Boray Acar
Her Facia Meslek Örgütlerinin Önemini Hatırlatıyor…
Vuku bulan bir hadisenin üstüne konuşmak en kolayı… Burada takdir edilmesi gerekenler hadise yaşanmadan önce uyarıda bulunanlar… Esasen, bu yazının konusu da kendileri… İlhan Cihaner ismi fazlasıyla zikredildi. Konunun üstüne cesaret ve kararlılıkla yürüdüğü biliniyor. Elim vakıa münasebetiyle de hafıza tazeleyerek Cihaner’in, AKP döneminde makamında gözaltına alınan bir Cumhuriyet Savcısı olduğunu bir kere daha şerh edelim. Olaylar arasında bağlantı kurma hakkımız da saklı kalsın. Zira devlet yönetmek, sorumluluk gerektiriyor. Kimse FETÖ, paralel yapı falan diyerek bu sorumluluktan kurtulamaz. Münferiden konunun üstüne giden, ancak ismi kamuoyuna mal olmamış bilumum vatansever, meslek erbabı ve insan hakları savunucusunu da Cihaner nezdinde ve beraberinde anmak gerekiyor.
Hadise yaşanmadan, konunun üstüne giden yapılardan birisi de TMMOB (Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği)… TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, “ÇED gerekli değildir raporu”nun kopyala-yapıştır olduğunu (Türkiye’de alınan ÇED gerekli değildir belgelerinin kahir ekseriyeti böyledir), buna karşı dava açtıklarını, işletmenin mahkeme kararını beklemeden kapasite artırımına gittiğini, yapılan itirazların da sonuçsuz kaldığını ifade ediyor. Bunun gibi faciaya dönüşmediği için duyulmayan, duyurulmaya çalışılsa da engellenen tonla dava süreci olduğunu da ayrıca belirtelim. Ardından da iktidarın meslek odalarının etki alanlarını sınırlama, hatta pasifize etme, onları siyasete bulaşmakla ve alanı dışına çıkmakla suçlama girişimlerinin nedenini, bu perspektiften anlamaya çalışalım. Bu arada ilgilileri dışında çok bilinmese de iktidar uzantılarının, meslek odalarının yönetimlerini ele geçirme girişimleri de artan bir şiddetle sürüyor. Şükür ki başaramıyorlar. Bir mühendis olarak otoriteye ram olmayan meslek örgütümün mensubu olmaktan onur duyuyorum.
Tabii siyasi iktidarın her dönem Z raporunun sabitesi olan meslek odası düşmanlığının tek menzili TMMOB değil. Baroları nasıl bölmeye çalıştıkları, itibar edilmeyen alternatif barolar kurdukları malum. Fikir özgürlüğünün ve aklın egemen olduğu yerlerde olamamanın hazımsızlığı içindeler. Şebnem Korur Fincancı’nın üstüne bu denli gidilmesinin önemli bir nedeni de temsil ettiği meslek örgütünden duyulan rahatsızlıktır. Her şeyin kapanmasını isteyen Devlet Bey’in bir aralar buraya da taktığını hatırlıyoruz. 140 Journes’ın Adnan Oktar belgeselinin 2. bölümünde neredeyse örgütün varlık nedeninin, bizzat devlet görevlilerinin ağzından Fincancı’ya bağlanması da boşuna değil. Örgüte operasyon yapılacağının bilgisini veren bakan, Oktar’ın kendi yazmadığı söylenen kitapları masasından eksik etmeyip elini öpen siyasi figür ve bu suça alet olmuş bilumum devlet organı bir yana, doğruluğu şüpheli bir iddia üstünden Fincancı’nın demonize edilmesi, şahsından ziyade örgütünden duyulan rahatsızlıktan ileri geliyor. Velhasıl; İliç’teki altın madeni için 2022 senesinde uyarıda bulunan kurumlar arasında TTB de var...
Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum...