Nuray Babacan
Koltuk sevdası ve ince hesaplar: AKP’de değişime fren
İktidar partisinin mevcut yönetimi, kapalı kapılar ardında süren kulis faaliyetleriyle bu yılın sonunda yapılması planlanan kongrenin 2025’e ertelenmesini sağladılar. Partide birçok kişiyi kızdıran bu operasyon, seçim sonuçlarından sorumlu tutulan parti yönetiminin değişmesini öteledi. 6 ay içinde hem partide hem de kabinede değişim olacağını, yeni anlayışla reformlar yapılacağını sananlar bir kez daha hayal kırıklığına uğradı.
KOLTUK SAVAŞLARI
AKP’de ince hesaplar yapanların savaşı sürüyor. Yerel seçimlerden sonraki ilk MYK’da parti kongresinin bu yılın kasım ayında yapılması kararlılığı, bir anda yerini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ikna etme turlarına döndü. Genel merkez yönetiminin neredeyse tamamı kongrenin ertelenmesi ve 2025 yılında yapılması için kulis başlattılar. Başta Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir olmak üzere mevcut yönetimin kongrenin önümüzdeki yıl yapılması konusunda kulis yaptığı biliniyor.
FARKLI GÖRÜŞLER
Partinin Kızılcahamam kampında başarısızlık ve kötü yönetim konusunda sürekli eleştirilen genel merkezin bu tavrı, milletvekilleri tarafından eleştirilmeye başladı. Hiç özeleştiri yapmayan bu grubun hem görev sürelerini uzatmak hem de partinin bundan sonraki yeni yapısında söz sahibi olmak için manevra yaptığı iddia ediliyor.
DEĞİŞİM ŞİMDİ OLMALI
Seçim sonuçlarının bedelini ödemekten kaçınan yönetime kızanlar, “Partide değişim olacaksa, şu anda genel merkezde oturanlardan başlamak gerekir. Değişimi siz alttan yukarıya doğru başlatmak istiyorsunuz. Değişim, yukarıdan aşağıya olmalı” diyerek tepki gösteriyorlar. Bu tezi savunanlar, partiyi yeni kongreye götürecek “yeni bir ekip oluşturulması” gerektiğini söylüyorlar.
BU KONGRE ÇOK ÖNEMLİ
Nedenine gelince. AKP’nin bundan sonra yapılacak kongresinde oluşacak kadrolar; olası bir erken seçimde söz sahibi olacak, listeleri belirleyecek, kabine ve belediye başkanlarıyla ilişkilerde etkili olacak. Değişimin hemen yapılmasını isteyenler, bu görevin mevcut yönetime verilmesini istemiyor. Çünkü bu süreç, Erdoğan sonrası güç dengelerinin nasıl oluşacağını da gösterecek. Delegeler her zamankinden daha önemli olacak.
MEVCUT YÖNETİM DİRENİYOR
Hesaplar böyle olunca, genel merkez yönetimi tam kadro, yerel seçim sonuçlarından ekonomiyi sorumlu tutan, kişilere yönelik fatura çıkarmanın doğru olmadığı tezini işlemeye başladı. Bu yaklaşım Kızılcahamam toplantısında da açıkça görüldü. Bu grup, birkaç il başkanını istifa ettirerek, sınırlı bir operasyonla bu yılı atlatmayı planlıyor. O yüzden de genel merkez kadrolarında ve kabinede yapılması beklenen değişimin ateşi de söndü.
KIZAN PARTİLİLER
Bu duraksamayı, değişim istemeyenlere operasyon olarak değerlendirenler de var. Statükodan şikayet edenler, “Sürekli tespit yapılıyor, toplantılar düzenleniyor, her şeyi tekrar tekrar anlatıyorlar ama çözüm ortada yok. Sanki herkes, ‘tek sorumlu var o da Cumhurbaşkanı’ demeye getiriyor. Kimse kendisinde hata aramıyor” değerlendirmesi yapıyorlar.
GENEL MERKEZİN SAVUNMASI
Eleştirilen parti yönetiminin savunmasına gelince. Cumhurbaşkanıyla yaptıkları toplantılarda kullanılan argümanın, “Bu yıl kongre yapılırsa, 2028 yılına kadar yeni bir kongre sürecine girmemiz lazım. Seçim öncesinde kongre tartışmaları bizi olumsuz etkiler. Bu nedenle, kongreyi 2025 yılında yaparsak, yeni vitrin ve yeni kadro AK Parti’yi 2028 seçimine götürür. Zaten seçimlerin öne alınması ihtimali de yüksek. Bu nedenle iç tartışmalar, kongre tartışmalarını 2025 yılında bitirip, önümüze bakmalıyız” olduğu anlatılıyor,
İktidar partisindeki ince hesaplar ve kafa karışıklığı, yerel seçim yenilgisinin öyle çok basit olmadığı gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Sorunun gittikçe büyüyeceği endişesi, sağlıklı karar vermeyi de zorlaştırıyor.