“SONUNDA HİCRANI ÖĞRETTİN” ABDULLAH HOCAM

Başlık, Turgut Yarkent’in bestelediği o efsane şarkıya ait; “Mihrabım diyerek sana yüz vurdum/ Gönlümün dalında bir yuva kurdum/ Yıllardan beridir yalvarıp durdum/ Sevgilim demeyi öğretemedim…”

Ligin sekizinci haftasıydı Abdullah Avcı göreve geldiğinde. Bir önceki sezonun 30. Haftasında göreve gelen Nenad Bjelica ile yollar ayrılıp, “hülle” tamamlanmıştı. Liderle arasında 12 puan vardı Trabzonspor’un. O puan farkı hiç kapanmadı, bugün itibariyle 35…

İki hedefi vardı Abdullah Mucib Avcı Hocanın; lig üçüncülüğü elde etmek ve Türkiye Kupasını kazanmak. Yiğidi öldür hakkını yeme; Abdullah Hoca lig üçüncülüğünü de kaybetmek için epey uğraş verdi. Ancak Trabzonspor’un arkasındaki takımlar da kötü olunca, başaramadı… Geçen Cumartesi günü, en yakın rakibi Başakşehir’i yenerek ligi üçüncü bitirmeyi garantiledi Trabzonspor ve Abdullah Avcı. İlk hedef tamamlanmıştı… İnişli, çıkışlı, istikrarsız geçen sezondan, başarı hikâyesi çıkartabilmek için hedef, Türkiye Kupasıydı… Kupa kazanılırsa tüm defolar halı altına süpürülecek, kimse hocanın başarısızlığını tartışmayacak, Abdullah Avcı Trabzonspor kariyerinde kazanabileceği tüm kupaları (rahmetli Ahmet Suat Özyazıcı’dan sonra) kazanarak, efsane olacaktı…

Peki; bu ideali gerçekleştirmek için dün gece Trabzonspor ne yaptı? Hiçbir şey… Maçın hemen başında Onuachu’nun elli metre top sürerek ve Beşiktaş defansını ipe dizerek attığı gol haricinde, sadece bir şutu var Bordo Mavili takımın… Hakkını yemeyelim, ikinci yarıda Mert’in çizgiden çıkarttığı top ile Trezequet’in direkte patlayan şutu ve 89. dakikada gelen golle beraber, üç isabetli şut… Hani desem ki, “Beşiktaş çok etkili oynadı” o da değil. Buna rağmen bu Beşiktaş’a kupa vermeyi başardın Abdullah Hocam, tebrik ediyorum…

Lütfen otur ve maçın tekrarını baştan sona seyret hocam. Bardhi’nin yaptırdığı penaltıyı, U-19 takımındaki oyuncun yaptırmaz. Yediğin ikinci golde Salih, penaltı noktasından altı pasa kadar elini kolunu sallaya sallaya geliyor kimse müdahale etmiyor. Yahu; Uzun Sokak’ta öyle gezdirmezler adamı, ”Hemşerim nereye böyle selamsız sabahsız” derler. Üçüncü gol ise tam bir felaket… Trabzonspor forması giyen bir oyuncunun, o dakikada – berbat oyuna rağmen- maç 2-2 olmuşken, böyle bir hata yapmaya hakkı yok…

Trabzonspor hedefi olan Türkiye Kupasını kazanamadığı halde, lig üçüncüsü olduğu için Avrupa Ligine gidecek. Gidecek ama üç eleme oynamak zorunda olacak. Bordo Mavili takım kupayı kazansaydı sadece Play-Off turu oynayarak, Avrupa Ligine katılma şansı vardı. Bu mağlubiyet aynı zamanda, Trabzonspor’un ilk Avrupa maçına temmuzun son haftasında çıkması demek…

Şimdi sorarım size bu tablo ortada iken Abdullah Avcı başarılı mıdır? Kesinlikle hayır… Trabzonspor için başarı, lig liderinin 35 puan arkasında kalıp, üçüncülükle yetinmek değildir. Avcı’nın, hafta içi oynanan maçlar ve Afrika Kupası’na giden futbolcuları içinde yaptığı yakınmalarda yersizdir, çünkü hemen hemen her takım aynı şartlarda ligi bitirdi.

Trabzonspor seneye Abdullah Avcı ile devam etmeli mi? Kıl payı ile “evet.” Ancak hatalardan ders çıkarılarak, inat etmeyerek, doğru diziliş ve oyuncuları yerinde oynatarak devam etmeli hoca. Aynı hataları tekrarlayarak farklı sonuçlar beklemek, en hafif tabirle Polyannacılıktır.

Abdullah Mucib Avcı hocam; bu şehir sizi çok sevdi, inandı. Sezon başında, siz çalıştırabileceğiniz takım arayışında iken bile sizi istedi, “ellerin ismini ezberlemedi.” Size düşen; bu takımın “adını” ve “sevgilim” demeyi öğrenmek

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Temel Arşivi