Can Göknil'in Ardıç Kuşu

Birçok insanın başına gelmiştir. İnsan önemsediği bir kişi, bir beklenti veya herhangi bir olayla ilgili bazen bir şeyleri hisseder. Hissedilen ne ise onunla karşılaşılınca da şaşkınlık yaşanır. Yazıya neden böyle bir giriş yaptığıma gelince: Bayramın üçüncü günü evde oturmuş, bir yandan pazartesi günü için ne yazsam diye düşünüyorum, diğer yandan elimde uzaktan kumanda televizyona öyle boş boş bakıyorum. Aklıma Almanya’da gazetecilik yaptığım yıllarda hiç kaçırmadığım Frankfurt Kitap Fuarı geldi. Fuarda çocuk kitapları da ilgimi çekerdi. Bir anda Almanca çocuk kitapları arasında rastladığım ressam-yazar Can Göknil’in kendi resimleriyle süslediği “Kirpi Masalı” isimli kitabı aklıma düştü. Kitabın sayfalarını çevirirken karşılaştığım resimler gözümün önüne geldi. Çok beğenmiştim resimleri. Bunları düşünürken televizyon karşısında kanaldan kanala geçiyorum. Kültür ve sanat programlarının yayınlandığı TRT 2’ye geldiğimde karşıma Can Göknil çıkınca, gözlerime inanamadım, “Pes bu kadar olur yani” demekten kendimi alamadım.

can-goknil-portre.jpg
Can Göknil

TRT 2’de “Hayat Sanat” isimli programda Can Göknil, İstanbul Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda 5 Mart’ta açtığı ve 20 Nisan’da sona erecek olan “Ardıç Kuşu” isimli sergisini anlatıyor. Düşündüğüm şeyin biranda televizyon ekranında karşımda olmasının şoku içinde, Göknil’in anlattıklarını ağzım açık dinledim. Herhalde şoktan olacak anlattıklarını not almak aklıma gelmedi. Aklımda tek kalan ise Göknil’in ardıç kuşunun koca ormanların yaratılmasına katkı sağladığını ve serginin üç ayrı bölümden olduğunu söylemesiydi. Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra “İnşallah sergiyle ilgili ayrıntılı bir tanıtım vardır” diyerek Bozlu Art Project’in internet adresine girdim. Bu dileğim de tuttu. Serginin manifestosundan bir bölümü sizlere aktarıyorum:

“Serginin ana temaları olan hem sanatta, hem de doğada ‘döngü’ ve ‘denge’ kavramları, sanat dünyasında 50. yılını geride bırakan Göknil’in çok yönlü kişiliğini ortaya koyuyor ve serginin yaratıcılık ilhamı ardıç kuşu misali sergiyi boydan boya dolanıyor.

1970’lerden bu yana sanat dünyamızın önde gelen isimlerinden biri olan Can Göknil’in son dönem çalışmalarının esin kaynağını ‘Ardıç Kuşu’ oluşturuyor. Göçmen kuşlar sınıfında yer alan ve ortaya çıkmaları ile baharın müjdeleyicisi olan ardıç kuşları, dünyanın hemen her bölgesinde yaşayabilen, minik bir kuş türü. Baharın gelmesiyle birlikte ardıç ağacı gövdelerine yuvalarını kuruyorlar ve bu ağacın kozalaklarındaki tohumlarla besleniyorlar, sindirim sistemleri sayesinde bu tohumlar doğaya saçılarak ardıç ormanlarının ortaya çıkmasına vesile oluyorlar. Kuşların beslenebilmesi için ardıç ağacına, ardıç ağacının da varlığını devam ettirebilmesi için ardıç kuşuna ihtiyacı var. Serginin ilk bölümünde karşımıza çıkan minik ardıç kuşu, doğadaki döngü ve dengenin bir parçası oluyor. Sanat üretimlerinde ağaç kültü ve kuş efsanelerine sıklıkla yer veren Göknil, kendi sanatındaki döngüyü ve dengeyi gözler önüne sermek istiyor. Sanatçı sergiye ilham veren düşüncelerini ‘Bilirsiniz, zaman zaman sanatıma kuşlar yerleşir; kaderimizin Kuş Adam Anzu’nun eline geçtiğinde şekillenen eski zaman muskalarını veya Akkızlarla göklerin dokuzuncu katında şaman ruhbanlara iyilik yönünü gösteren Dokuz Kuş’u önceki sergilerimden anımsayanlar vardır belki. Bu kez ardıç kuşu çaldı kapımı. Boyu ufacık ama marifeti kocaman’ diye ifade ediyor.”

can-goknil-eser1.jpg

Sanatçı serginin diğer iki bölümüne “Sevda Habercileri” ve “Kader Habercileri” adını vermiş. “Sevda Habercileri”nde maniler, “Kader Habercileri”nde de falcılar ele alınmış. Eğer siz de benim gibi masal dünyasında gezinmeyi seviyorsanız, bitmesine az bir süre kalsa da Göknil’in bu sergisini kaçırmayın derim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uğur Ergan Arşivi