Seçim sonuçlarının bize gösterdiği, siyasi rakiplerin birbirlerini eşleriyle ziyaret edip çiçek götürdüğü günleri daha çok bekleyeceğiz. Kamplaşma ve ayrışma o kadar derinleştirildi ki, artık seçim sonuçlarını oy oranları üzerinden değil, hakaret dozu üzerinden analiz etmek gerekiyor. Yani, ‘birlik beraberlik demokrasi’ sözleri kaybediyor. ‘çapulcu, sürtük ve terörist’ hakaretleri kazanıyor. İşte asıl bunu ölçen bir mekanizma yaratmak gerekir.
İkinci tur seçim süreci, partilerin alacağı kararlar, AKP’nin yeni planlarının perde arkasını bu köşeden okumaya devam edeceksiniz. Ancak, ilk tur oylamanın sıcağıyla, “kulislerde konuşulana göre…” demeden önce, bir fotoğraf koymak istedik önünüze. Kullanılan dil ve ötesi…
ERDOĞAN’IN MİRASI
Erdoğan’ın rakibine ve kendisi gibi düşünmeyenlere yönelik hakaret içeren sözleri “Çapulcu”, “Sürtük” ve “terörist” ile tavan yapmıştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da nasibini aldığı hakaretleri seçim kampanyası boyunca da sık sık duyduk. Bazı örnekler vermek gerekirse;
* Geri zekalı, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, gafil, eşkıya, çürük, sürtük, siyasi eşkıya, haysiyetsiz, onursuz, sanatçı müsveddesi, edep fukarası, ahlaksız, haysiyet celladı, kan emici…
* Emperyalistlerin tetikçisi, terör örgütleri ile kol kola yürüyen kişi. Emperyalizmin finansörü, Londra tefecilerinden aldığı sözlerle adeta sevindirik olan kişi. emperyalistlerin truva atı.
* Bay bay Kemal çıkmış şimdi de her zamanki iğrenç üslubu ile bize antiemperyalizm dersi vermeye kalkıyor.
* Bazı haysiyetsiz, adi, namussuz kişiler açıklama yaparak Hatay'da asker göremedik, jandarma göremedik, polis göremedik gibi yalan yanlış iftiralar atıyorlar.
* Hangi yüzle kalkıp da utanmadan Menderesin adını ağzına alıyorsun 14 Mayıs'ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar!
* Bunlar bir defa milli değil. Siz gayrımillisiniz. Bu millete hep ihanet ettiniz.
*Bulduğumuz gazın vanasını kapatır, Gabar'daki petrole beton dökerler. Kandil'den Bay Kemal'e selam geliyor, dini, ezanı, kitabı yok. Bunlar kitapsız
* Bunlar, siyasi eşkıya, kalibresi bozuk, cins, cibilliyeti bozuk, adam değil, kifayetsiz muhteris…
BAHAR UMUDU
Zaman zaman Erdoğan’a sert yanıtlar vermeyi denese de rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajları bahar havası yaratmaya dönüktü. Herkesi kucaklama çabası maalesef beklenen sonucu vermedi;
* Bu ülkenin insanlarına sözüm var bu ülkeye barışı getireceğim, bu ülkeye kardeşliği getireceğim.
*Oylarımızı bölmeyeceğiz. Bir araya geleceğiz. Sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız ve demokratik yöntemlerle bir otoriter rejimin sonuna noktayı koyacağız.
* Türkiye çok kamplaştı. Türkiye neredeyse kavga eder noktaya geldi.
* Gelin değişime ihtiyacımız var. Yyeni bir şey, yeni bir hamle yapalım. Bir değişime imza atalım. Benimle beraber gel ve gidelim oyumuzu bu kez Kılıçdaroğlu’na verelim. Ve bu Türkiye’ye huzuru getirecekse, bu getirecek. Gel beraber gidelim, kol kola gidelim, eğlenerek gidelim, bir bayram havası içinde gidelim.
* Bağımsız yargının, hak, hukuk ve adaletin ışığı herkesi eşitler. Adaletin Ekrem’i de olmaz Selahattin’i de olmaz. Herkes eşittir. Adil yargının verdiği karar hiç kimsenin canını acıtmaz. Devletin dini adalettir. Yok birbirimizden farkımız. Asla vazgeçmeyeceğiz, ne bir vatandaşımıza zarar gelecek, ne de bir karış toprağımıza zeval gelecek. Bu duygu bize Atatürk'ün emanetidir.
*Bu ülkede kimse, inancından ve kimliğinden ötürü ötekileştirilmeyecek. Büyük haksızlıklar yapıldığını biliyorum. Seçimle gelenlerin görevlerinden alındığını biliyorum. Bütün bunları çözeceğim. Kayyum denen garabet uygulamaları tümüyle bitireceğim. Yeter artık ya, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Ayrılık gayrılık bize hiçbir şey vermedi. Biz beraber olacağız.
Kaybeden sevgi ve barış dili sanırım…
