Serhat Güvenç
EGE HAVASI
Beklenen oldu. Biden yönetimi, Türkiye’ye 40 adet yeni üretim F-16V Block 70 ile 79 modernizasyon kiti satışını Kongre’nin onayına sundu. Yunanistan’ın talep ettiği 20 F-35A için onay süreci aynı pakete dahil edilerek iki satışın kaderi birleştirilmiş oldu. Kongre’den bu satışlara itiraz gelmezse, Ankara ve Atina’nın talep ettiği uçaklar 2020’lerin ikinci yarısında teslim edilmeye başlanacaklar.
Ünlü Lockheed firması hem F-35 hem de F-16’ların üreticisi. İmalat hatları dolu. Hızlı bir teslimat takvimi şu an için mümkün görülmüyor. ABD’nin kendi hava kuvvetleri ya da diğer yabancı ülkelerin siparişlerinden kaydırma yapıldığı takdirde daha erken teslim edilebilirler. Ancak şimdilik ne Yunanistan ne de Türkiye’ye uçak teslimatı ABD için öncelik teşkil ediyor. Dolayısıyla yeni alacakları savaş uçaklarının Türkiye ve Yunanistan arasındaki hava gücü dengesine yansımalarını görmek için bir süre daha beklemek gerekecek.
Öte yandan daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Yunanistan, Fransa’dan temin ettiği Rafale savaş uçakları ile uzun bir süre sonra bu dengeyi lehine çevirmişti. Türkiye, henüz bu uçaklara bir yanıt bulabilmiş değil. Bir süredir İngiltere’den erken blok Eurofighter Typhoon savaş uçakları alınabileceği konuşuluyor. Türk Hava Kuvvetleri 21. Yüzyıla girerken envanterinde çok rollü iki farklı tip savaş uçağı bulundurmayı hedefliyordu. Halen bu hedef F-16 ve F-4E’lerle zor da olsa karşılanıyor. Ancak F-4E’lerin kullanım ömürlerinin sonuna yaklaşıldı. Yerlerini F-35’e bırakmaları planlanıyordu. Türkiye’nin Müşterek Taarruz Uçağı projesinden atılmasıyla F-35 artık bir seçenek değil. İkinci tip uçak boşluğu Typhoon’lar ile geçici olarak doldurulabilir.
Öte yandan yaklaşan seçimlerin de etkisiyle hemen her gün yerli ve milli havacılık projeleriyle ilgili haberler düşüyor. Kızılelma’nın ilk uçuşunu yapması, Hürjet’in ve MMU’un (Milli Muharip Uçak) ilk uçuşunu 2023 yılında yapacak olması, “Kendi Uçağını Kendin Yap” idealinin sonuçlarını almaya yaklaşıldığına işaret ediyor. Ancak özellikle MMU’nun testlerinin tamamlanması ve filo hizmetine girmesi zaman gerektirecektir. Yani MMU Yunanistan F-35’leri teslim aldığı tarihe dek yetişmeyebilir. Bu durumda Rafale’ler ile elde ettiği marjinal üstünlüğü F-35’lerle pekiştirecek olan Yunanistan’a karşı Türkiye’nin seçenekleri nelerdir? İlk akla gelenler İHA ve SİHA’lardır. Ayrıca Baykar’ın Milli İnsansız Uçak Sistemi (MİSU) Kızıl Elma’nın hızlandırılmış bir test programı ile göreve hazır hale gelmesiyle ortaya çıkan güç dengesizliği bir ölçüde telafi edilecektir.
Diğer yandan yakınlarda denenen Tayfun balistik füzelerine de bel bağlanacağı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina’ya yönelik açıklamalarından anlaşılıyor. Ancak bu tür balistik füze programı, Türkiye’nin niyetleri konusunda müttefiklerini, Yunanistan ile sorunlarının ötesinde kaygılandırıyor. Türkiye’ye F-16 satışına izin vermeyeceğini defaatle açıklayan Senatör Bob Menendez, bu konuyu diline şimdiden doladı bile.
Washington’un Türkiye ve Yunanistan’a layık gördüğü savaş uçakları arasında ciddi bir nitelik farkı var. Bu fark iki ülkenin Washington’un yakın vadeli stratejik planlarındaki yeriyle yakından ilgili. Türkiye, NATO’da kalması ve NATO’ya katkı vermesi arzu edilen bir müttefik. Ancak son 20 yıldır ABD’den sık sık ayrı düştü. Yunanistan ise Türkiye’nin bıraktığı boşluğu doldurarak ABD’nin öncelikli gördüğü coğrafyaya erişimini kolaylaştırıyor. Üstelik ABD Kongresi’nde güçlü ve etkili dostları var. Uzun süredir Yunanistan, AB’nin mıntıkasında sayılıyordu. Bugün durum değişti. Avrupa Birliği, Türk-Yunan sorunlarının çözümüne en ufak bir katkı getiremeyince meydan bir kez daha ABD’ye kaldı. ABD ise bu sorunlara çözüm getirmekten çok savaşa tırmanmalarını engelleyecek, deyim yerindeyse vaziyeti idare edecek bir siyaset izliyor. Yani Türkiye’ye verilecek F-16’lar NATO görevlerini asgari ölçülerde yerine getirmesini kolaylaştırırken, F-35’lere sahip Yunanistan’a karşı ciddi bir tehdit oluşturamayacaklar.
F-35 gibi kullanıcıların ABD’ye bağımlılığını mutlaklaştıracak bir savaş uçağını Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı kafasına göre kullanma imkânı da bir hayli sınırlı olacaktır. Türkiye, F-35 projesine ortak olurken görev bilgisayarına tam erişim talep etmişti. Talebin amacı, F-35’leri milli görevler için kısıtlamasız kullanabilmekti. ABD’nin koyduğu kısıtlamalar geçerli olduğu sürece Yunan F-35’lerinin hemen hemen her hareketinden ABD’nin bilgisi olacaktır. Özetle Yunanistan’ın, ABD’yi yanına almadan Türkiye’ye karşı bir operasyonda F-35’leri kullanması zayıf bir olasılık. Türk uçaklarını “düşman” olarak tanımlayıp radar kilidi atıp atamayacakları ABD’den bu yetkiyi alabilmelerine bağlı. “Kasa daima kazanır” derler. Bu durumda da kazanan sadece ABD gibi görünüyor.