İlk Sarışın Bomba: Mae West

Günümüzde kadınların en büyük sorunlarından biri kendilerine yeterince güvenmemeleri- her yerde küçük narsistler salınırken, sosyal medya sahte saadetini satanlarla dolmuşken güvensizliğin bir sorun olmadığını düşünebilirsiniz- ama patriyarki ve iktisadi düzen kendimizi hep eksik hissettirerek bize sürekli bir şeyler pazarlıyor.

Her çağda idealize edilmiş modeller vardır ama günümüzde o ideallere kavuşmak hiç olmadığı kadar kolay. Mükemmel boyutlara gelmek için bıçak altına yatmak, merdiven altı kuaförlerde kendine iğneler yaptırmak vs. beri taraftan da çok tehlikeli.

Amerika’dan bir örnek vereyim, orada 16’ncı yaş günü bir eşiktir, çocuk artık üniversiteye gidecek yuvadan uçacaktır velhasıl “Sweet 16” denilen doğum gününde aileler çocuklarına önemli bir hediye alırlar.

16’SINDA HEDİYE ESTETİK!

Geçtiğimiz yıllarda ailelerin aldığı en popüler hediye, estetik operasyondu.

Bunun içinde cinsiyet değiştirme operasyonları da var, bilmem kimin dudağına ya da poposuna sahip olmak isteyenlerin ameliyatları da var.

Peki bu işlemlerden sonra insanlar mutlu oluyor mu?

Tartışmalı.

Güvensizlik ya da aşırı-güven maskesinin altındaki sevgisizlikten mustarip insanlar ne kadar kabuk değiştirirlerse değiştirsinler tatminsizlik garanti oluyor. Bazılarının antik Mısır’daki hibrit insan/hayvan tanrıcıklara dönmeleri de bu yüzden olsa gerek.

Mamafih neden böyle bir girizgâh yaptım diye soracak olursanız bugün sizlere kendisiyle barışıklığın vücut bulmuş halini, Hollywood’un ilk meşhur seks bombası Mae West’i anlatmak istediğim için.

ABD’NİN GENETİK HARİTASI

ABD’deki beyazların genetik haritasına baktığımızda en fazla Alman sonra İrlanda ve Anglo-Sakson genlere sahip oldukları ortaya çıkıyor.

Mae de tam olarak bu. Bavyera’dan göç etmiş manken bir anne ve İrlanda-İskoç-İngiliz karışımı boksör babanın kızı olarak doğum tarihini ileride çok saklamaya çalışsa da 1893’te Brooklyn’de dünyaya gelen Mary Jane West sahne için yaratılmış diyebiliriz.

Yedi yaşından itibaren yetenek yarışmalarında dereceler alan, “Baby Mae” olarak ünlenen, 14’ünden itibaren vodvil tiyatrolarında sahne alan bir çocuk olmuş.

Son günlerine kadar 70 küsur yıl boyunca da spottan hiç inmemiş.

6-1.jpg

APTAL SARIŞIN DEĞİL

Seksi filmlerine ve şuh pozlarına bakınca, “aptal sarışın” yaftasını yapıştırmak isteyenlere şunu söyleyeyim:

Mae West pek çok oyununu kendi yazmış, oynadığı filmlerdeki rollerini kendisini yazmış, tek başına Paramount Stüdyosu’nu iflastan döndürmüş son derece akıllı ve cesur bir kadın.

Pek çok oyunu, ‘gençleri kötü etkiliyor’ diye yasaklandığında, “Sansüre bayılıyorum: beni zengin etti” diye dalgasını geçen, bir zamanlar Hollywood’un en çok kazanan oyuncusu işini her daim çok ciddiye almış. Daha 18’inde Broadway sahnelerinde verdiği performanslar New York Times gibi gazetelerde övgüleri kapmıştı.

SEX OYUNU İÇİN HAPİS YATTI

1926 yılında kendi yazıp yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği, bir hayat kadınını canlandırdığı Sex adındaki Broadway oyunu yüzünden hapse atmak istediklerinde, hapse gitmek için limuzin tutmuş, halkın ahlakını bozmakla suçlandığı için 8 gün yattıktan sonra hapiste en iyi ipek külotunu giydiğini beyan etmişti.

Çıkar çıkmaz verdiği röportajdan aldığı parayla hapishaneye kütüphane yaptırmıştı.

Mae West’in eşcinselliği meşrulaştırdığı Drag sahneye koyulduktan on gün sonra kaldırıldı, 1928’de Diamond Lil ve The Constant Sinner (Daimi Günahkâr) gibi oyunları da yazdı, oynadı, yönetti. Dolayısıyla, 37 gibi geç bir yaşta Hollywood’a ayak bastığında, şov dünyasını gayet iyi tanıyordu.

YAŞLI AKTRİSTE YER YOK MU?

Mae West’i tanımış veya okumuş olanlar onun ince esprilerini, kinayeli halini ve çok akıllı bir kadın olmasının altını çizer. O kendinden emin tavırlarıyla kendi işini kendi görmüş, iş yoksa bile kendine iş yaratmıştır.

Hollywood’da yaşlı kadınlara yer yok mudur?

O 85 yaşındayken 28 yaşında bir kadını canlandırmış, 7 kocalı Hürmüz misali, zamanın en ünlü aktörleri ve müzisyenleriyle kamera karşısına geçmiştir. (1978 yapımı Sextette adlı filmde Tony Curtis, Walter Pidgeon, Timothy Dalton, Ringo Starr ve Alice Cooper gibi yıldızlar onun kocalarını oynamıştı).

