Emre Özpeynirci

Emre Özpeynirci

Alman devlerine Çin darbesi

Alman otomotiv devlerinin Çin’deki payı %25’ten 15’e kadar gerilemiş durumda

Alman otomobil devleri, uzun yıllar sürdürdükleri hakimiyetin ardından dünyanın en büyük pazarı olan Çin’de keskin bir düşüş yaşıyor ve payları hızla geriliyor. Çinli tüketiciler hızla gelişen yerli markaların uygun fiyatlı araçlarına yönelirken, herkesin kafasında; “Alman markalar acaba Çin’de ve belki de diğer pazarlardaki maceralarının sonuna mı geldi?” sorusu var.

mercedescin-1.jpg

Volkswagen, Porsche, BMW ve Mercedes gibi dev Alman markalarının dünyanın en büyük pazarı olan Çin’deki hakimiyeti son yıllarda ciddi bir gerileme yaşıyor. Bir zamanlar Çin otomotiv pazarında önemli bir paya sahip olan Alman markalar, yerli üreticilerin hızlı yükselişiyle karşı karşıya. Düşünün 2023 yılında VW uzun yıllar sonra ilk kez Çin’de liderliği BYD’ye kaptırdı ve bir daha da geri alması zor görünüyor. Özellikle elektrikli araç (EV) sektöründe Alman markalar, BYD, Nio ve Xpeng gibi Çinli rakiplerine kıyasla çok geri planda kalmış durumdalar. Pandemi öncesi dönemde Alman markalarının Çin’de Pazar payı %25 civarındayken, bu oran şu anda %15’e kadar düştü ve hızla da geriliyor. Üstelik elektrikli araç pazarında bu oran %10 gibi daha düşük seviyelerde.

AVANTAJ BİTMİŞ DURUMDA

Çinli tüketiciler, yerli üreticilerin daha uygun fiyatlı, teknolojik olarak daha gelişmiş ve performans açısından rekabetçi modellerini tercih etmeye başlamış durumda. Bu da Alman markalarının, özellikle Çin pazarında zorluklarla karşılaştığını ve stratejilerini yeniden değerlendirmek zorunda kaldığını gösteriyor. Yıllardır Alman otomobil üreticileri, Çin’deki başarıya dayanarak büyük kârlar elde edip büyümeyi sağlarken bu avantaj artık resmen tükenmiş durumda. Bu yüzden de AB’nin Çin’e yönelik ek tarifelerine de neredeyse tüm Alman markaları karşı çıkmıştı. Çünkü olası bir misillemenin en çok Çin’de yatırım olan Almanları vurabileceğini biliyorlardı. Çin’de bu yılın son çeyreğine ait satış rakamları aslında kasvetli tabloyu ortaya koyuyor. BMW’nin Çin’deki satışları %30 düşerken, Porsche’nin %19, VW’nin %15, Mercedes’in ise %13 oranında gerilemiş durumda.

ONARILAMAYACAK BİR DARBE

Bunun sebebi; Çinli üreticiler hızla batılı üreticilerden vazgeçmeye başlarken, yerli otomobillerin daha iyi yapıda olduğunu ve daha fazla özelliğe sahip olduğunu söylüyorlar. Ayrıca yerli araçların daha uygun fiyatlara performans olarak Avrupa modellerine benzer veya bazı durumlarda çok daha üstün seçenekler sunduğunu düşünüyorlar. Bu da kesinlikle kolay kolay onarılamayacak bir darbe olarak değerlendiriliyor. Bloomberg’in haberine göre BYD, Xpeng ve Nio gibi markalarla rekabet etmek neredeyse imkânsız görünürken, Alman markalarının pek bir seçeneği kalmamış durumda. Avrupa ve Amerika pazarları daha fazla büyüme potansiyeli sunmazken, Çin pazarından da çok fazla yatırım yaptıkları için isteseler bile çekilemiyorlar.

Buna karşı Alman markaları stratejilerini yoğunlaştırırken, elektrikli araçlarını iyileştirmeye yardımcı olabilecek Çinli şirketlerle işbirliği yapıyor, üretimi ve satışı daha ucuz olan, yalnızca Çin pazarına yönelik yeni ürünler geliştiriyorlar. Peki Alman markaları u durumu tersine çevirebilir mi, yoksa bu Çin’deki ve belki de diğer pazarlardaki maceralarının sonunun başlangıcı mı? Hep birlikte göreceğiz.

Avrupa’nın kurtuluşu Çinlilerle ortaklıkta

lucademeo.jpg
Luca de Meo

Fransız Renault Grubu CEO’su Luca de Meo, Avrupa'daki üretimi güvence altına almak amacıyla Çinli otomobil markalarıyla işbirliği yapılması çağrısında bulundu. Avrupa Otomobil Üreticiler Derneği (ACEA) Başkanı da olan De Meo, Çinli otomobil üreticileriyle karşılıklı yarar sağlayacak bir anlaşma yapılmasının, Avrupa'nın elektrikli araç geçişini hızlandırmaya ve üretim kapasitesini korumaya yardımcı olabileceğini vurguladı. Çinli firmaların batarya teknolojisi ve tedarik zinciri üzerindeki hakimiyeti nedeniyle, bu işbirliğinin Avrupa otomotiv sektörünün geleceği için önemli olduğunu belirtti. Stellantis Grubu’nun CEO’su Carlos Tavares ise Avrupa Birliği’nin Çinli elektrikli araçlara getirdiği ek vergilerin, Çinli üreticileri Avrupa’da tesis kurmaya zorlayarak bölgedeki atıl kapasite sorununu daha da kötüleştireceğini söyledi. Tavares, bu durumun yerel üreticilerin fabrika kapatmalarını hızlandıracağını söyledi. Tavares, ayrıca 2025 AB emisyon hedeflerindeki herhangi bir gecikmenin, Avrupalı otomobil üreticilerinin Çinli rakiplerinin daha da gerisinde kalmasına neden olacağını söyledi.

ferrarif80-1.jpg

Türkiye’den 2 kişi aldı!

İtalyan süper spor otomobil üreticisi Ferrari, geçen hafta F80 isimli yeni hibrit süper spor otomobilini tanıttı. Avrupa’da 3.6 milyon Euro fiyat etiketiyle satışa sunulan F80, hibrit teknolojisini ve ileri düzey aerodinamik özellikleri bir araya getirerek kendi sınıfında yeni bir standart belirleyecek gibi görünüyor. Sadece 799 adet üretilecek olan bu özel model, şimdiden tükenmiş durumda. Türkiye’den de 2 Ferrari müşterisinin aldığı aracın yüksek vergilerle bizdeki fiyatı ise 11.5 milyon Euro civarında. 1.200 beygir gücünde hibrit motora sahip model bu gücü 3 litrelik V6 motor ile birlikte çalışan beş elektrik motordan elde ediliyor. Yukarıya açılan kapılarıyla da dikkat çeken Ferrari F80, 0’dan 100 km/s hıza 2.15 saniyede ulaşıyor ve 350 km/s maksimum hıza çıkıyor. Ferrari’nin 2025’in son çeyreğinde teslimatlarına başlayacağı F80, markanın 80. yılı olan 2027’ye kadar üretilecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Özpeynirci Arşivi