AVCI, GERİ Mİ DÖNÜYOR?

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası grup eleme maçlarının ilk ikisini oynadık. Cumartesi akşamı deplasmanda Ermenistan’ı zorlanarak yensek de salı akşamı Bursa’da Hırvatistan’a –kaçınılmaz olarak- mağlup olduk.

Hırvatistan maçı sonrasında futbol bilgisine çok güvendiğim, olayları derinlemesine analiz ederek yorumlayabilen, futbolun kapalı kapılar arkasındaki olaylarına vâkıf olduğunu bildiğim bir arkadaşım, sosyal medya üzerinden bir iddiada bulundu. Bu iddiaya göre; Mili Takım Teknik Direktörlüğü görevine Abdullah Avcı yeniden gelecek. Avcı’nın ekibinde, bir dönem Beşiktaş’ı da çalıştıran Önder Karaveli de olacak.



Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz hep tartışma konusu oldu. Ulusal Takımı Kuntz’un seçmediği, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Hamit Altıntop’un oyuncu seçimi ve sahaya çıkacak kadroyu yaptığı hep dillendirildi. Alman Teknik adamın ve Milli Takım’ın performansı ortada. Normal şartlar altında, Kuntz’un hiçbir şekilde Milli Takım Teknik Direktörü olmaması gerek bana göre… Abdullah Avcı, Milli Takım Teknik Direktörlüğü için doğru isimdir, bu da ayrı bir tartışma konusu. 86 milyonluk ülkede futbolcu çıkartamadığımız gibi, teknik adam da yetiştiremiyoruz. Elin 3.5 milyon nüfusa sahip ülkesinin Teknik Adamı. (Hırvat Milli Takım Direktörü) bu gerçeği yüzümüze vurdu. Bu ayıp bize yeter de artar bile…

Biz, dönelim yine annemizin ligine… Uğur’lu Futbol’a hoş geldiniz…


FENERBAHÇE – BEŞİKTAŞ (PAZAR 20.30)
Dananın kuyruğu bu maçta kopar. Ligin zirvesini de etkileyecek –belki de şekillendirecek- derbi öncesi iki takım da sakatlıklarla uğraşıyor. Tahminim, seyirci avantajını da kullanarak, Fenerbahçe’nin hızlı ve baskılı başlayacağı yönünde. Ancak, Jesus’un kadro tercihi bu tahminimi boşa da çıkartabilir. Eğer son dönemin formsuz ismi İrfan Can ilk on birde başlarsa, Fenerbahçe el freni çekili araba misali oynar. Fenerbahçe’nin oyunun yönünü çabuk döndürecek yaratıcı oyunculardan oluşan bir kadroyla maça başlamasını bekliyorum. Beşiktaş’ın kilit oyuncusu ise Gedson Fernandes olacaktır. Şenol Hoca’nın tek handikapı, Beşiktaş’ın son 20 dakikalarda oyundan düşmesi… Eğer Beşiktaş, oyuna hızlı başlayacağını tahmin ettiğim Fenerbahçe’yi frenleyip öne geçebilirse, hikâyesi çok farklı bir maç seyredebiliriz.

BAŞAKŞEHİR – ANKARAGÜCÜ (CUMARTESİ 16.00)
Travmatik bir şekilde Konferans Ligi’nden elenen Başakşehir’in, önümüzdeki sezon Avrupa Kupalarında boy gösterebilmesi için iki yolu var; Süper Lig’de ilk dörde girmek veya Türkiye Kupasını kazanmak… Başakşehir’in her iki kulvarda da sonuna kadar gitmek isteyeceğini tahmin etmek güç değil. Ankaragücü’nün derdi, istikrarsızlık. Tolunay Kafkas, İmalat- ı Harbiye’nin, bu sezon dördüncü teknik direktörü oldu. Bu kadar çok teknik direktör değişikliğine gerek var mıydı, bilemiyorum? Takımın bu durumda olmasının en büyük sebebi de bu zaten… Ankaragücü iyi bir kadroya sahip. Takımın teknik direktörden çok, bir “ağabeye” ihtiyacı vardı. Ne yazık ki, o “ağabey” bulunamadı. İstanbul deplasmanından, yenilmeden dönebilmek bile, Ankaragücü için başarı olacaktır.

TRABZONSPOR – KAYSERİSPOR (CUMARTESİ 16.00)
Trabzonspor, şahin görünümlü doğan gibi… Eski asbaşkan, yeni başkan oldu. Yardımcı teknik direktörü, sezon sonuna kadar takımın başında olacak. Başarısızlığın faturası eski başkana kesildi gitti… Yeni başkan, taze kan getirebilecek mi göreceğiz… Kayserispor iki haftadır kazanamıyor. Puan açısından, şu an sıkıntılı bölgede değiller. Ancak, maç kazanamamaya devam ederlerse problem yaşamaya başlarlar. Çağdaş Hoca, açık futbol anlayışından bu maçta da taviz vermeyecektir. Her iki takım için de ortada bir maç olacağını düşünüyorum.

GALATASARAY - ADANA DEMİRSPOR (CUMARTESİ 20.30)
Yenilmezlik serisini Konya’da tel tel dökülerek kaybetti lider Galatasaray. Adana Demirspor maçına yeni bir seriye başlamak için çıkacaklardır. Ancak, takımdaki “olduk biz” havası devam ederse Adana cezayı çok kötü keser. Kolej takımına benzettiğim Adana Demirpor, Avrupa Kupaları iddiasını sürdürmek istiyor. Teknik Direktör Montella ile uyumu yakalayan Demirspor’un hücum hattı çok güçlü. Galatasaray defansını çok zorlayacaklardır. Futbol kalitesinin yüksek olacağını tahmin ettiğim bir maç bizleri bekliyor.

ÜMRANİYESPOR – KONYASPOR (PAZAR 13.30)
Milli maç arasından önce, evinde Galatasaray’ın fiyakasını bozan Konyaspor’un İstanbul deplasmanında ne yapacağını merak ediyorum. Bence Konya’nın test maçı, bu maç. Galatasaray galibiyetinin anlam kazanabilmesi ve Konya’ya bahar gelebilmesi için galibiyet şart. Ümraniyespor ise, ligde kalmak için her maçtan puan çıkarmak zorunda. Her hafta aynısını yazıyor gibi olacağım ama Ümraniyespor bence iyi futbol oynuyor. Ancak, girdikleri pozisyonları gole çevirmede sıkıntı yaşıyorlar. Bir futbol dilencisi olarak, önümüzdeki sezonda da Süper Lig’de olmalarını isterim. Pazar gününün ilk maçı sert geçer.

GİRESUNSPOR – ALANYASPOR (PAZAR 16.00)
Giresun ligin başındaki ivmesini kaybetti. On haftadan bu yana üç puan alamadılar. Ateş çemberinin içindeler. Çemberden çıkmak için, çembere dâhil olmak istemeyen Alanyaspor’dan puan ya da puanlar almak zorundalar. Geçen hafta da yazmıştım; Alanyaspor kulübesinde Farioli’nin hayaleti var sanki. Takım, hâlâ garip bir şekilde, oyunu geriden kurmaya kalkıyor. Ersun Hoca, “bir maçla değişmez” dese de, ligin boyu çok kısaldı. Alanyaspor’un oyun mantığında değişim acil ve kaçınılmaz.

İSTANBULSPOR – KARAGÜMRÜK (PAZARTESİ 20.30)
Hafta, İstanbul derbisi ile kapanıyor. Üç maç üst üste kazanan İstanbulspor, Beşiktaş karşında kaybetse de futbolu tat verdi. Bu futbolu, üç puanla taçlandırmazlarsa, sıkıntılı günler yaşarlar. Karagümrük, artık oyunun her iki yönünü de iyi oynuyor. Pirlo’nun futbol anlayışı, İtalyanların ünlü Catenaccio’su (kilit) değil. Haftanın son maçının, zevkli ve gollü olacağını tahmin ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Temel Arşivi