Şans da lazım…

İster inanın ister inanmayın “Futbol şansı” diye bir şey var ve bu da Fenerbahçe’de yok ve hiç olmadı. İki direkten dönen top, rakip kalecinin mucizevi üç kurtarışı ve talihsiz bir penaltı…Mourinho ve Fenerbahçeli oyuncular turu geçmeyi çok istedi, ellerinden geleni yaptı ama şansızlığı yenemedi.

Dzeko daha 20. Saniyede düzgün kafa vurabilse maçın öyküsü bambaşka olacaktı, olmadı, vuramadı. Orta saha ilk 15 dakika tamamen Fransızlarındı, Lille önde baskıyla Fenerbahçe’nin çıkmasına izin vermedi ve oyunun hakimi oldu. Sonrasında oyun dengelendi. Oyunu forse eden çoğu zaman Fransızlardı ama pozisyon bulan Fenerbahçe’ydi. Geriden ısrarla pasla çıkan Lille, orta sahayı çok kolay geçip Fenerbahçe ceza sahasına yaklaştı ancak pozisyon üretemedi.

İlerde baskı yapmakta zorlanan Fenerbahçe, orta saha merkezi de kontrol edemedi. Buna rağmen Maximin ve diğer hızlı adamlarıyla bulduğu kontra ataklarla etkili olmaya çalıştı. Kaleci Chevalier üç uzak şutu kurtarırken ilk yarının skorunu belirleyen isimdi.

İkinci yarıya istekli ve etkili başlayan Fenerbahçe’ydi ve tempoyu arttırarak yükleniyordu ki, devreye kale arkasındaki taraftar kılığındaki futbol düşmanı girdi. Rakip kalecinin kafasına attığı maddeyle maçın tüm dengelerini bozdu, tıpkı geçen yıl Sevilla maçında olduğu gibi…

Mourinho bu noktada devreye girdi, oyunu rakip sahaya taşıyabilmek için Mert Hakan yerine En-Nesyri’i alarak çift forvete döndü. Ardından yorulan Maximin’in yerine İrfan Can’ı oyuna aldı. O da kesmedi, Tadiç’i çıkarıp Cenk Tosun’u alarak 3 forvete döndü.

Mourinho aldığı risklerin karşılığını futbol olarak alamasa da, artan tempo işe yaradı ve uzatma dakikalarında Jaden’in taç atışında istenen gol bulundu ve maç uzatmalara gitti.

Uzatmalara Dzeko yerine Bartuğ’u alıp takımı dengeleyerek başladı Mourinho… Her şey yolunda görünüyordu, rakibin 10 kişi kalması da ayrı bir avantaj yaratacaktı ki Jaden şanssız bir penaltıya neden oldu. Ardından Cenk Tosun’un direkten dönen kafa vuruşu Fenerbahçe şanssızlığının doruk noktasıydı.

Mourinho tercihlerini ve kimi oyuncuları eleştiren olacaktır ama çok aldırmayın. Sonuçta Lille eşleşmesinde Fenerbahçe iki maçta da uzatma dakikalarında yediği saçma ve şanssız gollerle elendi.

“Bu şanssızlıkla bu takıma gülmek haram” deseler de “bu böyle gitmez” demek lazım. Şampiyonlar Ligi’ni kaybetmek kötü ama Avrupa Ligi daha gerçekçi görünüyor. Sakin olmak lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi