Ümit Sezgin
Hükmen yenilenler, hükmedenlere yenilenler
Saflar netleşiyor; hükmen yenilenler, hükmedenlere yenilenler. Türkiye’deki siyasi kamplaşma net biçimde futbola yansıyor. Seçim öncesinde Murat Kurum’a Başkan Dursun Özbek’in yanaktan verdiği makasın kazara olmadığı belli değil miydi? Bu hafta Kulüpler Birliği üyesi başkanlar TFF’nin derhal istifası için imza toplamakta anlaştılar, pazartesi başvuru yapılacaktı. TFF’yi son dönemde istifaya çağıran GS yönetimi de imza vereceğini beyan etmişti. Ancak bugün TFF, 18 Temmuz’da seçimli genel kurula gideceğini açıkladı. Büyükekşi aday olmayacağını söylemiyor, zaman kazanıyor. Ve derhal Dursun Özbek çark ediyor, “imzamı çektim” diye mesaj atıyor, kendisini Trabzon takip ediyor. Peşinden hangi takımların geleceği de belli.
Hükmedenlerin yanında saf tutanlar da fırsatı ganimet biliyor. Büyükekşi TFF’sinin nasıl saçmaladığını uzun boylu anlatmaya gerek yok. Galatasaray yönetimi de aynı yörüngede yalpalayıp duruyor. Bir gün TFF’yi savunuyor, ertesi gün istifaya çağırıyor. Dün MHK’yı ve Türk hakemlerini savunuyor, bugün yabancı hakem diyor.
Ancak fırsatçılık konusunda çok hamaratlar. Dursun Özbek, siyasi parti mitingine gider gibi gitmiş Şanlıurfa’ya; “Türkiye bu kadar gerginken” diye masallar anlatıyor. Hangi Türkiye gergin ve niye gergin Dursun Bey, anlatır mısınız?
Okan Buruk “Gönül isterdi burada rakibimize sarılarak poz verelim. Türk futbolunun tansiyonunun düşmesine ihtiyaç var. Biz Galatasaray olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız" diyor.
Ben son dönemde bundan daha samimiyetsiz, karşısındakini aptal yerine koyan bir açıklama görmedim. Seçim öncesi “Taksimetreleri kurun, geliyor Murat Kurun” diye sloganlar atan İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu’nun seçim sonrası “Biz siyasete hiç girmedik, zaten taksilerin arttırılmasına da karşı çıkmadık” açıklaması kadar dürüstlükten uzak bu sözler.
Sarılıp poz vermeyi boş ver, üzerinize düşen basitti Okan Buruk; “Rakibimizin önemli bir Avrupa maçı var, kupanın hiç acelesi yok, tabii erteleyebiliriz” demek, Şanlıurfa’ya gidip sahte dostluk mesajları vermek değil.
Bu sahte dostluk numaralarına, bıraktım Fenerbahçelileri aklı başında Galatasaraylılar bile kanmıyor. Artık “Ebedi dost, ezeli rakip” söyleminden geriye “ezeli rakip” kaldı. Böyle giderse o da yakında “ezeli düşman”a dönüşür.
Ne yazık ki Galatasaray yönetiminin bu ayıplarına canı gönülden katılan oyuncular da var. Yanlış anlaşılmasın Süper Kupa’yı almaları değil yaptıkları sevinç gösterileri utanç vericiydi. Fenerbahçe böyle bir kupaya sevinse ben utanırdım. Kuraldır sporda, efendi futbolcular eski takımlarına karşı oynayıp gol attıklarında bile daha mütevazi sevinirler. Icardi ve diğerleri kariyerlerinin en utanç verici sevinç gösterilerini yaptıklarının farkında değillerdi. Yazık. Muslera’ya Fair Play ödülü verenler bugün ne düşünüyor acaba?