Her Dünya Kupasının futbolun üzerinde bıraktığı izler vardır. Kazanımlar ve kayıplara sahne olur. Çoğunlukla festival havasında geçer Dünya Kupaları. Görsel şovlara ve eğlencelere sahne olur.
Katar’da çok iyi bir organizasyon olmasına rağmen, turnuvanın yasaklarla başlaması ve katılımın az olması gibi faktörler belirleyici oldu. Sönük bir Dünya Kupasına şahitlik ettik.
Final maçındaki yüksek mücadele ve tempo mini bir doyum yaratsa da turnuva futbol olarak da büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Milyarlarca Euroluk takımların futbol olarak kısır bir görüntü ortaya koyması ise en büyük hayal kırıklığıydı!
De Light, Van Dijk gibi yıldızlara sahip olan 600 milyon Euro’luk bütçeli Hollanda,
Dünyanın en kaliteli ve pahalı ligine sahip olan, Foden, Bellingham, Saka, Sterling, Grealish, Rashford ve Alexander Arnold gibi yıldızlardan yeterince faydalanamayan 1.3 Milyar Euro bütçeli İngiltere,
De Bruyne, Lukaku, Courtois ve Hazard gibi yıldızlara sahip olan 600 milyon Euro’luk Belçika,
Nispeten diğer takımlara göre biraz daha akıcı ve güzel oynayan Vinicius Junior, Rodrygo, Neymar, Gabriel Jesus, Casemiro ve Allison gibi yıldızlara sahip 1,1 milyar Euro’luk Brezilya
Leao, B.Silva, B.Fernandes, Joao Felix ve Ronaldo gibi yaldızlara sahip olan 900 milyon Euro’luk Portekiz,
Ve hatta finalde kendisine göre yarı bütçeli Arjantin’e elenirken futbol olarak ezilen, maçın son bölümlerine kadar pozisyon üretemeyen, 1 milyar Euro’luk kadrosuna rağmen son 3 maçında Mbappe’nin bireysel performansı ile tur atlayan Fransa gibi turnuvada futbol resitali çizmesi gereken takımlar adeta futbola ihanet etti.
Yine beklenenden uzak bir performans sergileyen, Dybala ve L.Martinez gibi yıldızları yedek kulübesine çeken, sert ve savunma ağırlıklı futbolu ile Dünya Kupasını kaldıran Arjantin bile futbola ihanet edenlerdendi. Messi’nin ipini tutup çektiği, Arjantin Milli Takımı’nın oturduğu sandık karikatürleri çizildi medyada. Messi kırmadık rekor bırakmadığı kariyerine eksik olan Dünya Kupasını da eklemiş oldu. Üstelik tamamen kendi becerisi ile sürüklediği bir Milli Takım ile!
Malzemesi kalitesiz ve yetersiz olan bir aşçı kötü yemek yapabilir ama sınırsız imkanlar sunulan birinin kötü yemek yapma lüksü yoktur. Yemek kötüyse bu aşçının yetersizliğidir. En iyi ihtimalle aşçının bir yemeği tutturamama ihtimali tolere edilebilir ama yemeklerin çoğunu kötü yapması kabul edilemez!
Bu turnuvaya damga vuran kötü aşçılardı!
Daha doğrusu futbolda Teknik Direktörlerin önemiydi!
Pek çok kulüp ve federasyon başkanı iyi bir kadro ile başarılı olmanın mümkün olduğunu düşünüp başarısız oluyor, başarısızlık futbolculara mal ediliyordu.
Doğru ders çıkarmak isteyenler için oldukça somut bir turnuva oldu bu.
“Her Dünya Kupası’nın futbolun üzerinde bıraktığı izler vardır” cümlesi ile başlayan Dünya Kupası değerlendirmemde Katar 2022 Dünya Kupası’nın futbolun üzerinde bıraktığı iz, tek cümle ile “Teknik Direktörlerin futboldaki önemi” olarak özetlenebilir.
Şüphesiz ki dünyanın en iyi teknik direktörleri kulüp takımlarını çalıştırıyor ama milyarlarca Euroluk kulüplerin bu kadar yetersiz teknik direktör ile çalışması kabul edilemez.
Kadronuz ne kadar iyi olursa olsun, Teknik Direktörünüz yetersizse başarılı olmanız mümkün değildir!
