Alaaddin Dinçer

Alaaddin Dinçer

Öğretmen Olmak Zor, Atanmak Hayal

2024 yılında yapılacak öğretmen atamaları Tasarruf Genelgesi nedeniyle gecikmeli açıklandı. Açıklanan atama sayısı 2023’te yapılan atamanın yarısına bile ulaşmadı. Atama sayısının Maliye Bakanının “Geçen yıl emekli olan sayısı kadar kadro verilecek” açıklaması ile uyumlu olduğu görüldü. Gelecek iki yılda da atamalar emekli olanların sayısı kadar olacak. Ekonomik koşullar, emekli olduğunda aylıklarda yaşanan azalma ve mevcut öğretmenlerin 780 bininin 2003’ten bu yana atanmış olması nedeniyle emekli olma sayısı çok düşük olacaktır. 2003’ten 2023 sonuna kadar KPSS’ye girenlerin içinden atananların oranı sadece yüzde 13,7 oldu. Oysa 2023-24 YÖK istatistiklerine göre doğrudan öğretmenlik programlarında, dolaylı yoldan atamaya esas olan 72 alanda sayısı 300’ü bulan pedagojik formasyon eğitimi sertifika programlarında an itibarı ile okumakta olan öğrenci sayısı 680 bindir. Pedagojik formasyon sertifika programları ağırlıklı olarak ilahiyat, bilişim teknolojileri ve teknoloji, edebiyat/fen/fen ve edebiyat, güzel sanatlar ve tasarım fakülteleri, spor fakülteleri ve yüksek okulları ile dil, tarih ve coğrafya fakültesinde yer almakta. Söz konusu fakültelerin ülke genelindeki toplam sayısı 700’dür.

KPSS’ye başvuran sayısı arttıkça atama sayısı azalmakta bu da öğretmen işsizliğinin büyümekte olduğunu göstermekte. Öğretmenler MEB dışında DİB, Yerel Yönetimler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı gibi kurumların bünyesinde çok sınırlı sayıda istihdam olanağı bulmakta. Ancak bu sınırlı sayıdaki istihdam var olan işsizlik olgusunu ortadan kaldırmaya yetmemekte. 2023-24 YÖK İstatistiklerinde eğitim bilimleri ve eğitim fakülte sayısı 97 olup bu fakültelerde okuyan öğrenci sayısı 195 bin 475’tir. Öğrencilerin yüzde 32,03 erkeklerden yüzde 67,97’si kadınlardan oluşmaktadır. Bu oranlar geçmiş yıllarda da benzer oranlardadır. Dolayısıyla öğretmenlik mesleği bir anlamda kadınların daha geniş istihdam olanağı bulabildiği bir alandır. Öğretmen işsizliğinin artması demek kadın işsizliğinin de artması anlamına gelmektedir.

AKADEMİLER ÖĞRETMEN NİTELİĞİNİ GÜÇLENDİRMELİ

Emniyet, Diyanet Akademilerinden sonra şimdi eğitim/öğretmen akademileri sırada. Milli Eğitim Bakanlığı, yeni bir yasa yapım sürecine hazırlanmakta. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesinden sonra MEB yeni bir meslek kanunu hazırlıyor. Kanun içeriğinde bulunduğu açıklanan düzenlemelere göre öğretmen atama sistemine yeni etaplar ekleniyor. Adı Eğitim/Öğretmen Akademisi olan bu yeni etapta çeşitli aşamalardan oluşmaktadır. Dört yıl eğitim fakültesinde okuyan bir öğretmen; birinci etapta KPSS Eğitim Bilimleri Sınavına, ardından Öğretmenlik Alan Bilgi Testi’ne, sonrasında yeterli puanı alması halinde mülakata, her iki aşamayı geçmesi halinde bir yıl 522 saat süreceği söylenen akademi eğitimine alınacak. Öğretmenler, bu eğitim süresince tabi tutulacağı staj sürecine ve staj süresince gireceği sınav aşamalarından sonra başarılı olabilirse nihayet göreve başlama olanağı bulabilecek. Staj süresince öğretmenlere 23 bin lira aylık ödeneceği söylenmekte. Siyasal iktidarın akademileri yeni seçme ve eleme sistemi kurarak kadrolaşma aracına dönüştüreceğine ilişkin kaygılar dile getirilmekte.

Sonuç olarak, öğretmen olmak için ortaöğretimden başlayarak büyük zorluklarla sınavlara hazırlanıp bir öğretmenlik programına yerleşen gençler, üniversite yaşamları boyunca yaptıkları çok büyük harcamalar sonrası mezun olduklarında mesleklerini yapabilmenin sevincini yaşamak istiyorlar. Ancak asıl meslekleri yerine başka işleri yapmak zorunda kalmaları onları duygusal kırılmaların içine sürüklemektedir. Sayın Bakan Yusuf Tekin bir açıklamasında “Önümüzdeki yıllarda atanacak öğretmen sayısı 7-8 bini geçmez” diyordu. Bütün bu göstergeler ve uygulamalar, önümüzdeki dönemde eğitim fakültelerinde devamsızlık, terkler ve bir sonraki aşama olan tercih edilmeme sorunu ile sıkça karşılaşmak şaşırtıcı olamayacaktır. Bakanlığın bu sorunu öncelikli olarak gündemine alarak, üniversiteler ve sendikalarla birlikte sorunu çözmeye yönelik güven veren çözümler üretmesi gerekmektedir. Yarın çok geç olabilir o nedenle çözüm hemen şimdi. Eğitim ve bilimden tasarruf yapmak ülkenin geleceğini kaybetmek anlamına gelir. Her iki alana yönelik tasarruf tedbirleri zaman kaybetmeden kaldırılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alaaddin Dinçer Arşivi