Nuray Babacan
ACİL ANKET SİPARİŞİ
Siyaset, son bir haftada öyle baş döndüren hızla değişti ki, çoğunlukla gündemi belirleme ve yönetme kabiliyeti olan Cumhur İttifakı, bu kez seyirci kaldı. Bir yandan, Millet İttifakı’ndaki şaşırtıcı gelişmeler ve bunun sokağa etkisi, diğer yandan deprem yaralarının sarılması konusundaki yetersizlik, iktidar kanadında çifte sarsıntı yarattı.
İktidar Partisi’nin ‘adaysız- rakipsiz’ yaptığı seçim hazırlığı, hem deprem, hem de Millet İttifakı’nın son hafta atağı ile yön değiştirdi. Buna bir de ekonomik sorunlar dahil edilince AKP, birden fazla cephede mücadele etmek zorunda kaldı. Bunun yarattığı gerginlik, son dönemlerde iktidar kulislerindeki sohbetlere de yansıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının ardından siparişi verilen acil anketten, deprem bölgesinden gelen şikayetlere, HDP tabanına yönelik yeni planlara kadar birçok başlığı göreceksiniz, bu yazıda…
· İktidar kanadı, Millet İttifakı’nın dağılmayıp, daha da güçlü toparlanmasından doğal olarak hoşlanmadı. Sokaktaki coşku, partide tedirginlik yarattı. Özellikle Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklandığı gün Saadet Parti Genel Merkezi’nin önünde toplanan kitlenin coşkusuna dikkat çekiliyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da aynı ruh halini paylaşıyor olmalı ki verdiği ilk talimat yeni bir anket yapılması oldu. Hem de acil… Derhal telefon yöntemiyle iki aday sorulmaya başlandı. Sonuçları yakında…
· İktidar kanadı, yapılan son üç ankette, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan’ı geçtiğini itiraf ediyor. Ancak, İYİ Parti’nin ittifak içindeki manevrasının Kılıçdaroğlu’nu daha güçlendirdiği de kabul ediliyor. İYİ Parti’nin Millet İttifakı’nın dışında kalmasının sevinci kısa sürerken, bu şekilde geri dönmesinin bazı kızgın İYİ Partilileri koparabileceği umudu taşınıyor. Bu tabandan yüzde 1-2 oy beklentisi var.
YENİ PLANDA DEMİRTAŞ VE KANDİL FAKTÖRÜ
· AKP, ayrıca Kürt oylarıyla ilgili planını da yeniledi. Anayasa Mahkemesi’nin HDP ile ilgili kararı ilk önemli adım olarak yorumlanıyor. Yeni plan, daha önce de yapıldığı gibi Kürt seçmende Selahattin Demirtaş destekçileriyle, Kandil destekçilerinin arasını açmak. Demirtaş’ın örgütten bağımsız hareket etmeye başlaması nedeniyle iktidar kanadı daha önce olduğu gibi İmralı üzerinde bir planı hayata geçirmeyi düşünüyor. Amaç, ‘artık’ oylardan yararlanmak.
· Toplumdaki imaj sorununun farkında olan parti, kampanya boyunca, ‘tepki çekmeyen az yıpranmış, makul isimleri’ piyasaya sürmeyi planlıyor. Piyasaya sürmek derken, gerçekten görev verilmesi kastedilmiyor. İktidar medyası aracılıyla bu isimler gündemde tutularak, partinin değiştiği ve hatalarını kabul ettiği algısı yaratılacak. Köprü geçildikten sonrası pek önemsenmiyor.
SOYLU: BEN YOKUM KALACAKLAR DÜŞÜNSÜN
· İktidarın depremden kaynaklanan sorunları çözme ve tepkileri en aza indirme çabaları maalesef isteneni vermiyor. Bu sürecin özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ilişkilerini de bozduğu söyleniyor. Deprem sonrasında yaşanan zaaflar, AFAD yönetiminin hataları, bu kurumlardaki görevlendirmelerin faturası Soylu’ya kesilmiş gibi. Ayrıca, parti içinde Soylu’nun deprem bölgesinde vekillere yönelik tavrı, azarlamaya varan sözleri konuşuluyor. Soylu’nun, “Bundan sonrasında ben yokum, siyasette kalacaklar düşünsün” dediği öne sürülüyor.
KİM ÇAĞIRDI BUNLARI
· Son bir ilginç anekdot da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan ve 7 saat süren deprem zirvesinden. Birçoğu iktidara muhalif olan bilim insanlarının konuşmaları çok dikkat çekici. Toplantıda bazı hocaların açıktan hükümeti eleştirmesi, özellikle imar affı konusunda, “Sizin de sorumluluğunuz var, bundan kaçamazsınız” şeklinde ifadeler, salonda buz gibi bir hava yaratıyor. Toplantıda sesini çıkarmayan ve sadece not alan Erdoğan’ın çıkışta, “Bu isimleri kim belirledi?” diye sorduğunu da belirtelim.