Yaşar Seyman
Yerel yönetimlere birkaç söz
Yerel iktidar sevincimiz sürüyor…
31 Mart seçimlerinin sonuçları kentlerini seven herkesi sevince boğdu. Birçok büyükşehirlerin, kentlerin, ilçelerin yerel yöneticileri yenilendi. Yerel yönetimlerde kadınların ve gençlerin belediye başkanı, belediye meclis üyesi seçilmeleri, grup başkan vekili, grup sözcüsü olmaları insanları gönendirdi.
Belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri görevlerine başladılar, görev bölümleri yapıldı. Tebrikler ve brifingler sürüyor. Seçilenlerden beklentiler çok olduğu için seçilenlere biraz olayı kavrama zamanı tanınmalı.
Seçilen herkes büyük bir sorumluluğun bilincinde olmalıdır. Beklentiler bırakılan borçlar kadar büyük. İşsizlik milyonları aşmış, binlerce insan mutfakta tencerenin kaynaması için yaşam kuyruğunda sıra bekliyor. Emeklilere bir dokun bin ah işit durumu giderek derinleşiyor. Dert çok derman ellerimizde deyip dört elle çalışmalara başlanmalı. İlk iş kentlere, kent yöneticisi başkan ve belediye meclisi üyelerinin halka sevgiyle yaklaşımı, halkı dinlemesi ve birlikte yaşanan kenti, ilçeyi, kasabayı yönetmesi gereklidir.
Seçilen belediye başkanlarının önünde yapılması gereken dağlar kadar sorun var. Bu sorunları çözmek için inatla, sevdayla, bilgiyle, belediye meclisine seçilen üyelerle, bürokratik kadrolarla el ele çalışarak başkanı olduğunuz kentlere kalıcı imzalar atın. Kente yaptıklarınızla övünç duyun, sizi emekle, sevgiyle, gönül rahatlığıyla seçen insanların huzur içinde yaşamasını sağlayın.
En yaşamsalı başka partilerin belediye başkanlarının yaptıkları yanlışları yapmaktan kesinlikle kaçının. Liyakate önem verin. Emeğin hakkını teslim edin. Seçilmiş belediye meclis üyeleriyle birlikte uyum içerisinde çalışmak belediyelerimizi başarıya götürür. Bildiğiniz gibi Avrupa ülkelerinde belediye meclis üyelerine ‘yerel parlamenter’ deniyor. Her bir belediye meclis üyesi uzmanlık alanına göre seçiliyor. Seçildiği belediyenin çalışmalarında oy veren, vermeyen seçmenlerle toplum içinde çalışıyorlar. Buna Avrupa’daki sendikal toplantılarımda, gittiğim konferanslarda çokça tanık oldum.
Bizim siyasilerimiz, belediye başkanlarımız sanatın gücünden yeterince yararlanmıyorlar. Oysa yaşamı mükemmel kılan sanattır. Sanat özgürlüktür. Kentlerin de ülkelerin de kalbi vardır. Bazı ülkelerin kalbi tarihi mekânlar, bazı ülkelerin kalbi inanç merkezleri, bazı ülkelerin kalbi olan kentler gibi kentlerin de kalbi vardır. Her kentin kalbi o kentle bütünleşen insana göre değişir. Kentleri de yaşatan kentlerin kalbidir. Kentlerin kalbi tarihtir, sanattır, doğa harikaları ve insanlardır. Kentler sadece binalardan, caddelerden, ibaret değildir, her kentin bir kimliği, ruhu, bir de kalbi vardır. Kentlerin kalbi sanat ve insandır. Yaşadığımız ve geldiğimiz bu süreçte kentlerin de kentlerde yaşayan insanlar kadar demokrasiye gereksinimi vardır...
Kadınların ve gençlerin bu yerel seçimler sonucu seçilmeleri umut vericidir. Hep yinelediğim gibi, kadınlar dünyayı değiştirecektir. İlk kadın belediye başkanımız Müfide İlhan Mersin’den seçilerek kutup yıldızımız oldu. Bugün onlarca Müfide İlhanlarımız kentleri yönetecek. Önemli olan aldığımız görevleri başarıyla sürdürmektir. Kentleri, kentte yaşayan insanlarla birlikte yönetmektir. Masa başında değil daha çok halkın içinde ayakkabı eskiterek çalışmaları sürdürmelisiniz!
Bugünkü yerel iktidar sevincimizin genel iktidara taşınması için yerel yönetimlerde liyakat yerine, eş, dost, akraba, tanıdık önceliği, hukuksuz yönetim anlayışı, gösteriş merakı, üstten bakış, keyfilik, gereksiz harcamalara asla prim verilmemeli. Yerel yönetimlerde akıl ve bilimi önceleyerek, saydam ve hesap verilebilir yönetim anlayışı ile başarılara imza atarsanız gelecek iktidar bizlerindir.
Yerel iktidar sevincini genel iktidara taşıyalım…