Arda Kardeşler’in intikamını mı alıyorsunuz?
Deplasmanda, evinde üst üste kaybeden ama Avrupa’da da içeri dışarı fark etmeden kazanan Kara Kartal için zor maçtı. Başakşehir, öteden beri siyah beyazlılara ters gelen bir takım.
Maçı zorlu kılan Başakşehir’in de son 4 maçtır galibiyete duyduğu hasretti. Buna rağmen evinde yenilmeme özelliği de var turunculuların. Giovanni van Bronckhorst uzun bir direnmenin ardından Al-Mustari’yi 11’e aldı. İmmobile elbette büyük eksiklikti. Semih tek forvet çıktı sahaya.
Bu maç öncesinde de Galatasaray-Samsunspor müsabakasını izledim. Tribünlerin Büyük Atatürk’e olan sevgisi harikaydı. Futbola gelince yine ‘yapı’nın hakemleri ele geçirdiğini görmek şaşırtmadı. Samsunspor’a verilmeyen fauller, penaltı, oyun süresinin orta hakem Halit Umut Meler tarafından ustaca yenmesi adalet duygusunu incitti.
Başakşehir Stadyumu’nda mahcup bir Atatürk anması anlamlıydı. O takımı yönetenler unutulacak, tribündekiler de topçular da ama Büyük Atatürk asla unutulmayacak. Siz kendinizi yok sayıyorsunuz, bunu bilin istedim.
Maça Başakşehir takımı daha etkili başladı. Beşiktaş’ın dengeyi tutturması uzun sürmedi. Rafa Silva’nın çok güzel şutunu aynı güzellikte Muhammet çıkardı örneğin. Piatek’in de hemen ardından vuruşu Beşiktaş kalesini tutmadı.
Başakşehir önde basarak Beşiktaş’ın yarı alanından çıkmasını zorlaştırdı. Bir başka deyişle Başakşehir’in oyun taktiği Beşiktaş’ı uzun toplara mecbur kıldı.
Usta ayaklar ve derinlemesine toplarla sonuç elde edilebilirdi. Rafa Silva doğru yerindeydi. Sürekli söylüyoruz, ligde Rafa Silva’dan daha fazla kime faul yapılıyor? Ceza sahası içinde, dışında fark etmiyor. Sayın hakemler sakatlanıp sezonu kapatmasını mı bekliyor, anlamış değilim. Ne kart ne uyarı var. Ceza sahasında yapılan faule, yani penaltı pozisyonuyla ilgili VAR’a bile gidilmedi. Normal Beşiktaş için.
Beşiktaş ilk yarının son bölümünde ciddi baskı kurdu, Başakşehir ceza alanı ve çevresinde hele uzatmanın son dakikasında Semih’in bulduğu pozisyonu kolay harcaması, Beşiktaş’ın soyunma odasına golsüz gitmesinin nedeniydi.
İkinci yarıya takıma dokunmadan başladı Giovanni van Bronckhorst. Ama değişiklik gerekiyordu. Tıpkı ilk yarıda olduğu Rafa Silva ile ikinci yarıya golle başlayabilirdi Beşiktaş ama ceza sahası içinde bulduğu uygun topu bereketli kullanamadı.
Dediğim gibi değişiklik gerekiyordu. Ama Hollandalı teknik adam, şaşırtan bir tercih kullandı. Semih’i kenara alıp Rachica’yı oyuna aldı. Rachica, sağ kanada yerleşti. Joao Mario, orta sahadaki kalabalığı arttırdı.
Beşiktaş da önde basmaya başlayınca oyun tam anlamıyla kilitlendi.
Orta hakem Turgut Doman’ın da Arda Kardeşler’i andıran kararları Beşiktaş’ın işini zorlaştırdı. Uydurduğu bir kornerin ardından, önce penaltı icat etmeye kalktı olmadı. Ama denemeye devam ediyordu.
Kilitlenen oyunu açacak, ya usta bir ayağın son vuruşu ya da iyi bir pasörün doğru adamı ve yeri görmesi olacaktı. Salih’i oyundan aldıktan sonra Beşiktaş’ın bulduğu pozisyonları görünce
Joao Mario’ya niye bu kadar sabredildi sorusunu yöneltmek hakkımızdı.
Uzatmalarda Rashica’ya yapılan net penaltıyı da çalmadı bu hakem. Arda Kardeşler’in intikamı mı alınıyor bilinmez ama ‘yapı’ iktidarını sürdürüyor. Turgut Doman’ın da ne olduğu anlaşıldı VAR’daki Özgür Yankaya zaten biliniyordu.
Evet Beşiktaş’ın, lig lideri ile arasındaki puan farkı 11 oldu.
Rahmetli Vedat Kaptan’ın sözleri geldi aklıma Vedat Okyar’ın;
“Hakem sana haksızlık yapıyorsa, öyle bir oynarsın ki hakemi çimlere gömersin. Golüne ofsayt mı verdi, 30 metreden gol atarsın, hakemi de topla beraber kaleye sokarsın.”
Beşiktaş rakiplerinden önce futbolumuzun katili bu hakemleri yenmeli.