Begüm Erdoğan

Begüm Erdoğan

Anadolu mitosuna Netflix penceresi

Geçtiğimiz hafta Netflix kütüphanesine Şahmaran’ın 2. sezonu eklendi ve “Umbrella Academy”i de geride bırakarak en çok izlenenler sıralamasında tepe noktaya oturdu. “Hakan Muhafız”la başlayan Netlfix’te Türkiye yapımı fantastik kurgular, önce “Atiye” sonra da “Şahmaran”la devam etmişti. “Hakan Muhafız”ın hayal kırıklığıyla açtığı yaraya, “Atiye” biraz pansuman yapmış olsa da “Şahmaran” için aynısını söylemek güç. Yeni sezonuyla kendisini biraz iyileştirse de, ne yazık ki “Şahmaran” hala kafa karıştırıcı ve tutarsız.

Şahmaran 2023-devam ediyor (Netflix)

Şahmaran, aslında İran ve Türk halklarınca benimsenen, Anadolu’da söylenegelmiş bir efsanedir. Farsça’da hükümdar anlamına gelen “Şah” ve “yılanlar” anlamında gelen “maran” kelimelerinin birleşmesi olan “Şahmaran”, belden aşağısı yılan, üstü insan şeklinde olan iyicil bir varlıktır. Efsaneye göre Şahmaran, Tarsus’ta yerin 7 kat altında, hükümdarı olduğu Maranla yaşar ve ölümsüz bir şifacıdır. Bir kaza sonucu mağarasına giren insan Cemşab’la aşk yaşar. Cemşab tekrar yeryüzüne dönerken Şahmaran’ın nerede olduğunu söylememe yemini eder ancak hasta olan hükümdarına Şahmaran’ın yerini söyleyerek yeminini bozar. Hükümdarsa, iyileşmek için Şahmaran’ı öldürür ve etini yer. Peki bu efsaneyi nasıl mı yorumlamış Netflix? Dizide, Şahraman öldükten sonra günümüz dünyasında yeniden canlanacağı rivayet edilmiştir, Maran halkıysa insanlara karışmıştır. Bir insan olan Şahsu’nun (Serenay Sarıkaya) ve bir mar olan Maran’ın (Burak Deniz) bir araya gelmesiyle kehanet çarkı dönmeye başlar. Diziyle ilgili problem şu ki, yukarıda birkaç cümlede özetlediğim efsaneyi anlamak, dizinin akışını anlamaktan çok daha kolay. Kafa karıştırıcı olmasının sebebi de ince detaylı zekice tasarlanmış bir kurguya sahip olması değil, karakterlerin kafası karışık ve tutarsız davranmaları. Sonuç olarak ortaya, Serenay Sarıkaya’nın başrolünde olduğu, sapsarı renk filtresiyle, karmakarışık bir fantastik kurmaca çıkmış.

Atiye 2019-2021 (Netflix)

“Atiye”, Göbeklitepe’nin kazılarının sürdüğü ve sırlarının ortaya çıkmaya devam ettiği günümüzde, bu dikkat çekici mekanın gizemi üzerinden yazılmış bir kurmaca yapım. Diziye ismini veren karakter Atiye (Beren Saat), İstanbullu bir ressamdır. Atiye’nin Göbeklitepe’yle bağlantılı, kişisel geçmişiyle ilgili sırları ortaya çıkarmak için bir yolculuğa çıkması gerekir. Bu sırada arkeolog olan Erhan’la tanışır ve gizemleri beraber çözmeye çalışırlar. Göbeklitepe’nin çevresinde dönen mistik algıdan mı dersiniz, Beren Saat’in Atiye rolüne gayet yakışmasından mı dersiniz bilemiyorum, bu dizinin Şahmaran’a kıyasla birkaç gömlek iyi olduğunu düşünüyorum. Ancak yanlış anlaşılmasın, dizi yerli fantastik kurgularımız arasında nispeten başarılı bir örnek olsa da, bazı karakter tutarsızlıkları ve senaryoya ait eksiklikler yok değil. Böyle olsa bile, insanlık tarihinin yeninden düşünülmesini gerekli kılmış, dünyanın en eski arkeolojik tapınağı olan Göbeklitepe’nin dünyaya tanıtılması ve reklamının yapılması açısından kıymetli olduğunu da söylemek lazım.

Türk mitosu demişken, “Şahmaran” isimli bir Türkan Şoray filmi olduğunu da belirtelim. Eğer bu mitle alakalı daha farklı bir yorum isterseniz, Zülfü Livaneli’nin yönetmen koltuğunda oturduğu bu 1993 yapımı filmi izlemek üzere Youtube’a geçiş yapabilirsiniz. Zengin Anadolu kültür ve mitolojisi, gerçekten çok değerli. “Hollywood Arap sarısı” renk filtrelerinden arındırılmış, Anadolu mitolojilerini de layığıyla ekranda izlemek dileğiyle.

whatsapp-image-2024-08-16-at-16-38-13-1.jpeg

PLATFORMLARDA MİTOLOJİK YAPIMLAR

Sizin için platformlarda ev rahatlığında izleyebileceğiniz, mitolojik esintili animasyonları listeledik.

  1. Wolfwalkers, 2020 (AppleTv+)

Robyn, babasıyla birlikte İrlanda’da yaşamaktadır. Sert ve otoriter bir şekilde yönetilen yaşadığı küçük şehirde, kurtlara olan korku almış başını gitmiştir. Bu şehirde bir avcı olan babası gibi Robyn de onun yolundan gitme hayalleri kurmaktadır. Bir gün, çocuklara yasak olmasına rağmen şehrin sınırlarından çıkarak babasını takip eder ve yabani bir kız olan Mebh ile tanışır. Mebh ile arkadaş olan Robyn, kısa sürede şehrinde kulağına çalınan efsanelerin gerçek olduğunu öğrenir. 2020 senesinde çıkan en güzel animasyonlardan biri olan bu yapım, hem müziği ve hikayesiyle hem de müthiş keyifli çizimleriyle çok başarılı bir yapım.

  1. Prenses Mononoke, 1997 (Netflix)

Ghibli Stüdyosu’nun en başarılı yapımlarından biri olan “Prenses Mononoke”, insan ve doğanın çatışmasını epik ve fantastik bir kurgu üzerinden anlatıyor. Filmin ana karakteri olan Ashitaka, lideri olduğu köye saldıran bir iblisle savaşırken lanetlenir. Şifalanmak ve lanetin kaynağını bulmak için bir yolculuğa çıkar ve bu yolculukta kendisini bir madenci kolonisi ve orman tanrıları arasında süren bir savaşın ortasında bulur. Burada kurtların tanrısıyla yolculuk eden ve “kurtların prensesi” olarak bilinen San ile tanışır. Derin bir yaratıcılığın ürünü olan ve mitolojik ögelerle örülmüş, insanın açgözlülüğünün ve doğanın çatışmasının anlatıldığı bu yapım, efsanevi animasyon stüdyosunun kurucusu Hayao Miyazaki’nin en güzel işlerinden biri. Seneler sonra yeniden izlemek isteği de uyandıran, kıymetli bir yapım.

  1. Prenses Kaguya Masalı, 2013 (Netflix)

Bir Japon halk masalından uyarlanan bu yapımda, “Ateşböceklerinin Mezarı” filminin yönetmeni Isao Takahata senarist ve yönetmen koltuğunda oturuyor. Takahata’yı uzun bir aradan sonra yeniden yönetmenlik koltuğuna oturtan bu film, aynı zamanda sanatçının vefatından önce yaptığı son iş olma özelliğini de taşıyor. Film, bambu kesicisi olan bir adamın, bambulardan birinin içinde bulduğu parmak kadar bir kız olan Kaguya’yı evlat edinmesiyle başlıyor. Kız büyürken onu ve ailesini daha yakından tanıyor ve seviyoruz. Büyüdükçe güzelleşen Kaguya dillere destan olur. Bu güzelliğe sahip olmak isteyen soylular, onunla evlenmek için kapısına gelirken, Kaguya onlara imkansız görünen görevler verir ve evlenmek istemediği bu adamları kendisinden uzaklaştırmaya çalışır. Sonsuz güzelliği ve yumuşak renkleriyle, dokunaklı ve oldukça keyifli olan bu filmi izledikten uzun süre sonra bile, ninnisini aklınızdan çıkaramayacaksınız.

Bu arada şunu da belirtelim, “Wolfwalkers” bir İrlandalı animasyon stüdyosu olan Cartoon Saloon tarafından yapılmış. Bu stüdyodan çıkan yapımları sevmemek oldukça güç. Şu anda platformlarda gösterimde olmadığı için listeye giremeyen, Büyülü Kitap (The Secret of Kells) ve Denizin Şarkısı’nı (Song of the Sea) da izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Begüm Erdoğan Arşivi