Futbolun matematiği ve doğal sonuç

İki yeniden yapılanan takımın maçı için favori gösterilen Fenerbahçe idi… Fenerbahçe’yi avantajlı kılan istediği sayıda ve nitelikte oyuncular alabilmiş olmasıydı. Yedek kulübesinin gücü en büyük silahı görünüyordu.
Trabzon’da ise yeni gelenlerle kaybettiklerinin kalitesini yakalayamamanın sancısı vardı. Bir de aldığı kötü sonuçlar Bordo Mavilileri çok kırılgan bir takım haline getirmişti. Nitekim Fenerbahçe 1-1’I yakaladığında bu kırılganlık devreye girdi, Trabzon direncini yitirdi.
Sütun komşum Tribün Muhalifine sorsanız, eminim “Trabzon maçında da endişeleneceksek bu kadar transferi niye yaptık, ez geç kardeşim” derdi maç öncesinde.
Futbol bu, elbette sahada oynanmadan söylenenlerin önemi yok ama yine de yetenekli bir kadro ve güçlü bir yedek kulübesini inkar etmek de mümkün değil. İşin matematiği, doğal sonucu bu.
Fenerbahçe yine önde baskılı ve kanatları, özellikle de Caner’le sol kanadı kullanarak başladı maça. Nitekim önce 2. dakikada sonra 7. dakikada Caner’in ortasına Samatta ve Valencia vuramadı ama, Sarı Lacivertlilerin kanatlardan etkili geleceğini gösteriyordu.

  1. dakikadan sonra Trabzon, Fenerbahçe’nin önde basamadığı ve sete oturduğu pozisyonlarda etkili olmaya başladı. Ozan son iki haftadır olduğu gibi stoperlere baskı uyguluyor, etkili de oluyordu ama bu kadar ilerde oynaması orta saha da zafiyet yaratıyordu. Belkas- Ozan ikilisi zaman zaman lüks geldi Fenerbahçe’ye. İlk yarıda Abdülkadir Ömür bu lüksü bol bol kullandı istediği gibi gitti geldi sahada.
    Yine yenmeyecek bir gol yedi Fenerbahçe… Sosa ile Lemos’un çarpışmasının yarattığı ikramı Trabzonlu Afobe reddetmedi.
    Orta sahayı etkili kullanamayan Fenerbahçe’de ilk yarıda kenarlardan 15 kadar orta yapıldı, 5-6 ciddi pozisyon üretildi ama sonuç alınamadı. Özellikle hava toplarında özlenen kafa vurulamadı. Tabii bu durumda, akıllara Valencia ya da Samatta’nın yerine Ademi veya Cisse denense mi sorusu geldi.
    Erol Bulut, daha radikal davrandı. Golde yaptığı hata nedeniyle demoralize olan Sosa’yı çıkarırken, Cisse’yi gol sorununa çare olarak sahaya sürdü.
    Fenerbahçe bu yıl ilk kez geride tamamladığı ilk yarıdan sonra geri dönebilecek mi sorusu çabuk cevap buldu, beraberlik erken geldi. İkinci gol Fenerbahçe’nin mutlaka kanatlara gitmesi gerekmediğini merkezde de yetenekli adamları olduğunu ortaya koydu.
    Küçük bir not; ikinci golden sonra kenarda Erol Bulut, Volkan Yıldırım ve Mehmet Yozgatlı’nın sevinç yumağı, kimilerinin “kalabalık teknik ekipte sorun yaşanacağı” beklentisini boşa çıkaran bir görüntüydü.
    Novak ve Mert Hakan’ın girişi hem kulübenin zenginliğini ortaya koydu hem de Caner ve Novak sol kanadının mümkün olduğunu.
    Üçüncü gol Caner-Gökhan ezberine, Cisse fırsatçılığının eklenmesiydi. Cisse bir gol ve bir asistle ilk onbire bir adım daha yaklaştı.
  2. dakikada Ozan’ın orta sahadan başlattığı diriplingde attığı çalımlar benim gibiler için şiir tadındaydı, varsın gol olmasın. Ozan ikinci yarıda yine pırıl pırıldı. Ama şunu da söylemek lazım, Sosa, Ozan, Gustavo orta saha üçlüsünde görev tanımları bir daha gözden geçirilebilir.
    Hakem Cüneyt Çakır’ın hiç öne çıkması gerekmedi temiz, kartsız, kavgasız bir maç oldu.
    Sonuçta Fenerbahçe kayıpsız yoluna devam ediyor, işler yolunda ama Trabzon maçı çok da örnek alınmamalı, çünkü Bordo Mavililer geçen seneyle kıyaslanamayacak kadar zayıflamış vaziyette.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi