o ne yaptığını biliyor gibi görünüyor.

Ay bitti, seçim günü geldi...

Yarın seçimin etkileri ve Nisan ayı ile devam...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Anıl Özgüç Arşivi