Nuray Babacan
Amaç CHP’yi yalnız bırakmak: İYİ Parti ve YSP üzerine planlar
Yerel seçim hazırlıkları arasında adaylar kadar ilgi çeken diğer konu, yeni ittifak planları. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “CHP’nin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesini göze alırız” sözleri sadece CHP’ye değil, partilerinden bağımsız hareket edemedikleri için Ekrem İmamoğlu ve Mahsur Yavaş kızgınlığını da gözler önüne sererken kapalı kapılar ardında farklı ittifak planlarının konuşulmasına neden oldu. Cumhur İttifakı, Akşener’in açıklamalarından son derece mutlu. Hatta farklı ittifak formüllerini Cumhurbaşkanı'na sunmaya hazırlananlar, “Alamayacağımız illeri İYİ Partiye bırakalım” diyenler oldu.
İki tür hazırlık var
Öncelikle Cumhur İttifakı’nın yerel seçime hazırlanma yöntemine bakmak lazım. Özellikle AKP’de iki tür çalışma yapılıyor. Bir yandan illerin genel tercihleri analiz edilerek doğru aday bulma çalışmaları yapılıyor ki bu her parti için standart bir durum. Diğeri ise zaten yeterince kavgalı görünen muhalefet bileşenlerini parçalayarak resmi ittifak olmasa da arka kapı planlarıyla yanlarına çekmek.
İYİ Parti ve YSP planları
Partinin kurmay heyeti bunun için bayağı beyin fırtınası yapıyor. Yeşil Sol Parti ile pazarlıkları olasılık dahilinde görmeyenler, her şeyin açık heyet görüşmeleriyle yapıldığını zannedenler yanılıyor. AKP, YSP’nin CHP’nin yanında yer almaması ve bunun CHP’de bulunan büyük kentlerde yaratacağı etkiyi önemsediği için “Her türlü pazarlığı yapmaya hazır”, bunun gizli-kapaklı görüşmeleri de yapılıyor.
Biraz destek verelim
Aynı heyetin bir de İYİ Parti planı var ki Akşener’in son günlerde yaptığı sert açıklamalar çok işlerine geliyor. Bırakın iş birliğini, İYİ Parti’nin her yerde ittifak olmaksızın yerel seçimlere katılma kararının kendilerine yaratacağı avantajı konuşuyorlar. Buna ilave ilginç fikirler ortaya atanlar da var:
“Resmen ittifak olmasa bile bir ara formül geliştirerek bizim ve MHP’nin alma olasılığı bulunmayan İzmir ve Muğla gibi illerde aday çıkarmasak, CHP yerine İYİ Parti’nin 3-4 büyük ilde kazanmasına olanak sağlasak fena olmaz. MHP’nin böyle bir formüle ikna edilmesi zor değil. Bu yumuşak geçiş, daha sonra parlamentoda Anayasa değişikliği, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin revize edilmesi, içtüzük çalışmalarında İYİ Parti’nin desteğini almamızı sağlayabilir…”
CHP'yi yalnızlaştırmak
Görünen o ki Cumhur ittifakı, yerel seçimlerde iyi adaylarla başarılı olmak kadar, CHP ile ortak hareket etme olasılığı olan partilere kapalı kapılar ardında ‘resmi olmayan’ öneriler götürecek. ‘CHP’yi yalnız bırakma’ üzerine kurulan bu plan sayesinde büyük kentlerde avantaj yaratılacağına inanılıyor. Sonuç alınır mı bilinmez ama seçim sandıktan önce masada kazanılmaya çalışılıyor.
Seçim ve kongre hazırlıkları
Bu arada AKP içinde rutin yerel seçim hazırlıkları da sürüyor. Parti, ekim ayının sonunda 30 büyük kentin belediye başkanlarını açıklamayı planlıyor. Tüm illerin adayları kasım sonunda duyurulacak. Bu çalışmalar sürerken ekim başında yapılacak olağanüstü kongrede de partinin yeni vitrini belirlenecek.
Kongrede tüzük değişikliği de planlanıyor. Göç ve iklim genel bakan yardımcılığı kurulması, genel başkan vekilinin teke indirilmesi gibi taslak çalışmalar yapılıyor.
Büyük illerin adaylarını anketlerle belirlenmesi çalışmaları sürüyor. Sık sık gündem yapılan tüm isimler, kamuoyu araştırmasıyla halka soruluyor. AKP maalesef büyük iller için güçlü isimler bulmuş değil. İsmi ortaya atılan her aday adayı, parti içinde bir grup tarafından kısa sürede yetersiz damgası yiyor.
Bakanlıklardan haberler
Son haberler kabineden. Yeni bakanlar yaz dönemini konularına hakim olma ve kendi ekiplerini oluşturmakla geçirdiler. Ancak sanki iktidar değişikliği olmuşcasına gelenlerin, gidenlerle ilgili ciddi eleştirileri konuşuluyor kulislerde. Hazine ve Maliye Bakan Nureddin Nebati’nin danışman ve müşavir kadrosu ciddi hayal kırıklığı yaratmış. Görevle doğrudan ilişkisi olmayan kadrolar saptanmış. Ayrıca, bu kadronun yaptığı harcamalar ve temsil giderlerinin yüksekliği de dikkat çekmiş.
Bu durum sadece bir bakanlıkta olsa iyi. Kamuda tasarruf diye yola çıkılınca, diğer bakanlıkların bütçe delen harcamaları, yeni ekonomi yönetimin kontrol mekanizmasını zorlaştıracak gibi. Örtülü ödenek harcamalarındaki fazlalık, bakanlıkların kurduğu vakıflar ve taşeron şirketler üzerinden yaptıkları kadro alımları, Kamu İhale Yasası’nı delmek için buldukları yöntemler çok konuşuluyor. Bu delikler tıkanacak mı, yoksa sadece şikayet etmekle mi kalınacak, göreceğiz…