Adalet sisteminde neler oluyor? "Cezasızlık" mı dediniz; kısmi af geliyor

Türkiye günlerdir çalkalanıyor. Narin davasındaki becerisizlikler, Sinan Ateş davasında adalet duygusunun zedelenmesi, sokaktaki tacizcilerin serbest bırakılması, sevgililerini seri katil soğukluğuyla kesen caniler… Her şeyin önüne geçen bu cinnet hali, “Ağır ve sistematik hak ihlalleri” olarak tanımlanan cezasızlık, eleştirile dursun, hükümette kısmi af anlamına gelebilecek yeni bir çalışma yapılıyor. İlgililer “Hayır af değil” diye itiraz etmeden önce tane tane anlatalım.

İKİ BAKANLIKTA SORUN

Önce, her gün infiale neden olan bu olaylar konusunda iki bakanlığın çekişmesiyle başlayalım. İçişleri Bakanlığı mensupları, yakaladıkları faillerin yargı aşamasında serbest bırakılmasından şikayet ederken, Adalet Bakanlığı kanadı ise polisin yetersiz delille tutuklama yaptığını, savcılık aşamasında sıkıntı yaşandığını anlatıyorlar. Bu nedenle iki bakan bir araya gelip sorunları tartıştı. Ama sorun bugünden yarına çözülecek gibi değil.

ADLİ KOLLUK TARTIŞMASI

İki bakanlık arasındaki görüş ayrılığının nedeni Adli kolluk düzenlemesi. Birçok batılı ülkede olduğu gibi tüm kolluk kuvvetlerinin savcıya bağlı çalışması, suçun işlendiği ilk andan itibaren delil toplama işlemini görevli savcıların yönetmesi anlamına gelen bu düzenleme kavganın nedeni. 2005’de çıkan adli kolluk yönetmeliği de ölü doğduğu için sistem kurulamadı. Tüm İçişleri Bakanları yetki devri anlamına gelen bu düzenlemeye karşı.

KAPSAM GENİŞLİYOR

Konuya dönersek, herkes hatırlar pandemi döneminde Adalet Bakanlığı, kısmen salgının yayılmasını önlemek, kısmen de cezaevlerindeki doluluğa çözüm bulmak için mahkumları parça parça “denetimli serbestlikten” yararlandırdı. Önce hafif suçlar ve yarı açık cezaevlerinden başlanarak serbest bırakılmalar başladı. Sonra kapalı cezaevleri ve ağır suçlar da kapsama alınarak mahkumlar evlerine gönderildi. 120 bin mahkumdan bahsediyoruz.

Bilmeyenlere anımsatalım, bu yasal düzenleme halen yürürlükte. Terör suçları hariç, tüm suçlarda 4 ile 8 yıl arasında ceza indirimi anlamına gelen denetimli serbestlik sistemi, sessiz sedasız halen uygulanıyor. Ama bizim anlatmaya çalıştığımız bunun daha da genişletilmesi.

YASAYA MONTE EDİLECEK

Şimdi, geçen yıl yenilenen bu yasada ‘eksik olduğu’ gerekçesiyle bir ek düzenleme yapılacak. Ve yararlananların kapsamı genişletilecek. Bunun da TBMM’de görüşülmeyi bekleyen yargı paketine önergeyle eklenmesi tartışılıyor. “Tartışılıyor” diyoruz, çalışmanın yapıldığını ve tamamlandığını biliyoruz. Sadece toplumdaki infial nedeniyle fren yapılma olasılığı bulunuyor.

Ne yapılacağına gelince. Pandemi döneminde başlayan bu hak, 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle haklarındaki karar kesinleşip infazı başlayanlar için geçerliydi. Böyle bir düzenlemede suçun işlediği tarihin esas alınması gerektiği belirtiliyor. Şimdi yapılacak düzeltmeyle bu tarihten önce işlenen tüm suçlar, davaları ne zaman kesinleşirse kesinleşsin bu haktan yararlanacak.

NE YAPILACAK?

Terör suçları hariç, buna ağır ceza gerektiren birçok suç da dahil, suçun bu tarihten önce işlenmiş olması durumunda denetimli serbestlikten yararlanacaklar. Yani davası henüz sonuçlanmadığı için bu haktan yararlanmayan, bu tarihten önce işlenen tüm suçları kapsayacak. Daha önce serbest bırakılanların yarısı kadar daha salıverilme bekleniyor.

SUÇ ARTIŞININ NEDENİ Mİ?

Bu düzenleme yapılırken, bunun af olduğuna ilişkin eleştiriler yapıldığında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç o dönem “Bu düzenleme, bir ‘af’ düzenlemesi değildir. Af, cezayı tüm sonuçları ile ortadan kaldıran bir düzenlemedir. Kabul edilen düzenleme ise Covid-19 izninde bulunan koşullu salıverilme tarihine belli bir süre kalmış olan iyi halli hükümlülerin kalan cezasının denetimli serbestlik altında çektirilmesidir" demişti. Tek farkın bu kişilerin yeni bir suç işlemeleri durumunda eski suçlarının kalan cezasını da çekmesi olduğunu anımsatalım. Hükümet üyelerine, “bu af değildir” dedirten ince fark budur.

Söylenmese de Adalet Bakanlığı bu yolla sessiz bir operasyon yapıyor. Cezaevlerindeki doluluk bu yolla azaltılırken, ‘salınma işlemi’ rutine bağlanmış oluyor. Diğer taraftan her gün sokaklarda yeni suçlara tanık olunuyor. Yakalananların birden fazla sabıkasının olmasının altında yatanın bu olduğu iddia ediliyor.

DAHA NE BEKLENİYOR?

AKP’nin tüm araştırmalarında “Adalet duygusunun zedelenmesi”, ekonomik kriz kadar önemli bir sorun olarak listenin başında çıkıyor. Cezasızlık ise hukuk sisteminde, “Yaşanan bir hak ihlalinin soruşturmasının, faillerinin bulunmasının, yargılanmasının ve cezalandırılmasının, suçtan mağdur olanların tazmin edilmesinin söz konusu olmamasıdır…” olarak tanımlanıyor. Peki daha ne bekleniyor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nuray Babacan Arşivi