Tok Açın Halinden Anlamaz…

Bazı uluslararası finans kuruluşlarından, "Aman swap kanallarını tamamen serbestleştirmeyin" şeklinde uyarılar geldiğini görüyoruz. Demek ki, yabancı yatırımcılar, Türk tahvilleri ile vedalaşmaya henüz hazır değiller ve carry trade ile kazanca bir süre daha devam etmek istiyorlar. Bir anlamda "rahatımızı bozacak hareketlerden kaçının” demek istiyorlar.

Aslında geçenlerde yurt dışında Türk tahvillerini satın alanların büyük kısmının, yine yurt dışında şubesi olan Türk bankaları olduğu iddia edilmişti. Anlaşılan onlardan kalan kısımda hatırı sayılır yabancı yatırımcılar var, TL swapların tamamen serbestleşmesinden çekiniyorlar. Uygulanan yanlış reçeteye desteği verenler böylece ortaya çıkıyor. Döviz üzerindeki kontrolün sürekli devam etmesi imkânsız. Ancak devam etmesini sağlayan da yüksek faiz ile yüksek döviz kazancının bir nevi garantilenmesi. Bizim gibi ekonomistlerin, "Bu şekilde devam edemez, serbest bırakın" çağrılarının etkili olmaması için karşı tarafın propagandasının giderek sertleştiğini görüyoruz. İhracatçı, sanayici ve tüccarın zarar etmesi, vatandaşın acı çekmesi pahasına carry trade yapanları mutlu ediyoruz. Ne için? Programın yanlışlığını örtbas etmek için.

Bu arada Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini güçlendirmesi, beni sevindirdiği gibi endişelendiriyor. Sevindiriyor çünkü olması gereken bu. Dış şoklara karşı güçlü bir rezerve sahip olmamız gerekiyor. Endişelendiriyor çünkü söz konusu dövizleri yüksek kazanç sağlayan yatırımcılara çok ucuza kaptırmak ihtimali giderek artıyor. Ekonomi yönetimi itibar kaybını önlemek amacıyla yatırımcıların zarar görmeden çıkış yapmaları için kolaylık sağlama eğiliminde gözüküyor.

Bu arada ekonomiden gelen muhtelif veri gösteriyor ki, dezenflasyon için lazım olan yavaşlama gerçekleşmiyor. Bu durum 10-15 yıl önce söylenen "enflasyonu düşürmek için büyümeden ödün vermeye gerek yok" şeklindeki illüzyonu tekrar canlandıracak. Çünkü enflasyon TÜİK marifetiyle düşüyor, büyüme de öyle ya da böyle yoluna devam ediyor. Bu arada kredilerde tekrar bir kıpırdama var. Tüm bunlar "program çalışıyor" söylemlerinin havada kaldığını gösteriyor.

İşin iyi tarafı belki de şu: Radikal değişiklikler için gelen ekonomi yönetimi aslında hiçbir şeyi değiştirmeden yola devam ediyor. Demek ki, son 5-6 yılda ne yaşadıysak onu yaşamaya devam ediyoruz. Biraz daha zor şartlarda elbette.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi