Ümit Sezgin
İsmail Kartal'ın öfkesi
Maç öncesi tribünlerin keyfi yerindeydi, bu nedenle yağmura soğuğa aldırmadan koşmuşlardı Kadıköy’e. En mütevazi tahminler üç farkla başlıyordu. İlk 11 de herkesi memnun etmişti. Aslında, ligde kafaya oynayabilecek bir 11’i daha var Fenerbahçe’nin. İsmail Kartal’ı bu geniş kadroyu küstürmeden idare edebildiği için kutlamak gerekiyor. Ancaaak Samsun maçında İsmail Kartal biraz bu kadronun zenginliğine güvenmenin ve öfkesinin kurbanı oldu.
İki farklı devre yaşandı maçta. İlk yarı Fenerbahçe her istatistiğin ezici üstünüydü. Bu sene erken gol yakaladığı maçlarda farka giden Fenerbahçe’yi durdurmak için Samsun maça önde baskıyla başladı. Buna rağmen 7. Dakikada Mert’in sağ kanattan yaptığı ortada Tadiç’in kafası direğin dibinden dışarı gitti. İki dakika sonra Dzeko’nun şutunu son anda kaleci çıkardı. Ve 11. Dakikada golü buldu Fenerbahçe. Fred’in şahane bir ara pasla kaçırdığı topu Syzmanski, ceza sahası önünde Tadiç’le buluşturdu. Tadiç gerçek bir pas ustası olduğunu ispatlarcasına, ceza sahasına giren İrfan Can’ı gördü. Bu sene santraforlardan çok ceza sahasına giren İrfan Can, usta bir vuruşla 8. Golünü attı.
Golden sonra Samsun ilerde baskısını sürdürdü. Bu baskı işe yaramadığı gibi Samsun’un geride bolca açık vermesine neden oldu. Ancak Fenerbahçe bu açıklardan yararlanamadı. Tadiç son dönemdeki en iyi performansını sergileyerek, Dzeko’yu bolca besledi. 35’te ve 45’te Tadiç’in asistlerinde Dzeko gole ulaşamadı.
Syzmanski sahanın en çalışkanıydı. Fenerbahçe’nin her hücumunda vardı, Samsun’un pek çok hücum girişimini de Fenerbahçe ceza sahasına ulaşamadan kesen isimdi. Fred ve İsmail’e verdiği destek sayesinde Samsun oyunun hiçbir anında orta sahaya hakim olamadı.
İkinci yarı benzer başladı farklı seyretti. Livakoviç’in şık kurtarışıyla başlayan ikinci yarıda Fenerbahçe yine hızlı kanat toplarıyla sıkça Samsun ceza sahasına indi ve yine bu fırsatlardan yararlanamadı ama 60. dakikada Samsun bir serbest vuruşla golü buldu. Serbest vuruşa neden olan İsmail’in hareketine pozisyona çok yakın olan yan hakem devam derken, uzaktaki orta hakem faul verdi. Gerçekten faul müydü çok tartışılır ama Livakoviç’in serbest vuruşta topa geç uzandığı tartışılmaz.
Beraberliğe çok sinirlenen İsmail Hoca, ikinci golü atamayan Tadiç, Dzeko ve İrfan Can’ı kulübeye çekip Cengiz, Batshuayi ve King’i oyuna alarak karşılık verdi. Ardından Syzmanski’yi de çıkarıp Emre Mor’u oyuna aldı. Bir süre sonra Fred de sakatlanıp çıkınca takımın futbol aklı çok zayıfladı.
İsmail Hoca’nın takımın en golcü, en hücumcu dört oyuncusunu birden çıkarması sonuç aldı mı derseniz, olumlu cevap vermek zor. Fenerbahçe’nin hücum dengesinin bozulduğunu bile söylemek mümkün.
Beraberliği yakaladıktan sonra Samsun tamamen kapanıp, sadece vakit çalmaya uğraşınca, kalan dakikalar Fenerbahçe’nin ablukası ile geçti. Batshuayi, Cengiz, King üst üste pozisyonlara girdiler ama değerlendiremediler. Sakatlanan Fred’in yerini alan Kruniç bile gol kaçırdı. İsmail Kartal, en azından Syzmanski ve Tadiç’i çıkarmasa sonuç farklı olabilirdi. Sol açıkta Tadiç yerine Emre Mor’u tercih etmek ne kadar doğru, Hoca şimdi düşünür. Soldan Emre sağdan Cengiz kale önüne bol orta yaptılar, bunlara kafa atması beklenen isimler King ve Batshuayi’ydi. Hoca şimdi King kaç kafa golü atmış araştırır inşallah. Dzeko-Batshuayi ikilisinin şansı çok daha fazla olabilirdi.
Tabii bu sürede kaçırılan gollerden birisi atılsa kimsenin İsmail Hoca’ya söyleyecek lafı olmazdı. Futbol biraz da böyle, unutmamak lazım sonuç önemli.
Ve Fenerbahçe fark atabileceği bir maçı beraberlikte bitirdi. Gol kaçıranlar kadar Livakoviç de beraberlikte pay sahibiydi. Uzatmalarda yaptığı bir kurtarışla mağlubiyet golünü engelledi ama yediği golde de hatalıydı. Siz de farkettiniz mi Livakoviç genellikle golleri solundan yiyor, buna biraz çalışması lazım.
Maç bitiminde İsmail Kartal her zamanki tavrının aksine hızla soyunma odasına gitti ne seyirciye veda etti ne oyuncularını teselli etti. Yapma Hoca, senin herkesten daha sakin olman lazım.