Yaşar Seyman
HATİCE KOCALAR
2022 yılında Denizli'de acele kamulaştırma kararıyla açılan Avdan açık kömür işletme sahasında tarlasını savunurken yaşadığı olaylarla gündeme ve dünyamıza geldi.
75 yaşındaki Hatice Kocabaş Denizli Avdan'daki maden şirketinden tarlasına ekin ekmek için izin alıyor. Şirket yetkilileri izin verdikten sonra bin bir emekle tarlalarına ekinlerini ekiyorlar. Ekinler yetişmeye başladıktan sonra bir gün maden şirketine ait kepçe ve kamyonlar, tarlaya girmeye çalışıyor.
Tarlasında olan Hatice Teyze itiraz davalarının sürdüğünü söyleyerek iş makinelerini tarlasına almak istemeyince mühendisler geliyor ve tartışma çıkıyor.
75 yaşındaki Hatice Teyze'nin karşısına beş, altı kişi dikilirken; içlerindeki evladı yaşındaki mühendisler, Hatice Teyze tarafından darp edildiğini söylüyor ve şirket tarafından Hatice Teyze’ye dava açılıyor.
Bu olayların ardından Hatice Teyze'nin eşi kalp krizi geçiriyor, ameliyat oluyor. Hâlâ sağlık sorunlarıyla uğraşıyor.
Hatice Teyze ve ailesi üzerine kepçelerini süren şirket, toprağını savunduğu için bu insanları yıldırmak ve cezalandırmak için dava açıyor.
Avdan mühendisleri, ‘Hatice Kocalar bizi elindeki sopayla darp etti’ diye mahkemeye başvuruyorlar. 5 Mart günü Hatice Kocalar, Tavas Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıyor. Dava 28 Mayıs gününe erteleniyor.
Hatice Teyze yalnız değildir!
Yargılanması gerekenleri maden şirketini değil hatta yargılanmayı bekleyen adalet sistemini yargılamak yerine Hatice Kadını yargılıyor. Ansızın yargılandığı için ülkedeki kadın örgütlerinin çoğunun haberi, yargılandığı gün oluyor.
“Emek verdik, uğraştık, çabaladık, bilendik, toprağımızı beklerken bize vatan haini dediler. Makineciler bize bayrak tuttuk diye ‘Bayrağı kaldır’ dedi. ‘Kaldırmam!’ dedim. ‘Ben kaldırırım, ben kaldırmasını bilirim’ dedi. Ben de ‘O zaman kepçeyi tak git!’ dedim. Toprağını savunan vatan haini olur mu? Ben soruyom siz cevap verin!” diye haykıran Hatice Kadını gözyaşları içinde dinledim.
Akbelen’den 88 Yaşındaki Zehra Nine ile Avdan’dan 75 yaşındaki Hatice Teyze birbirine sarılıyor, dayanışma gösteriyor. Bu toprağın kadınları, toprağa karşı sorumlulukla mücadele kardeşliğini tüm ülkeye gösteriyorlar.
Bu topraklarda boşuna söylenmiyor, “Akıl yaşta değil baştadır.” Ninelerimiz torunlara sarılacaklarına, toprakları için bayraklarına ve dayanışma kardeşliği ile birbirlerine sarılıyorlar.
Mustafa Kemal Atatürk boşuna demiyor:
"Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim' diyemez."
Karadeniz’de doğası için direnen kadın nasıl haykırdı:
“Devlet kimdir? Devlet benim!”
Yazın sıcağında Akbelen kadınları, gibi Denizlili Hatice Kocalar da elinde Türk bayrağı madencilere karşı direniyor.
Ne günlere kaldık… Maden diye doğayı, insanı öldürenler değil maden şirketine karşı toprağını savunan 75 yaşındaki Anadolu kadını yargılanıyor!!
Hatice Teyze’nin tütünde geçen günlerini Cahit Külebi ne güzel yazıyor Kadınlar şiirinde:
“Kadınlar görmedin mi?
Kaybolur gider sanırdın
Tarla çapalarken güneş altında;
Karanlık odalarda tütün dizerken
Yanıp sönerdi ıslak ıslak
Yeşil tütün renginde gözleri.”
Ömrünü tütün işleyerek geçiren kadın, şirket çalışanlarına direnmiş diye yargılanıyor. O direnmese, bu direnmese, şairin dediği gibi “Nasıl çıkar karanlıklar, aydınlığa.”
Erzincan İliç maden katliamında ağıtlar yakan annelerin ağıtlarını duydunuz mu? Duymadınız, para hırsı gözlerinizi öyle karartmıştı ki koca dağ göçtü ve işçileri yuttu.
Zehra Nine, Hatice Kocalar direnmese bu topraklarda daha çok İliçler yaşanır. Para hırsı gözlerini bürümüş, insanlıktan uzaklaşmış şirket sahipleri yerine sahipsiz köylü kadınları yargılamak yakışıyor mu?
Düğmesiz cüppelerini, muktedirler karşısında niye düğmesi yok diye çekiştirenlerin hukuk düzeninden ne bekliyorum ki.
Maden işletmeciliğine karşı yaşam alanını, köyünü, geçim kaynaklarını ve “yaşam hakkını” savunan Avdan köylüsü, sivil toplum örgütleri, kadın örgütleri, sanatçılar, kadınlar, gençler, tütün emekçisi Hatice Teyze’nin yanında olmalıyız.
Denizli Milletvekili, TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca, dostum, bir hukukçu, bir kadın hakları savunucusu olarak Hatice Teyze’ye dayanışmasını esirgemeyecektir.
Gözü pek Anadolu kadını Hatice Kocalar; o mübarek ellerinden öpüyorum. Varlığın, direnişin bir kez daha gözümüzü açtı, umudumuzu tazeledi…