Eda Yılmayan

Yazdığı kitaplar kadar enerjisi ve neşesiyle de insanda iz bırakan biriydi Özlem Kumrular. Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri Bölümü’ndeki eğitiminin ardından aynı okulda tarih yüksek lisansı yapmış ardından doktorasını İspanya’da bulunan Salamanca Üniversitesi’nde tamamlamıştı. Uzmanlık alanı 16.yüzyıl Avrupa-Osmanlı ve Akdeniz tarihiydi.

Geçtiğimiz yıl bir gezi programı nedeniyle İsviçre'nin Zürih kentinde bulunduğu sırada bir trafik kazası geçirmiş, ciddi ameliyatların ardından uzun süre yoğun bakımda kalmıştı. Kendisiyle ilgili haberleri arkadaşı ve birlikte atölyeler yürüttüğü Yazar Serhan Bali’nin paylaşımlarından öğrendik. Bali, Kumrular için “Akademinin medarı iftiharı, çalışkanlığı ve azmiyle dostlarına ve meslektaşlarına daima esin kaynağı oldu” diye yazdı.

Bali’ye katılmamak mümkün değil. Ayrıca şunu da belirtmem gerekir ki bir tarihçinin en büyük zenginliği dil bilmesi. Özlem Kumrular Osmanlıca, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Katalanca, İtalyanca, İngilizce, Yunanca, Arapça, Hırvatça, Portekizce biliyordu. Bu kadar çok dile hâkim olması araştırmalarını farklı kaynaklardan da yapmasını sağlıyordu. Gazete Pencere’de daha önce ‘İstanbul Eğleniyor’ kitabıyla ilgili yaptığım söyleşide de buna tanık olmuş, araştırmasının detayları ve bunu aktarma biçimini ve heyecanını görmüştüm. Trafik kazasının ardından konuştuğumuz Felsefeci Sadık Usta da Özlem Kumrular’ın dostlarından biriydi. Usta, Özlem Kumrular’ın ölüm haberinin ardından yaptığı sosyal medya paylaşımında “Çok önemli bir değeri kaybettik. Çok çalışkan, ele avuca sığmayan bir araştırmacı, bilgi avcısı ve dost canlısıydı” diye yazdı.

Kitapları arasında; ‘Kösem Sultan’, ‘Haremde Taht Kuranlar, Nurbanu ve Safiye Sultan’, ‘İslam Korkusu’, ‘Türk Korkusu’, ‘Türkler ve Deniz’, ‘Dünyada Türk İmgesi’, ‘Yeni Belgeler Işığında Osmanlı-Habsburg Düellosu’, Mehmet Perinçek’le birlikte yazdığı ‘Zaman Treni: Tarihin Renkli Vagonlarında Bir Seyahat’, ‘Salih Özbaran Tarih Fermanla Yazılmaz’, ‘Sultanın Mutfağı’ ve İBB Yayınları’ndan çıkan ‘İstanbul Eğleniyor’u sayabiliriz.