Abdullah Biricik
Muhteşem Geri Dönüş
1982 Batı-Almanya Fransa Dünya Kupası maçı. Gary Lineker'in 'Futbol basit bir oyundur. 22 kişi 90 dakika bir topu kovalar ve sonunda hep Almanlar kazanır” sözünün atasözüne dönüşmesine neden olan maç! Fransa’nın 3-1 önde götürdüğü ve herkesin bitti gözüyle baktığı sırada efsane futbolcu Rummenigge’nin 3-3’e getirdiği ve sonrasında penaltılarla gelen Alman galibiyeti.
2005 Şampiyonlar Ligi finali. Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Milan ilk dakikadan golü bulmuş ve ilk yarıyı 3-0 skorla bitirmişti. Liverpool’un harika geri dönüşü ve kupaya uzanışı.
2008 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonasında Türkiye- Çek Cumhuriyeti maçı. Son 15 dakikaya 2-0 yenik giren A Milli takımımızın, eksik kaldığı maçta Çek Cumhuriyeti’ni 3-2 mağlup ederek çeyrek finale çıkması.
Futbolda inanılmaz ve unutulmaz geri dönüşler.
Hatta Süper Lig tarihinde de anımsadığımız 2001 yılında oynanan Fenerbahçe Gaziantepspor maçı. Fenerbahçe şampiyonluk yürüyüşünde ilk yarıyı 3-0 yenik kapatmış, sonrasında unutulmaz bir geri dönüşe imza atarak 4-3’lük bir galibiyet elde etmişti. Uzun yıllar unutulmayan bir geri dönüştü!
Galatasaray Kasımpaşa maçında da unutulmaz bir geri dönüş yaşandı.
Galatasaray 2 kez öne geçtiği maçı 3-2 kaybetmek üzereyken müthiş bir geri dönüşe imza attı ve maçı 3-4 kazandı.
Mauro Icardi’ye bu maç özelinde bir makale yazılabilirdi! Biri kendi kalesine 3 gol attı, penaltı kaçırdı, son golde aslan payına sahipti! Benim için Icardi’yi değerli kılan ise penaltı kaçırdığı maçların tamamında oyundan kopmak yerine takımını galibiyete taşıyabilen özel bir hırs ve azme sahip oluşu. Hatırladığım bu -birisi Manchester United maçı olmak üzere- 3. Maçı! Bu lider kişiliği ile takıma öncülük ediyor. Vazgeçmeyişi takım karakterine yansıyor! Kazanmaktan asla vazgeçmeyen bir kişilik!
Özel bir pencerede değerlendirilmeyi hak eden bir diğer isim ise Hakim Ziyech! Sadece 15 dakikada mest edecek bir futbol. Oyunu çeviren bir teknik, zeka dolu bir hücum gücü. 15 dakikada 6 orta 3 gol pası. Galatasaray’ın en önemli transferlerinden birisiydi. Şampiyonlar Ligi’nde çok önemli işlere imza attı. Sakatlık süreci çok uzun sürdü ama Galatasaray’a büyük katkılar sundu ve kalan maçlar adına büyük bir umut verdi.
Övgülerin yanında “tozlu raflarda unutulmuş” “halının altına süpürülmüş” bir yergiye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Fernando Muslera! Galatasaray’da önemli zaferlere imza atmış, efsane bir kaleci. Yediği hatalı gollerin sayısı o kadar arttı ki takım arkadaşlarının tüm emeklerini heba edecek noktalara ulaştı. Hataları büyük maçların kaybedilmesine, küçük maçlarda rakibin oyuna ortak olmasına neden oluyor. Kasımpaşa maçında yine rakibi oyuna ortak edip, kolay geçebilecek bir maçı kaybedecek kıvama getirdi. Yan toplarda zayıf, topu oyuna sokma becerileri zayıf, oyunu okuma ve zamanlama yetileri zayıf ve yediği hatalı gol sayısı inanılmaz fazla.
Galatasaray’ın artık yeni bir Muslera bulma vakti geldi de geçiyor bile!
İşin acı olan tarafı ise Muslera’ya hala “olağanüstü bir kaleci” muamelesinin yapılıyor olması! Futbolda duygusallığa yer yoktur!
Realist düşüncelerin uzağında kalmak size sadece zarar verir. Galatasaray sözleşmesi biten Muslera’ya teşekkür etmeli ve yeni Muslera’sını bulmalıdır!
Ligin bitimine 8 hafta kaldı, her maç ayrı bir final olacak! Galatasaray finalleri iyi oynuyor, kopmuyor, vazgeçmiyor! En yakın takipçisi Fenerbahçe de müthiş bir mücadeleyle yarıştan kopmuyor ve Galatasaray’ın ensesinde!
Ben şampiyonluğu belirleyecek olan maçın, ligin 37. haftasında oynanacak olan Galatasaray- Fenerbahçe maçı olduğunu düşünüyorum.
Şampiyonluk yarışı müthiş bir heyecana sahne olacak!