MESELE SEKSİ OLMAK DEĞİL

Mesele seksi olmak değildi, mesele bir kadının her yaşta kendiyle mutlu olması, hayatına dolu dolu devam etmesiydi. Ringo Starr daha sonra bir röportajında, bir restoranda buluşacaklarsa bir saat evvel gidip ışıkları kendine göre ayarlatır ki mekana girdiğinde tüm ışıkların onun güzelliğini aydınlatmasını sağladığını anlatmıştır.

Beatles referansı vermişken şunu da ekleyeyim; Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band’in kapağına bakarsanız, karşınızda Mae’yi bulursunuz. Grup önce, “Yalnız kalpler kulübünde ne işim var diyen Mae’in iznini alamamış, sonra ona olan hayranlıklarını anlattıkları bir mektup alınca izin vermiş.

Yeri gelmişken, Mae West’in müzik kariyeri 30’larda başlamış, pek çok filmi için stüdyoya girip albüm kaydetmiştir.

Sadece filmlerindeki müzikler değil, Çılgın Noel, Doors parçalarını seslendirdiği Great Balls of Fire gibi pek çok albümü vardır.

GANGSTER-BOKSÖR SEVGİLİLER

Tüm bu işlerinin arasında kendi hayatına zaman ayırmış mı diye soracak olursanız, Mae 17 yaşında tiyatrodan bir arkadaşıyla gizli gizli evlenmiş ama bu evlilik sadece birkaç hafta sürmüştür. Aynı yıllarda başka bir oyuncu ve müzisyen olan Guido Deiro ile birlikte olmuş, hamile kalıp çocuğu aldırınca neredeyse ölüyormuş, işlemden dolayı da bir daha çocuk sahibi olamamış. Uzun bir süre menajeriyle beraber olmuş ama sonra onu da arkadaşlık mertebesine kaldırıp uzun yıllar boyunca onunla çalışmış, birbirlerine hep sahip çıkmışlar.

Sevgilileri arasında zamanın ünlü gansterleri ve boksörleri de vardır. ‘Bir daha evlenecek misiniz?’ diye sorduklarında, “Evlilik bir enstitü ve ben bir enstitüye hazır değilim” diyordu.

Ailesine her daim yakın olmuş, annesi öldükten sonra New York’tan Los Angeles’e taşınıp ailesini yanına alıp onlara bakmıştır.

‘İTİCİ’ GELEBİLEN ÖZELLİKLERİ

1959 yılında kaleme aldığı otobiyografisi “Goodness had nothing to do with it” (İyiliğin bununla hiç alakası yok)’tan da gördüğümüz üzere, kendinden emin, tuttuğunu koparan, zeki bir kadınmış.

Tabii bu özelliklerin kimi yazarlara ve oyuncu arkadaşlarına itici gelmesi normaldi. Mesela aynı filmde rol aldığı W.C. Fields, onun için “Semirmiş bir piton yılanı” ya da “O ancak tesisatçının tahayyülündeki Kleopatra’dır” demiştir. Diğerleri onu yermek bir tarafa, ikonlaştırmıştır.

Frida Kahlo onu bir tablosunda misafir etmiş, Salvador Dali dudaklarının şeklinde bir koltuk yapmıştır.

60 yaşındayken kendinden 20 yaş küçük zamanının Mr. California’sı olan bir güreşçi Paul Novak ile yaşamaya başlamış ve 87 yaşında hayata gözlerini yumana kadar beraber olmuşlardır. Paul Novak “Hayata Mae West’e bakmak için gelmiş olabilirim” demiştir.

ÇAĞDAŞLARI KADAR GÜZEL DEĞİLDİ AMA...

II. Dünya Savaşı’na giden askerlerin can yeleklerinin adı neydi, tahmin edin, Mae West...

1.50 boylarında, kocaman göğüslü bir kadın olan West belki de çağdaşı kadın yıldızlar kadar “güzel” değildi. Ama o kendisini itinayla bir ikona dönüştürdü, evindeki piyanonun üzerine kendi nü heykelini kondurup kendinden üçüncü şahısta bahsetmekten, yatak odasının tavanını aynayla kaplatmakla, evinin her yerine kendi fotosunu asmakla bir nevi Sunset Boulevard filminin kanlı canlı karakteri gibi yaşadı.

KÖTÜ KIZLAR HER YERE...

Filmlerinde söylediği meşhur repliklerini kendi yazdığı için nerede Mae West bitiyor nerede ‘femme fatale’ karakteri başlıyor, bilemeyeceğiz fakat Oscar Wilde’ı aratmayacak kadar eğlenceli oldukları kesin. Mesela, “İki kötülük arasında seçim yapmak zorunda kaldığımda genellikle daha önce denemediğimi denerim” ya da “İyi kızlar cennete gider. Kötü kızlar her yere.”

Mae West’in, “Ne iş yaptığım değil, ama onu nasıl yaptığım. Ne dediğim değil ama onu nasıl söylediğim ve onu yapıp anlatırken nasıl göründüğümdür” gibi sözlerinin çerçeveleniyor olmasının nedeni, bizlere yüz yıl sonra bile cesaret aşılamasındandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Batu Arşivi